DİSK Gaziantep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin 47. yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, ““Hukuksuz işten atılmaların sona ermesi ve işçi kardeşlerimizin işlerine iade edilmesini hukuk adına, barış adına, demokrasi adına talep ediyoruz. 15-16 Haziran’ın ışığında hukuksuzluğa karşı direnmenin hak olduğunun da altını çiziyoruz” dedi.
“Türkiye işçi sınıfının şanlı direnişi, 15-16 Haziran Direnişi’nin üzerinden 47 yıl geçti” diyen Güdücü, “DİSK’in kapısına barajlarla kilit vurmak isteyenlere ve sermaye sınıfına karşı işçiler bir olarak, dayanışmayla bu girişime hayır dediler. Kanun, büyük işçi direnişinin etkisiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. İşçilerin sendikalarda özgürce örgütlenmesini ve sendikal haklardan özgürce yararlanmasını engellemeyi hedefleyen kanuna karşı gelişen direniş yaklaşık 47 yıldır işçi sınıfına rehberlik ediyor. Bugün de işçi sınıfının birlik içinde, dayanışma içinde mücadelesini zorunlu kılan gelişmeler kapımızda duruyor” şeklinde konuştu.
Bin 500 DİSK’li işçi şimdi işsiz
15 Temmuz 2016’daki karanlık darbenin ardından ilan edilen OHAL’e dayanılarak çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile işçi sınıfının sendikal haklarına, tarihsel kazanımlarına ve iş güvencesine yöneldiğinin ifade eden Güdücü, darbecilerle ve terörle mücadele söylemiyle yaklaşık 150 bin kamu çalışanının Kanun Hükmünde Kararnamelerle ihraç edildiğinin altını çizdi. “İçlerinde akademisyenlerin de olduğu kamu çalışanlarının hak arama yolları tümüyle kapatılmış, özlük hakları gasp edilmiş ve yılların emeğine iktidarca el konulmuştur. Belediyelerde çalışan DİSK Genel İş üyesi işçiler önce KHK’larla, sonra da KHK’larla görevlendirilen Belediye Başkanları ve Valilikler eliyle ya işlerinden edilmişler ya da iş akitleri askıya alınmıştır. Haklarında bir soruşturma yapılmadan işlerinden edilen bin 500 DİSK’li işçi, şimdi işsiz ve tüm hakları ellerinden alınmıştır. Bu işçilerin gidecek bir mahkemeleri dahi yoktur” ifadesini kullandı.
TV’ler, gazeteler ve radyolar kapatıldığı
için binlerce basın emekçisi işsiz kaldı
Basın emekçilerinin OHAL bahanesiyle mağdur edildiğine vurgu yapan Güdücü, “ Basın ve ifade özgürlüğü Anayasal güvence altına alınmış olmasına rağmen 150’nin üzerinde gazeteci hapistedir. TV’ler, gazeteler ve radyolar kapatıldığı için binlerce basın emekçisi işsiz kaldı. Bugün Türkiye’de işçilerin greve çıkması yasaktır. Çünkü grevler başlamadan Bakanlar Kurulu’nun grev erteleme kararı yazılır hale gelmiştir. Ancak grev yasaklarına karşı işçi sınıfının direnişi de güçlenmektedir” diye açıklama yaptı.
Taşeron çalıştırmayı kural
haline getirmeyi amaçlıyor
Taşeron işçi konusuna da değinen DİSK Gaziantep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, “Taşeron işçiliğini ortadan kaldırmayı ve şirket işçilerine devlet kadrosu vermeyi seçim vaadi yapanlar seçim sonrasında ipe un sermektedir. Hükümet bu vaadi işçi sınıfının hafızasından silmeye uğraşmaktadır. Kadrolu, güvenceli işi tamamen tasfiye ederek, taşeron çalıştırmayı kural haline getirmeyi amaçlıyor” ifadesini kullandı.
Kıdem tazminatı, fon uygulamasıyla
kuşa çevrilmek istenmektedir
Kıdem tazminatı konusunda hükümetin OHAL’i fırsat bilerek işçilerin kazanılmış tüm haklarına saldırdığını ve kıdem tazminatına gözünü diktiğini savunan Güdücü, “1936’dan bugüne Türkiye işçi sınıfının ilmek ilmek örerek bugünlere getirdiği kıdem tazminatı, fon uygulamasıyla kuşa çevrilmek istenmektedir. Amaç, kıdem tazminatını bireysel fona dönüştürerek, iş güvencemizin son kalesini yok etmek. Yük ifade ettikleri kıdem tazminatını düşürmek ve fonda biriktirecekleri haklarımızı istedikleri gibi yağmalamak. İşçi sınıfı fona onay vermemektedir. Sermayenin kıdem tazminatını tümüyle kaldırılması talebi de, fonu bir kaynak olarak gören hükümetin dayatması da işçiler için kabul edilemez” şeklinde açıklama yaptı.
İşsizlik 7
milyona ulaştı
Güdücü konuşmasına şöyle devam etti: “Bu ülkede işçiler taşeron işçilik ve kiralık işçilik gibi adlar altında köleliğe mahkum ediliyor. Geçen yıl 56’sı çocuk bin 970 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. İşsizlik 7 milyona ulaştı ve işsizlik sigortası fonu patronlara peşkeş çekiliyor. KHK’lar ile haklarında hiçbir yargı kararı bulunmayan kamu çalışanları ve kayyum atanan belediyelerdeki işçiler hukuk dışı biçimde işlerinden edildi, gidecek mahkemeleri bile yok. Emek değil, doğa da sermayenin yağmasının hedefi oluyor. Kıyılarımıza, meralarımıza, derelerimize, ormanlarımıza ve zeytinlerimize göz dikiliyor. OHAL nedeniyle işlerinden edilen işçi ve kamu çalışanları için evrensel hukuk ilkeleri ve masuniyet karinesinin geçerli kılınmasını istiyor, kıdem tazminatı fonu kurma girişiminden vazgeçilmesini tüm işçilerin kıdem tazminatından yararlanması için süre koşulunun kaldırılmasını ve tazminata devlet güvencesi sağlanmasını istiyoruz.” Hüseyin Karataş
“Türkiye işçi sınıfının şanlı direnişi, 15-16 Haziran Direnişi’nin üzerinden 47 yıl geçti” diyen Güdücü, “DİSK’in kapısına barajlarla kilit vurmak isteyenlere ve sermaye sınıfına karşı işçiler bir olarak, dayanışmayla bu girişime hayır dediler. Kanun, büyük işçi direnişinin etkisiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. İşçilerin sendikalarda özgürce örgütlenmesini ve sendikal haklardan özgürce yararlanmasını engellemeyi hedefleyen kanuna karşı gelişen direniş yaklaşık 47 yıldır işçi sınıfına rehberlik ediyor. Bugün de işçi sınıfının birlik içinde, dayanışma içinde mücadelesini zorunlu kılan gelişmeler kapımızda duruyor” şeklinde konuştu.
Bin 500 DİSK’li işçi şimdi işsiz
15 Temmuz 2016’daki karanlık darbenin ardından ilan edilen OHAL’e dayanılarak çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile işçi sınıfının sendikal haklarına, tarihsel kazanımlarına ve iş güvencesine yöneldiğinin ifade eden Güdücü, darbecilerle ve terörle mücadele söylemiyle yaklaşık 150 bin kamu çalışanının Kanun Hükmünde Kararnamelerle ihraç edildiğinin altını çizdi. “İçlerinde akademisyenlerin de olduğu kamu çalışanlarının hak arama yolları tümüyle kapatılmış, özlük hakları gasp edilmiş ve yılların emeğine iktidarca el konulmuştur. Belediyelerde çalışan DİSK Genel İş üyesi işçiler önce KHK’larla, sonra da KHK’larla görevlendirilen Belediye Başkanları ve Valilikler eliyle ya işlerinden edilmişler ya da iş akitleri askıya alınmıştır. Haklarında bir soruşturma yapılmadan işlerinden edilen bin 500 DİSK’li işçi, şimdi işsiz ve tüm hakları ellerinden alınmıştır. Bu işçilerin gidecek bir mahkemeleri dahi yoktur” ifadesini kullandı.
TV’ler, gazeteler ve radyolar kapatıldığı
için binlerce basın emekçisi işsiz kaldı
Basın emekçilerinin OHAL bahanesiyle mağdur edildiğine vurgu yapan Güdücü, “ Basın ve ifade özgürlüğü Anayasal güvence altına alınmış olmasına rağmen 150’nin üzerinde gazeteci hapistedir. TV’ler, gazeteler ve radyolar kapatıldığı için binlerce basın emekçisi işsiz kaldı. Bugün Türkiye’de işçilerin greve çıkması yasaktır. Çünkü grevler başlamadan Bakanlar Kurulu’nun grev erteleme kararı yazılır hale gelmiştir. Ancak grev yasaklarına karşı işçi sınıfının direnişi de güçlenmektedir” diye açıklama yaptı.
Taşeron çalıştırmayı kural
haline getirmeyi amaçlıyor
Taşeron işçi konusuna da değinen DİSK Gaziantep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, “Taşeron işçiliğini ortadan kaldırmayı ve şirket işçilerine devlet kadrosu vermeyi seçim vaadi yapanlar seçim sonrasında ipe un sermektedir. Hükümet bu vaadi işçi sınıfının hafızasından silmeye uğraşmaktadır. Kadrolu, güvenceli işi tamamen tasfiye ederek, taşeron çalıştırmayı kural haline getirmeyi amaçlıyor” ifadesini kullandı.
Kıdem tazminatı, fon uygulamasıyla
kuşa çevrilmek istenmektedir
Kıdem tazminatı konusunda hükümetin OHAL’i fırsat bilerek işçilerin kazanılmış tüm haklarına saldırdığını ve kıdem tazminatına gözünü diktiğini savunan Güdücü, “1936’dan bugüne Türkiye işçi sınıfının ilmek ilmek örerek bugünlere getirdiği kıdem tazminatı, fon uygulamasıyla kuşa çevrilmek istenmektedir. Amaç, kıdem tazminatını bireysel fona dönüştürerek, iş güvencemizin son kalesini yok etmek. Yük ifade ettikleri kıdem tazminatını düşürmek ve fonda biriktirecekleri haklarımızı istedikleri gibi yağmalamak. İşçi sınıfı fona onay vermemektedir. Sermayenin kıdem tazminatını tümüyle kaldırılması talebi de, fonu bir kaynak olarak gören hükümetin dayatması da işçiler için kabul edilemez” şeklinde açıklama yaptı.
İşsizlik 7
milyona ulaştı
Güdücü konuşmasına şöyle devam etti: “Bu ülkede işçiler taşeron işçilik ve kiralık işçilik gibi adlar altında köleliğe mahkum ediliyor. Geçen yıl 56’sı çocuk bin 970 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. İşsizlik 7 milyona ulaştı ve işsizlik sigortası fonu patronlara peşkeş çekiliyor. KHK’lar ile haklarında hiçbir yargı kararı bulunmayan kamu çalışanları ve kayyum atanan belediyelerdeki işçiler hukuk dışı biçimde işlerinden edildi, gidecek mahkemeleri bile yok. Emek değil, doğa da sermayenin yağmasının hedefi oluyor. Kıyılarımıza, meralarımıza, derelerimize, ormanlarımıza ve zeytinlerimize göz dikiliyor. OHAL nedeniyle işlerinden edilen işçi ve kamu çalışanları için evrensel hukuk ilkeleri ve masuniyet karinesinin geçerli kılınmasını istiyor, kıdem tazminatı fonu kurma girişiminden vazgeçilmesini tüm işçilerin kıdem tazminatından yararlanması için süre koşulunun kaldırılmasını ve tazminata devlet güvencesi sağlanmasını istiyoruz.” Hüseyin Karataş