Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Nisan ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırma verilerine göre asgari ücret açlık sınırının altın kaldı. Bekâr bir çalışanın ‘Yaşama maliyeti’ 13 bin liraya yükselirken, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise 33 bin TL’ye dayandı.
Hayat pahalılığı dar gelirlinin peşini bırakmıyor
Türk İş Gaziantep İl Temsilcisi Mehmet Akif Sarıca, “Ücretlilerin satın alma güçleri enflasyon nedeniyle aşınıyor. Yapılması gereken zorunlu harcamaları karşılamakta yetersiz kalan ücret gelirleri nedeniyle hayat pahalılığı dar gelirlinin peşini bırakmıyor” ifadelerine yer verdi.
Vatandaşın, temel tüketimlerinden daha fazla kısamaz hale geldi
Günümüzde temel sorun geçim sıkıntısı olduğuna dikkat çeken Sarıca, gıda alışverişlerinde bile kilogramdan, grama ve tane ile alışverişe göre hayatını idame ettirmek durumunda kalmış olan vatandaşın, temel tüketimlerinden daha fazla kısamaz hale geldiğinin altını çizdi.
Kuru soğan ve patates fiyatları son bir yılda iki katına kadar artmış durumda
Yaşanan enflasyonun herkes için farklı olduğuna dikkat çeken Sarıca, “Dar ve sabit gelirli kesimlerin etkisini en fazla hissettiği enflasyon göstergesi gıda fiyatlarındaki hızlı yükseliş. Bir buçuk yıldan fazla süredir gıda enflasyonu yüksek seyrediyor. Bu durum sabit gelirlilerin ücret ve maaşlara yapılan zamlara rağmen büyümeden pay almak bir yana alım gücünü düşürüyor. Örneğin son bir ayda ortalama 50 TL, son bir yılda yüzde 150 artan kırmızı eti tüketmek düşük gelirli vatandaşlar için mümkün olmuyor. Sadece hayvansal ürünler değil mutfakta en fazla tüketilen gıdalardan kuru soğan ve patates fiyatları da son bir yılda iki katına kadar artmış durumda” dedi.
Asgari ücret açlık sınırının altında kaldı
Sarıca, “Nisan ayı verilerine göre asgari ücret ile açlık sınırı arasında yaklaşık bin 500 lira fark oluştuğunu görüyoruz. Bu da asgari ücrettin alım gücünü kaybettiğini gösteriyor. Asgari ücretin her yılbaşında ve temmuz ayında güncellenip tekrar aynı şeyler konuşuluyorsa buna farklı bir çözüm bulmak lazım. Yani kendini güncelleyen, günün şartlarına entegre olan bir sistem kurulması gerekiyor” diye konuştu. Âdem Kesenek