Kitaptan daha güzel bir miras bırakılamaz

Engelli ve yüksek mimar olan Hasan Kökmen aynı zamanda bir yazar. Hayatın bütün zorluklarına rağmen her zaman yaşama sımsıkı tutunmayı başarmış.
Önemli olan arkada hoş seda
ve faydalı bir şeyler bırakabilmek
Söz uçar yazı kalır ve insan unutur kalem unutmaz atasözlerinden hareketle çalışmalarını gelecek nesillerle paylaşmak adına bir karar aldığını belirten Kökmen, “Bu dünyadan bir şekilde göçüp gideceğiz bu kaçınılmaz bir son. Ama önemli olan arkada hoş seda ve faydalı bir şeyler bırakabilmek. Bence bu dünyada kitaptan daha güzel bir miras bırakılamaz. Kendi çapım ölçüsünde akıp geçen zaman içinde tarihe not düşmek istedim ve çalışmalarım bu şekilde ortaya çıkmış oldu” dedi.
Trajikomik bir durum
ama yaşıyoruz
Kitaplarında mesleğinden, hayatından ve yaşadıklarından kesitler sunmaya çalıştığını belirten Kökmen, Türkiye’de engellilere uygulanan yüzde 40 raporunun kanayan bir yara olduğunu ifade etti. “Buna bir türlü çözüm bulunamadı. Çünkü engeliniz yüzde 39,99 ise siz devlet nezdinde sağlamsınız. Ama özel sektöre göre bu böyle değil. Size engelli gözüyle bakıyorlar ve istihdam etmek istemiyorlar. Trajikomik bir durum ama yaşıyoruz. Ama bu durumda şimdi ki iktidarın çabalarıyla çözülecek buna inanıyorum” şeklinde konuştu.
Toplumda kendi cebini ve
koltuğunu düşünenler var
Günümüz toplumunda kendi cebini ve koltuğunu düşünen insanların olduğuna dikkat çeken Kökmen, “Hak etmedikleri halde bir çok koltuğu meşgul eden, sadece kendini ve cebini düşünen bencil insanların olduğu bir toplumda; liyakat, ehliyet ve sadakat sahibi insanları görmezden gelen bir zihniyet var bunu kimse inkar edemez. Ama basiretli yöneticilerimiz ve büyüklerimiz sayesinde bu durumun hızla düzeleceğine de inanıyorum” ifadesini kullandı.
Erişilebilirlik denilince sadece engelli
insanlar akla geliyor algısını yıkmak gerekiyor
Kökmen konuşmasına şöyle devam etti: “Gaziantep’te gerek engelli farkındalığı adına gerekse mimarlık ve belediyecilik anlamında başarılı işlere imza atacağıma inanıyorum. Erişilebilirlik denilince sadece engelli insanlar akla geliyor algısını yıkmak gerekiyor. Aslında erişilebilirlik demek tüm hareket kısıtlılığı yaşayan insanları ilgilendiren bir kavram. Teknik elemanlar ve yerel yönetimler olarak yaptığımız tasarımlar, projeler ve işlerde şunu unutmamalıyız; zaten erişilebilirlik diye bir kavramla karşılaşmayız. Bir engelli normal bir insanın kullandığı her mekanı kullanamaz ama normal bir insan engelli bir bireyin kullandığı her mekanı rahatlıkla kullanabilir. Anahtar çözüm noktası bu ve proje yaptığımızda kendimize rehber edinmeliyiz” diye açıklama yaptı. Hüseyin Karataş