ANASAYFA arrow right 40 Yıl Önce

Sultan Ana, tahliye oluyorsun sesini işitince elindeki sıcak su dolu tası fırlattı...

Sultan Ana, tahliye oluyorsun sesini  işitince elindeki sıcak su dolu tası fırlattı...
YAYINLAMA: 01 Aralık 2025 / 11.07
GÜNCELLEME: 01 Aralık 2025 / 11.07

23 Nisan bayramında cezaevindeki izlenimler:

İçeride kalanlar: “Yıllar geçecek, ama derin izler bırakıp geçecek” diye söyleniyorlardı...

Kadınlar koğuşuna geçiyoruz. Daha sakin, daha önce gazetemizde yaşamlarını, umutlarını yansıttığımız hanım mahkumlar kapıda görülüyor. Görüşe gelen yakınlarından önce hepsiyle tek tek kucaklaşıyorum. Koğuşu geçip yakınlarıyla da kucaklaşıyorlar, bu arada konuşuyoruz. Yarım saat çok çabuk doluyor.

Önceden tanıyıp konuştuğum pırıl pırıl genç kadın mahkumlar, “İçeri gel, yemeğe bizimle kal” diye ısrar ediyorlar.

Cezaevi müdüründen izin aldıktan sonra yanlarına giriyorum. Yemek hazırlayıp, çay pişiriyorlar. Hemen hepsi gergin. Dışarının çok kalabalık olduğunu biliyorlar. Arada “hayırlısıyla şu görüş bir atlatılsa bir şey olmadan” diye endişelerini dile getiriyorlar.

Bu arada İnfaz Yasasından yararlanarak çıkan Sultan Ana'yı anlatıyorlar: -Hani sana, “Yaz kızım Sultan Ana af bekliyor diye yaz” diyen vardı ya, İnfaz Yasası çıktığında halini görecektin. Diğer illerde tutuktalar iki gün önceden salıverildi, evraklarımızı birbirine karıştırdıkları için burada İnfazdan yararlananlar iki gün geç salıverildiler. Sultan Ana'ya “Sen İnfazdan yararlanamayacaksın” diye korkutuyorlardı. Başka şehirlerdekilerin salıverilmeye başladığını duydukça Sultan Ana “Bizim şehirdeki infaz Yasası başka infaz Yasası mı?” diye kendini yiyip durdu. Son gün de nezle olmuştu. Buhar banyosu yaptırıyorduk. “infaz kararın geldi tahliye oluyorsun” dediklerinde sıcak su dolu tası fırlattı, nezlesi falan kalmadı.

Kiminin bir ayı, kiminin üç ayı, kiminin de daha uzun yıllan var dört duvar arasında geçecek, infazdan yararlanıp çıkanlar bir garip burukluk içinde ayrılmış, kalanlar daha yıl veya yıllarca bu dört duvar arasında kalmanın huzursuzluğunu yaşıyorlar.

“Yıllar geçecek ama derin izler bırakıp geçecek» diye söyleniyorlar. Bir süre sonra özgürlüğe kavuşacak hanımlarla görüşmek üzere vedalaşıyoruz. Yeniden erkekler koğuşunun bulunduğu avluya geçtiğimizde ikinci gurup görüşçülerin içeri alındığını, sarmaş-dolaş oluşlarını gözlüyoruz.

Demir kapının önünde parçalanmış bir buket duruyor. Bir kadın ziyaretçi evlilik yıldönümleri olduğu için eşine getirmiş. Ancak kapıda görevliler önce itiraz edip sonra da içeri sokabilirsin deyince sinirlenip buketi parçalamış, kapının önüne fırlatmış. Bukette gerginliklerden parçalanmışlıklardan nasibini almış.

Kapıdaki gardiyan açık görüşlerin mahkumlar ve yakınları için hiç iyi olmadığım söylüyor. Neden diye sorduğumda, mahkumun görüşten sonra çok gergin olduğunu, çocukların da sıra beklerken rezillik çektiklerini belirtiyor.

Cezaevinden, insanların gönüllerince dolaşıp gezebildiği dünyaya ilk adımı attığımızda, bir yakınını kucaklamak için daha yüzlerce insan yerlerde oturup beklemeye devam ediyorlar..

 

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *