Çiftçilerin uzun zamandan beri beklediğini küpe affı sonunda çıktı. Konuyla ilgili Sabah’a konuşan İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mehmet Karayılan, “Küpe affının çıkmasını bir yıldan beri bekliyorduk. Bakanımız Faruk Çelik’in talimatıyla yürürlüğe girdi” dedi.
Hayvan kayıtları küpe
üzerinden yapılıyor
Hayvan kayıtlarının küpe üzerinden yaptıklarını belirten Karayılan, “Sahaya indiğimizde 550 binden fazla büyük baş ve 150 binden fazla küçük baş hayvanın olduğunu görüyoruz. Ama bunları kayıt altına almak çok zor. Çünkü bir inek doğduğu zaman sahibi 3 ay içinde bize müracaat etmesi lazım ki kayıt altına alalım. Yoksa 680 TL ceza yazmak zorunda kalıyoruz. Çiftçilerin bu fiyatın altından kalkması çok zor ve 680 TL ceza yazılacağını bildiği içinde kayıt yaptırmaya gelmiyordu” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de hayvan sayısında bir azalış olduğundan mı et fiyatları bu kadar yüksek gibi düşünceler oluyor, ama böyle bir şey yok” diyen Karayılan, “Hayvan ithalatı Et ve Süt Kurumu tarafından yapılıyor. Aracının aracısı pozisyonunda değil, direk olarak bakanlık tarafında ithal ediliyor ve birlikler aracılığıyla belirli fiyat üzerinden çiftçilere dağıtıyor. Burada iş verenler bundan rahatsız. Çünkü bundan kendileri ciddi bir gelir sağlıyorlardı” diye konuştu.
Küpe affı 2017 yılının sonuna
kadar devam edecek
Karayılan, “Bizim yeterli hayvanımız var. Belki de 150 bin kayıtlı hayvan sayısı küpe affıyla birlikte 180-190 bine çıkacak yani ortalama yüzde 20 artış olacağını düşünüyorum. Belki de küçük başta 500 bin yerine 600 bin hayvan çıkacak. Bu da Türkiye’deki mevcut hayvan sayısının artması demek. Dolayısıyla 2017 yılının sonuna kadar küpe affından herkes faydalanabilecek ve şu anda hayvanların küpelerini vurmaya başladık ve para almıyoruz. Bunların hepsinin kayıt altına aldığımızda hayvan sayımızın arttığını göreceğiz. Bu şekilde hayvan sayısı resmi olarak da netleşmiş olacak” ifadesini kullandı.
Bir yılda yaklaşık 400
bin buzağı ölüyor
Buzağı ölümlerine de dikkat çeken İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mehmet Karayılan, bu konuda da ciddi çalışmaların olduğunun altını çizdi. “Bir yılda yaklaşık 400 bin buzağı ölüyor. Buzağı ölümlerini engellerseniz dışa bağımlılığı çok ciddi anlamda azaltırsınız. Dışa bağımlılığı azaltmak için buzağı ölümlerini durduracağız ve çok genç yaştaki hayvanları kestirmeyeceğiz. Bu şekilde hayvan açığımızı kapatmış olabiliriz. Ama maalesef bazı çevreler bu konuda spekülasyon yapıyor” ifadelerine yer verdi.
Hayvancılıkta eğitim
çok önemli
Hayvancılıkta eğitimin önemli olduğunu kaydeden Karayılan, “Eğitimli insanlar hayvancılıkla uğraşmaz ya da hayvancılıkla uğraşanlar bununla ilgili eğitim almazlarsa buzağıların ölümünü engelleyemezsiniz. Çünkü buzağı yeni doğan bir yavru ve bu yavruya nasıl bakılacağını bilmezsen, onun sıcak ve soğukluğunu ayarlayamazsan ve yemleme ihtiyacını yapamazsan yavru ishal olur ve ishal olduktan sonra ölür. Burada buzağıyla ilgili bilinçli bir sektörün oluşması gerekiyor. Mesela 100 inek doğum yaptı ve 100 buzağı doğdu. Doğan buzağılarla o işletmelerde devam etmemeliyim. Buzağı yetiştiriciliğini de farklı bir bölüme almalıyım. Nasıl ki hastaneler çocuk doktoru, cilt doktoru veya diş doktoru var ise bunda da aynısı olması lazım. Hayvanı hayvan olarak görüyoruz, ama bun yanlış bir algı” şeklinde açıklama yaptı.
Süt hayvanına ve besi hayvanına
bakamın farklı olması gerekiyor
Şu anda bir inekten 65 litre süt aldıklarını ifade eden Karayılan, “Türkiye ortalaması 18 litre ve Gaziantep’te de günde 22 litre süt alıyoruz . Günlük süt üretimimiz 600 ton. Süt hayvanına ve besi hayvanına bakamın farklı ve yavruya bakımın farklı olması gerekiyor. Hayvan aynı hayvan niye burada 15 litre sür veriyor da orada 65 litre süt veriyor. İşte bu bakımdan geçiyor ve bunu iyi irdelemek gerekiyor. Büyüğe ve küçüğe bakmak farklıdır. O yüzden küçük hayvanları ayırmak lazım” diye açıklamada bulundu.
Hayvancılık yaparken
bilinçli olmak lazım
“Hayvancılık yaparken bilinçli olmak lazım” diyen İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mehmet Karayılan, “Hayvancılık bir hobi değildir. Bir meslek ve o üreticilere ihtiyacımız var. Şu anda onların eğitimine de çok önem veriyoruz. Çoban eğitimi de veriyoruz. Çoban eğitimi almadan hayvanları yayamazsın, yayamadığın zaman hayvana iyi bakamazsın. Hayvan doğuracağı zaman anlayamazsın, yere düştüğü zaman neden düştüğünü bilemezsen hayvanı kaybedersin. Çobanda hayvan doktoru aslında. 2015 yılında 175, 2016 ‘da 226 ve 2017’ de 109 kişiye çobanlık eğitimi verdik” dedi.Hüseyin Karataş
Hayvan kayıtları küpe
üzerinden yapılıyor
Hayvan kayıtlarının küpe üzerinden yaptıklarını belirten Karayılan, “Sahaya indiğimizde 550 binden fazla büyük baş ve 150 binden fazla küçük baş hayvanın olduğunu görüyoruz. Ama bunları kayıt altına almak çok zor. Çünkü bir inek doğduğu zaman sahibi 3 ay içinde bize müracaat etmesi lazım ki kayıt altına alalım. Yoksa 680 TL ceza yazmak zorunda kalıyoruz. Çiftçilerin bu fiyatın altından kalkması çok zor ve 680 TL ceza yazılacağını bildiği içinde kayıt yaptırmaya gelmiyordu” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de hayvan sayısında bir azalış olduğundan mı et fiyatları bu kadar yüksek gibi düşünceler oluyor, ama böyle bir şey yok” diyen Karayılan, “Hayvan ithalatı Et ve Süt Kurumu tarafından yapılıyor. Aracının aracısı pozisyonunda değil, direk olarak bakanlık tarafında ithal ediliyor ve birlikler aracılığıyla belirli fiyat üzerinden çiftçilere dağıtıyor. Burada iş verenler bundan rahatsız. Çünkü bundan kendileri ciddi bir gelir sağlıyorlardı” diye konuştu.
Küpe affı 2017 yılının sonuna
kadar devam edecek
Karayılan, “Bizim yeterli hayvanımız var. Belki de 150 bin kayıtlı hayvan sayısı küpe affıyla birlikte 180-190 bine çıkacak yani ortalama yüzde 20 artış olacağını düşünüyorum. Belki de küçük başta 500 bin yerine 600 bin hayvan çıkacak. Bu da Türkiye’deki mevcut hayvan sayısının artması demek. Dolayısıyla 2017 yılının sonuna kadar küpe affından herkes faydalanabilecek ve şu anda hayvanların küpelerini vurmaya başladık ve para almıyoruz. Bunların hepsinin kayıt altına aldığımızda hayvan sayımızın arttığını göreceğiz. Bu şekilde hayvan sayısı resmi olarak da netleşmiş olacak” ifadesini kullandı.
Bir yılda yaklaşık 400
bin buzağı ölüyor
Buzağı ölümlerine de dikkat çeken İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mehmet Karayılan, bu konuda da ciddi çalışmaların olduğunun altını çizdi. “Bir yılda yaklaşık 400 bin buzağı ölüyor. Buzağı ölümlerini engellerseniz dışa bağımlılığı çok ciddi anlamda azaltırsınız. Dışa bağımlılığı azaltmak için buzağı ölümlerini durduracağız ve çok genç yaştaki hayvanları kestirmeyeceğiz. Bu şekilde hayvan açığımızı kapatmış olabiliriz. Ama maalesef bazı çevreler bu konuda spekülasyon yapıyor” ifadelerine yer verdi.
Hayvancılıkta eğitim
çok önemli
Hayvancılıkta eğitimin önemli olduğunu kaydeden Karayılan, “Eğitimli insanlar hayvancılıkla uğraşmaz ya da hayvancılıkla uğraşanlar bununla ilgili eğitim almazlarsa buzağıların ölümünü engelleyemezsiniz. Çünkü buzağı yeni doğan bir yavru ve bu yavruya nasıl bakılacağını bilmezsen, onun sıcak ve soğukluğunu ayarlayamazsan ve yemleme ihtiyacını yapamazsan yavru ishal olur ve ishal olduktan sonra ölür. Burada buzağıyla ilgili bilinçli bir sektörün oluşması gerekiyor. Mesela 100 inek doğum yaptı ve 100 buzağı doğdu. Doğan buzağılarla o işletmelerde devam etmemeliyim. Buzağı yetiştiriciliğini de farklı bir bölüme almalıyım. Nasıl ki hastaneler çocuk doktoru, cilt doktoru veya diş doktoru var ise bunda da aynısı olması lazım. Hayvanı hayvan olarak görüyoruz, ama bun yanlış bir algı” şeklinde açıklama yaptı.
Süt hayvanına ve besi hayvanına
bakamın farklı olması gerekiyor
Şu anda bir inekten 65 litre süt aldıklarını ifade eden Karayılan, “Türkiye ortalaması 18 litre ve Gaziantep’te de günde 22 litre süt alıyoruz . Günlük süt üretimimiz 600 ton. Süt hayvanına ve besi hayvanına bakamın farklı ve yavruya bakımın farklı olması gerekiyor. Hayvan aynı hayvan niye burada 15 litre sür veriyor da orada 65 litre süt veriyor. İşte bu bakımdan geçiyor ve bunu iyi irdelemek gerekiyor. Büyüğe ve küçüğe bakmak farklıdır. O yüzden küçük hayvanları ayırmak lazım” diye açıklamada bulundu.
Hayvancılık yaparken
bilinçli olmak lazım
“Hayvancılık yaparken bilinçli olmak lazım” diyen İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mehmet Karayılan, “Hayvancılık bir hobi değildir. Bir meslek ve o üreticilere ihtiyacımız var. Şu anda onların eğitimine de çok önem veriyoruz. Çoban eğitimi de veriyoruz. Çoban eğitimi almadan hayvanları yayamazsın, yayamadığın zaman hayvana iyi bakamazsın. Hayvan doğuracağı zaman anlayamazsın, yere düştüğü zaman neden düştüğünü bilemezsen hayvanı kaybedersin. Çobanda hayvan doktoru aslında. 2015 yılında 175, 2016 ‘da 226 ve 2017’ de 109 kişiye çobanlık eğitimi verdik” dedi.Hüseyin Karataş