Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Bir demokrasi şöleni ve huzur havası içinde geçmesi gereken seçim süreci Erdoğan'ın iftira kampanyaları içinde gölgelendi. Ben karşımda daha mert ve daha yürekli bir aday görmek isterdim" dedi.
Konuşmasını, partisinin Ankara örgütünden yaklaşık 400 partilinin takip ettiği salonda gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, açıklamasına 14 Mayıs seçimlerini değerlendirerek başladı.
Kılıçdaroğlu, sandıktan seçmenin mevcut iktidara yönelik memnuniyetsizliği ve değişim mesajının çıktığını kaydetti.
Erdoğan iktidarının oylarının eridiğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs'ta gerçekleşek Cumhurbaşkanı Seçimi'nin ikinci tur oylamasına işaret ederek "Biz de sizlerin mesajlarını aldık. Memleketimizde adalet, bereket ve huzuru getirmek için ulaşmamız gereken daha milyonlarca vatansever insanlarımız var. 10 günde tüm gayretimizi sarf edeceğiz" dedi.
Mevcut iktidarın ellerindeki kamu imkanlarını kullanarak seçim dönemini kara propaganda ile gerçekleştirdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bir demokrasi şöleni ve huzur havası içinde geçmesi gereken bir seçim süreci Erdoğan'ın iftira kampanyaları içinde gölgelendi. Ben karşımda daha mert ve daha yürekli bir aday görmek isterdim. Vatandaşlar da montajlardan ve bundan medet ummayan adayları hak ediyordu. Yürekli, namuslu, doğruları söyleyen... " ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları: "Sevgili halkım, 14 Mayıs geride kaldı. 28 Mayıs günü Cumhuriyetimiz için, devletimiz, milletimiz için yeniden çok önemli bir seçime gidiyoruz. O gün 2 aday ve 2 farklı anlayış daha önce bir seçim olmamış gibi sıfırdan milletimizin karşısına çıkacak. Benim görevlerimden biri de gerçekleri söylemek. İlk turda bize inanan 25 milyon seçmen olmak üzere, oyunu kullanan tüm vatandaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. İlk turda sandıktan bu iktidara karşı değişim mesajı çıktı. AK Parti 7 puan geriledi. Milletimin oyunun yarısını bile alamadılar.
Bir demokrasi şöleni ve huzur havası içinde geçmesi gereken bir seçim süreci, Erdoğan'ın yalan ve iftira kampanyaları ile gölgelendi. Ben açıkçası karşımda daha mert daha yürekli bir rakip görmek isterdim. Bu ülkenin vatandaşı da miting meydanlarında montajlardan medet ummayan adayları hak ediyor. Doğruca eleştiren yürekli insanları hak ediyor. Ancak siyasi kültürümüz bir kez daha lekelendi. Ancak milletimizi çaresizlik içinde iftira ve karalama kampanyaları ile aldatmaya çalışanlar amaçlarına ulaşamadılar.
Sonuçta, milletimiz ilk turda yetkiyi iktidara vermeyerek bu sistemden ve bu zihniyetten memnuniyetsizliğini ortaya koydu. Bize de çok etkili bir başka mesaj verdi. Kimi vatandaşlarımız sandığa gitmedi, kimi gidip tepkisel oy kullandı, kiminin de eli istemeye istemeye Erdoğan'a gitti. Biz de sizlerin mesajlarını aldık. Bu güzel memleketimizde adalet, bereket ve huzuru getirmek için ulaşmamız gereken milyonlarca vatansever insanımız var. Bu 10 günde tüm gayretimizi bu alanda sarf edeceğiz.
YSK meselesini açıklığa kavuşturmak isterim. Tüm tutanaklar elimizde. Tek bir oyun dahi hakkını yedirmeyeceğiz. YSK'ya gerekli tüm itirazları yaptık. Bunların usulsüzlük ve ahlaksızlıkları sınır tanımıyor.
28 Mayıs'ta seçim sabahı her sandıkta bu kez bir iki değil, 5 müşahite ihtiyacımız var. Hakkını yedirmeyecek, her koşulda güvenebileceğimiz çok daha fazla yiğit kadın ve erkek sandık görevlisine de müşahite de ihtiyacımız var.
Gelelim şu terör meselesine. Bize iftira atmaya çalışan Erdoğan ile bir konuşalım. Erdoğan sen değil misin terör örgütlerine ile masaya oturan. Senin ne haddine bizim vatan sevgimizi sorgulamak. Buradan ilan ediyorum, ben terör örgütleriyle masaya asla oturmadım ve hiçbir zaman da oturmayacağım. Erdoğan, senin izlediğin hiçbir tavizkar yolu izlemeyeceğim, nokta. Dürüst ve ahlaklı olacağım. Sen değil misin FETÖ'yü besleyip büyüten, yalvarıyorum geri dön diyen sen değil misin? Sen değil misin şanlı TSK'ya kumpas kuran. Bu millet bunları bilmiyor mu? Ben hiçbir zaman Mehmetçiğe kumpas kuranlarla yan yana durmadım, asla durmayacağım.
Açıkça söylüyorum, sen ülkenin sınırlarına, namusuna sahip çıkmadın. Bu ülkeye bile bile 10 milyondan fazla mülteci getirdin. İthal oy için Türkiye vatandaşlığını sattın. Ben iktidara gelir gelmez tüm mültecileri evlerine göndereceğim, nokta. İki torbacıya öldürttüğünüz Sinan Ateş'in hesabını soracağım.
Erdoğan, sen parmağındaki tek yüzükle iktidara geldin. Bu yüzükten fazla bir şeyin varsa bana hırsız diyebilirsiniz dedin. Şimdi kendini, aileni zengin ettin. Erdoğan, ben hiçbir zaman çalmadım, çırpmadım. Buradan ilan ediyorum. Devletin ve milletin beş kuruşunda gözü olanın gözünü çıkaracağım ve alacağım o paraları. Burunlarından fitil fitil getireceğim. Bunlar kalırsa 10 milyondan fazla mülteci daha sınırlara gelir, dolar 30 liraya gelecek, kaçaklar, sığınmacılar potansiyel suç makinasına dönüşecek. Bunlar kalırsa domuz bağı ile insanlarımızı öldüren, iktidara ortak olacak. Farkında mısınız? Bunlar her meşrepten teröristi Meclis'e sokacaklar. 28 Mayıs'ta sandığa gitmek ve tehlikeleri önlemek hepimizin ahlaki, vicdani bir mecburiyetidir. Bunun için en az 1 milyon insan sandık başında olacağız. Biz bu vatanı sokakta bulmadık. Milletim ayağa kalksın, vatanını seven bizimle omuz omuza gelsin, vatanını seven sandığa gelsin."