ANASAYFA arrow right Güncel

“Türkiye’ye karşı siyasi bir karar diye değerlendirmek yanlış olur”

“Türkiye’ye karşı siyasi bir karar diye değerlendirmek yanlış olur”
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.49
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.49
AB, ilk kez denetimden çıkardığı bir ülkeyi ikinci kez denetime aldı....
AB, ilk kez denetimden çıkardığı bir ülkeyi ikinci kez denetime aldı....

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, Türkiye'nin denetim sürecine alınmasını kabul etti.AKPM'nin Strazburg'da yapılan 2017 Bahar Dönemi Genel Kurulu'nda "Türkiye’de Demokratik Kurumların İşleyişi" konulu rapor görüşülerek, raporun ekindeki karar tasarısı için oylama yapıldı. Türkiye'nin denetim sürecine alınması 45 aleyhte 113 lehte, 12 çekimser oyla kabul edildi. Uzun dönem Türkiye’yi temsilen Avrupa Konseyi’nde Siyasi Komisyon Başkanlığı yapmış olan CHP’li Abdulkadir Ateş, “Bu kararlar Avrupa Birliği kurulduğu günden beri var. Türkiye’ye karşı siyasi bir karar diye değerlendirmek ve insanları Avrupa’ya karşı bir algı içerisine sokmak yanlış olur” açıklamasında bulundu.

İnsan hakları ihlalleri
konusunda şikayetler vardı
CHP Eski Gaziantep Milletvekili ve Devlet Bakanı olan, Avrupa Konseyi’nde Siyasi Komisyon Başkanlığı yapan Abdulkadir Ateş, bu kararın siyasi olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğunu belirterek, “Avrupa Birliği’nin kararları kurulduğu günden beri var. Bu kararlar bize özel değil. Bunlara uyanlar kalır, uymayan gider” diye konuştu.
CHP’li Abdulkadir Ateş, “12 Eylül askeri darbesinden sonra, Avrupa Konseyi kurucu üyelerinden olan Türkiye, yaşanan demokrasi ve insan hakları ihlalleri nedeniyle denetim sürecine alınmıştı. Bu durum 2004 yılına kadar devam etti. 2002-2004 yılları arasında AKP ve CHP’nin mecliste olduğu dönemde, CHP’nin katkısı ile insan hakları, demokratik kurumların güçlendirilmesi ve demokratik kurumların oluşturulması ile ilgili yasalar çıkarıldı. Bunun yanında Strazburg’da yaptığımız yakın çalışmaların da etkisi ile Türkiye denetimden çıkarılmıştı” dedi.

Referandum bardağı
taşıran damla oldu
İki kez Avrupa Konseyi’nde Siyasi Komisyon Başkanlığı yapan Abdulkadir Ateş, Sabah’a yaptığı açıklamada, o dönemde de, 12 maddede eksiklik olduğunun sürekli gündeme getirildiğini hatırlatarak, “Bunlardan birçoğu yerine getirildi, ama halen eksikler vardı. Yerel yönetimlere bir takım haklar sağlanması ve çocukların ana dilde eğitim alması konusunda bir gelişme sağlanamadı. 2008-2009’dan sonraki demokratik ihlaller ve şimdi de referandum ile Türkiye’nin durumu artık Avrupa açısından dayanılmaz hale geldi. Referandum ile getirilen 18 maddenin ciddi ihlaller oluşturduğu daha referandum öncesinde Venedik Komisyonu tarafından incelemeye alınmıştı. Venedik Komisyonu, Avrupa için bir danışma komisyonu niteliğindedir. Ben orada da Avrupa Komisyonu’nu temsilen iki dönem görev yaptım. Bu komisyon 9 Nisan’da Avrupa Komisyonu’na rapor gönderdi. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi de Türkiye’yi yeniden denetim sürecine alma kararına vardı” diye açıklamada bulundu.

Türkiye'ye karşı ayrımcı bir
yaklaşımın sergilendiği iddia edildi
AKPM Türkiye raportörleri Estonyalı MarianneMikko ve Norveçli IngebjorgGodskesen tarafından hazırlanan raporda Türkiye'de özellikle terör örgütü FETÖ'nün darbe girişiminden sonra ilan edilen olağanüstü hal uygulaması çerçevesinde alınan karar ve uygulamalar eleştiriliyor ve demokratik kurumların işleyişinin bozulduğu iddia ediliyor. Rapora dair AKPM Türk Delegasyonu Başkanı ve AK Parti Adana Milletvekili Talip Küçükcan'ın kaleme aldığı itiraz bildirisinde ise raporun ve karar tasarısının hatalarla dolu olduğu, Türkiye'ye karşı ayrımcı bir yaklaşımın sergilendiği ve tasarının kabulü halinde AKPM'nin Türk kamuoyu nazarında değerini kaybedeceği vurgulandı.
AKPM'nin Türkiye'nin teröre karşı mücadelesinde yanında olması gerektiğini kaydeden Küçükcan, ülke olarak FETÖ, PKK ve DEAŞ başta olmak üzere sayısız terör örgütüyle mücadele edildiğini ve getirilen uygulamaların bu tehditlere karşı olduğunu belirtti.
Karar tasarısına yapılan en son eklerde ise, Türkiye'nin idam cezasının yeniden kabul edilmesinin Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyeliği ile bağdaşmadığı bildirilerek, Yüksek Seçim Kurulu'nun cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi halkoylaması ile ilgili bütün itirazları tam anlamıyla incelemesi talep edildi.Diğer taraftan kararda Türk delegasyonu ve bazı diğer yabancı milletvekilleri tarafından desteklenen, Türkiye'de yapılacak olası düzenlemeler göz önünde bulundurularak, denetim sürecinin başlatılması konusundaki değerlendirmenin AKPM'nin 2018 Bahar Dönemi'ne bırakılması talebi reddedildi. Raporun görüşülmesinden sonra oylanarak kabul edilen karar tasarısında, Türkiye'ye çeşitli tavsiyelerde bulunuldu ve AKPM ile Türkiye arasındaki iş birliğinin devam etmesi için bu tavsiyelerin yerine getirilmesi gerektiği ifade edildi.Kararda, olağanüstü halin mümkün olan en kısa zamanda kaldırılması istendi.
"Türkiye, Avrupa'nın bir parçası
olmaya devam edecektir"
AKPM Türk Heyeti Başkanı ve Adana Milletvekili Talip Küçükcan oturumda yaptığı konuşmada, "Türkiye Avrupa'nın bir parçası ve bir parçası olmaya devam edecektir." dedi.
Türkiye'de 7 Haziran seçimlerinden bu yana 750 vatandaşın demokrasiyi savunurken öldürüldüğünü, 900'den fazla güvenlik gücünün yine Türkiye'nin ve Avrupa'nın güvenliğini sağlamaya çalışırken öldüğünü belirten Küçükcan, şöyle devam etti:"Eğer DEAŞ veya bir başka terör örgütü sizin şehirlerinize saldırsa, sizin kasabalarınıza saldırsa, çocuklarınızı, eşlerinizi öldürse, siz de çeşitli önlemler alırdınız. Eğer onlar sizin parlamentonuza Türkiye'de olduğu gibi saldırsa siz de çok güçlü önlemler alarak güvenliği sağlamaya çalışırdınız. Bizim Türkiye'de yaptığımız ve yapmaya devam edeceğimiz şey de bu."
Bunları yaparken hukukun çerçevesinde hareket edeceklerini vurgulayan Küçükcan, "Türkiye Avrupa Konseyi ile bir arada çalışmaktadır ve yapıcı bir diyalog ortamı oluşturabilirsek başarılı olabiliriz." dedi.
AKPM ve Avrupa Konseyi'nin Türkiye üzerindeki etkisi görünmek isteniyorsa yapıcı adımlar atılması gerektiğine işaret eden Küçükcan, "Türkiye için denetim sürecinin tekrar açılması bu yönde bir adım olmayacaktır. Bu ilişkilere zarar verecek bir adım olacaktır." diye konuştu.Küçükcan, denetim sürecinin tekrar başlatılmasının Avrupa Konseyi için olgunlaşmamış ve zamanından önce atılmış bir adım olacağını kaydetti.
"İnsan hakları ihlalleri mesnetsiz"
AK Parti Sakarya Milletvekili Şaban Dişli, raporun birçok yanlı fikri bir araya getirdiğini belirterek, raporda gerçek tespit ve değerlendirmeye lüzum görülmediğini kaydetti.Milletvekillerinin salıverilmesinin talep edilmesinin AİHM kararlarıyla uyuşmadığına dikkati çeken Dişli, kamu ve yargıda işten çıkarmaların geçmişe yönelik cezalandırma olduğu anlayışının yanlış olduğunu, AİHM kararlarında ve Venedik Komisyonu kararlarında kamu otoritesinin arındırma hakkı olduğunun belirtildiğini vurguladı.
Güneydoğudaki terör eylemleri sırasındaki, "insan hakları ihlalleri iddialarının mesnetsiz" olduğunu da belirten Dişli, alınan tüm önlemlerin hukuk devleti ilkeleri ve uluslararası yükümlülüklerle uyumlu olduğunu söyledi.
Türkiye'nin 1949 yılında kurucu üye olarak dahil olduğu AKPM'de 1990'lı yıllarda oluşturulan "denetim süreci" üye ülkelerde demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) temel değerlerini tesis etmeyi amaçlıyor ve uygulanmasını denetliyor. 1996'da bu sürece dahil edilen Türkiye, yapılan yapısal değişiklikler ve düzenlemeler sonrası 2004'te süreçten çıkarılarak "denetim sonrası izleme sürecine" dahil edilmişti. Adem Kesenek-ANKA

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *