ANASAYFA arrow right Güncel

Doğamız, kentlerimiz ve yaşam alanlarımız yağmalanıyor

Doğamız, kentlerimiz ve yaşam alanlarımız yağmalanıyor
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.43
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.43
Gaziantep TMMOB İl Koordinasyon Genel Sekteri Burkay Güçyetmez “Doğamız, kentlerimiz ve yaşam alanlarımız yağmacılığın artık kurumsal hale gelen saldırıları ile geri dönüşü mümkün olmayacak düzeyde zarara uğratıldı
Gaziantep TMMOB İl Koordinasyon Genel Sekteri Burkay Güçyetmez “Doğamız, kentlerimiz ve yaşam alanlarımız yağmacılığın artık kurumsal hale gelen saldırıları ile geri dönüşü mümkün olmayacak düzeyde zarara uğratıldı. Ülkemiz maalesef mesleğimizi kamu ve toplum yararı doğrultusunda onurluca icra edebileceğimiz koşullardan uzaklaştı”dedi.
19 Eylül 1979 iş bırakma eyleminin yıldönümünde 2011 yılından bu yana kutlanan “19 Eylül Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları Dayanışma Günü” günü dolayısıyla TMMOB İl Koordinasyon Kurulu bileşenleri ortak bir açıklama yaptı

Mimarlar Odasında gerçekleştirilen toplantıda TMMOB İl Koordinasyon Kurulu adına açıklama yapan Burkay Güçyetmez, ”Mühendis, mimar, şehir plancıları, 19 Eylül 1979’da TMMOB‘nin çağrısıyla ekonomik, demokratik talepleri için ülke çapında uyarı mahiyetinde bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirmişti. Bu eyleme, 49 ilde 443 işyerinde mühendis, mimar, şehir plancıları yanı sıra işçi, teknik eleman ve sağlık görevlileri dâhil olmak üzere 100 bini aşkın kamu çalışanı katılmış, teknik eğitim gören öğrenciler de eylemi desteklemişlerdi. TMMOB tarihinde önemli bir yeri bulunan 19 Eylül tarihi, altı yıldan beri "TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü" olarak kutlanmakta ve mücadele geleneğimiz sürdürülmektedir” diye konuştu

“19 Eylül Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’ne, ülke tarihimizin en karanlık dönemlerinden birisi yaşanırken girmekteyiz” denilen açıklama Güçyetmez, “Ülkemiz 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin yaşattığı olumsuzlukların ağır etkisi altındayken, OHAL ilanı, Meclisin devre dışı bırakılması ve ardı ardına çıkarılan kanun hükmünde kararnameler ile ülkemiz daha baskıcı bir döneme sokuldu. Bir yanımız emperyalistlerin yarattığı kanlı Ortadoğu bataklığı, bir yanımız darbe girişimi, patlayan bombalar, savaş ve katliamlar ile sarıldı. Yıllardır iktidarların yanlış uygulamalarına ve Cemaate karşı mücadele eden muhalif kesimler darbe girişimi bahanesiyle görevlerinden alındı, baskılara maruz kaldı. Kürt sorunundaki savaş ve şiddet odaklı çözümsüzlük politikaları ülkemizi iç savaşın eşiğine getirdi. Toplumsal hayatı kuşatan gericilik iktidar yapısındaki gücü ile laikliği ortadan kaldıracak bir düzeye ulaştı”diye konuştu.

Mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı meslek disiplinleri ve meslek örgütlerimiz, kapitalizmin neoliberal döneminin yeni sermaye birikimi ve rant sürecine tabi kılınmaya çalışıldığını ifade eden Güçyetmez, “Mühendis, mimar, şehir plancılarının bazı alanlardaki yetkileri uluslararası sermaye kuruluşlarına devredildi, bazı alan ve yetkiler kısıtlandı, bazıları ortadan kaldırıldı. Mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı hizmetlerinin ana sektörleri kamusal fayda anlayışından çıkarılıp serbestleştirme, özelleştirme, ticarileştirmenin unsurları haline getirildi; fason üretime bağlı olarak mühendislik geriletildi. Esnek ve güvencesiz çalışma koşulları yaygınlaştırıldı” dedi.

Güçyetmez, “İşçi sağlığı ve iş güvenliği, insanca barınma hakkı ve deprem gerçeğinin gerektirdiği yapı denetimi, kent politikaları, enerji, tarım, orman, su kaynakları gibi alanlarda mühendislik, mimarlık, şehir plancılığının mesleki denetim ve bilimsel-teknik kriterleri devre dışı bırakıldı, kanun hükmünde kararnamelerle yargı kararlarını gözetmeyen mevzuat düzenlemeleri, evrensel bilimsel mesleki gereklilikleri büyük oranda tasfiye etti. Neoliberal dönüşüm programının rant eksenli yeni kurumsallaşması uyarınca örgütümüz TMMOB hedef tahtasına oturtuldu. Kamusal hizmet ve kamusal denetim ortadan kaldırılmaya çalışıldı. İktidar, bu kapsamda TMMOB Yasası‘nı değiştirmeye, Odaların ve TMMOB‘nin önemli bazı yetkilerini elinden almaya çalıştı. Fakat belirtmek isteriz, yaptığımız hizmetlerin kamusal niteliğinin sermaye-rant güçleri lehine tasfiyesine, mesleğimize ve örgütümüze yönelik etkisizleştirme çabalarına karşı duruşumuz, 1970‘lerin TMMOB‘sinin ve 1979 direnişimizin devamı niteliğindedir. TMMOB ve bağlı Odaları boyun eğmeyecektir. Dayanışmanın anlamının; ülkemizin içinde bulunduğu kötü günlerde, umudumuzu kaybetmeden emek, demokrasi ve barış mücadelesini yükseltmek olduğunu biliyoruz. Bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancılarının omuzlarındaki yükün yalnızca umutla ve dayanışmayla paylaşılabileceğine inanıyoruz. TMMOB; kamu yararını gözeterek toplumcu, demokrat, eşitlikçi, özgürlükçü, laiklik ve bağımsızlıktan yana geleneklerine bağlı kalacaktır. Dayanışma Günümüz, ülkemizin aydınlık geleceğine duyduğumuz inançla kutlu olsun” dedi. Gözde GÖKSEL


Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *