ANASAYFA arrow right Güncel

Dişi hayvan sayısını artıramadığımız sürece et açığının önüne geçemeyiz

Dişi hayvan sayısını artıramadığımız sürece et açığının önüne geçemeyiz
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.50
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.50
Gaziantep Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Müdürü Ali Rıza Demirel, hayvancılığın yok olmaya doğru gittiğini vurguladı
Gaziantep Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Müdürü Ali Rıza Demirel, hayvancılığın yok olmaya doğru gittiğini vurguladı

Türkiye’deki et açığı canlı hayvanın arz-talep dengelerinialt üst etti. Ramazan ayı ile birlikte önemli protein kaynaklarından olan kırmızı etin fiyatı 50 liraya kadar çıktı. Duruma bakılırsa Kurban Bayramı’nda et yiyemeyeceğiz. Gaziantep Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Müdürü Ali Rıza Demirel, “Türkiye’deki et açığı canlı hayvanın arz -talep dengelerine alt üst etti. Elimizdeki hayvan sayısı mevcut et ihtiyaçlarını karşılayamadığı için, otomatik olarak bu et fiyatlarının aşırı yükselmesine meydan verdi. Sadece Gaziantep bölgesinde değil, Türkiye’nin genelinde olan bir durum söz konusu. Ülkede dişi anaç sayısını artıramadığımız sürece et açığının önüne geçemeyiz” diye konuştu.
Ortada bir dengesizlik var
Geçen yıl yaklaşık 12 -13 lira olan canlı hayvan bu yıl i17-18 lira.Ama Kurban Bayramı’nda bu rakamın minimum 20 lira olacağının altını çizen Demirel, “Küçük bir aile en az 50 kilo ağırlığında kurbanlık alabilmek için bin lira ödeyecek. Satıcı tarafından baktığımız zaman kurban iyi para etti. Ama tüketici tarafından baktığımız zaman korkunç bir para olarak gözleniyor. Bir taraf mutlu olurken diğer taraf mutsuz oluyorsa, bir yerde bir sıkıntı var ,denge yok demektir. Alanda satanda memnun ise denge var demektir. Şuanda ortada bir dengesizlik var olduğunu biliyoruz” dedi.
Dişi hayvanda düşüş var
“Birliğimizden geçen yıl 266 bin lira damızlık dişi hayvana destekleme verdik” diyen Demirel, “Bu yıl çıkan rakam ise 250 bin lira. Yani 16 bin damızlık hayvanda bir düşüş var. Türkiye geneline baktığımız zaman dişi hayvanda düşüş söz konusu. Burada ters bir aritmetik vardır. Geçen yılki rakamda sabit kalsaydık, bu sene 16 bin fazla yavru alacaktık. Bunun et dönüşümü Türkiye’deki et açığına fayda sağlayacaktı. Şimdi 16 bin açık varsa, doğuran hayvan sayısı azalmış oldu. O zaman ne oldu, et açığı daha da büyüdü” dedi.
İşte hayvancılığın yok olma sebepleri
Demirel, hayvancılıktaki gerileme nedenlerini, “1- Meranın kullanılamaması, meraların yetersiz olduğu, yada meraya hayvan çıkarılamaması. Yani terörle yasaklanan meralar var, o yüzden hayvanlar kesime verildi.
2- Mevcut meralarımızı ıslah olmadığı için hayvan orada yeteri kadar beslenemiyor.
3- Köyde insan kalmadı. Genç nüfus şehre göç etti. Köylü şehre göç ettiği sürecek ekonomi açığımız düzelmez. Hem ekonomik açıdan külfet hem de tarım ekonomisi bitiyor.
4- SGK her insanın ana amacıdır. Genç bir evladımız evlendi. Bunun Sosyal Güvencesi olursa köyden şehre göç etmez. Sosyal Güvence olmayınca geleceği için çocukları için sigortalı iş te çalışmak ister. Ama köyde bu yok. O yüzden gençler köyde kalmak istemiyor. Şehirde asgari ücret de olsa çalışmak istiyor. O zaman köyde yaşam kalmıyor. Hayvancılık ve çiftçilik tamamen bitiyor. Bu adam köyden olsa SGK’sı da olursa Hayvancılıkta ve tarımda asgari ücret dahi kazansa köyde fazla gider olmadığı için bu para kendisine yeter. Bu para kendisine kazanç olarak geri döner” diye açıkladı.
Sosyal güvenliğin olmaması
hayvancılığı ve tarımı bitiriyor
Sosyal Güvenliğin olmaması nedeniyle köydeki tarım ve hayvancılığınbittidiğine dikkat çeken Demirel, “Yanlış politikalar, insanları şehirde asgari ücrete ve fabrikaya mahkum ediyor. İleriki zamanda emekli olurum, olmam korkusuyla tarımın dışına itiyor. Şehirde fabrikada asgari ücrete mahkum ediyor. Köyde yaşayan da kalmadı. Köydekiler yoğurdunu, yumurtasını şehirden alıyor. Köydekiler yaşlı nüfus, hayvancılık yapamadığından, köylü köylülükten çıktı, şehirli oldu. Bu da Türkiye’nin tarım ekonomisine büyük darbe vurdu” dedi.
Dolaylı olarak verdiğimiz vergiler enflasyonu tetikliyor
“Üretir halden tüketir hale geçiyoruz” diyen Demirel, “Üreten olmazsa tüketim olursa ne olacak? Yokluk olacak, fiyatlar yükselecek, o zaman ithalatın önünü açacaksınız. İthalatın önü açılırsa, köylü tamamen bitecek. Dolaylı ödediğiniz vergiler bazen enflasyonu tetikliyor. Örneğin 2 bin lira maaş aldığınızı düşünelim. Benzin alıyorsunuz ÖTV, KDV ödüyorsunuz. Elbise alıyorsunuz KDV’sini ödüyorsunuz. Elektrik, su, Doğalgaz telefon faturalarının KDV’sini, ödüyorsunuz. 2 bin liralık maaşın bin lirasını devlete vergi olarak geri veriyorsunuz. Bu da bir tetiklemedir. Devlet bunları ortadan kaldırsa,geliriniz bin lira yükselecek ve bu da paranın dolaşımını artıracak. Fazladan bin lira harcama yapacaksınız. Üretimi harekete geçirmiş olursunuz. Yoksa bu gidişle dışa bağımlı hale geleceğiz. Ülkede dişi anaç sayısını artıramadığımız sürece et açığının önüne geçemeyiz” diye konuştu. Haber / Adem Kesenek
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *