ANASAYFA arrow right Güncel

Denetim çöktü, gıda zehirlenmeleri tüm ülkeye yayıldı

Denetim çöktü, gıda zehirlenmeleri tüm ülkeye yayıldı
YAYINLAMA: 01 Aralık 2025 / 15.43
GÜNCELLEME: 01 Aralık 2025 / 15.43

Türkiye’de gıda güvenliği bir toplumsal kriz haline dönüştü. Kasım ayında yalnızca basına yansıyan ve sayı verisi paylaşılan vakalarda yaklaşık 896 kişi gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastanelere başvurmuş görünüyor. Bu rakam sadece bilinen vakaları yansıtıyor; gerçek sayı bu kadar kalmayabilir, çünkü birçok olay muhtemelen ya bildirilmemiş ya da basına yansımamış olabilir. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik darboğaz ve enflasyon, yurttaşları ucuz gıdaya yönelmek zorunda bırakıyor. Ancak “ucuz”un bedeli ağır olabiliyor: Tarihi geçmiş ürünler, uygun olmayan şartlarda depolama, yeniden paketleme, kayıt dışı üretim tüm bunlar gıda güvenliğini doğrudan tehdit ediyor. 

Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Çağatay Güler, Türkiye’de gıda güvenliği ve halk sağlığı üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Gıda denetimlerinin dağıtılması ve Sağlık Bakanlığı’nın sürecin dışında kalmasının ciddi riskler doğurduğunu vurguladı. Güler, geçmişte bütün denetimlerin merkezi olarak Sağlık Bakanlığı tarafından yapıldığını belirterek, “Umumi Hafıza Kanunu gereği Belediyeler ve Sağlık Bakanlığı yetkiliydi. Sağlık Bakanlığı'nın çok iyi bir denetim ekibi vardı, her ilde geniş bir denetim ağı mevcuttu” dedi. Ancak daha sonra denetimlerin Tarım Bakanlığı’na devredildiğini, bunun sonucunda Sağlık Bakanlığı’nın kendini geri çektiğini ifade eden Güler, “Sanki sadece hastanelerle ilgilenen bir genel müdür gibi çalışmayı tercih ettiler” dedi.

Denetimlerin bir kısmının Tarım Bakanlığı’na, bir kısmının da diğer bakanlıklara dağıtılmasının büyük bir sorun yarattığını vurgulayan Güler, “Çocuğunuzun aldığı oyuncağın sağlıklı olup olmadığını Sanayi Bakanlığı belirliyor. Tarım Bakanlığı ise Türkiye’nin gıda ihtiyacını karşılamakla görevli. Ancak insan sağlığıyla doğrudan ilgili konularda temel anahtar Sağlık Bakanlığı olmalıydı. Sağlık Bakanlığı’nın bu süreç dışında kalması, halk sağlığını riske atıyor” ifadelerini kullandı.

Güler, gıda ve tarım ürünlerindeki kimyasal kalıntılara dikkat çekerek, “Tarım Bakanlığı elbette denetim yapıyor, ancak tarım ilacı kalıntıları, yani böcek kıran veya biyositler, doğrudan sağlık için ciddi tehlike oluşturuyor. Sağlık Bakanlığı olsaydı bu riskleri görmezden gelmezdi” dedi. Güler, Avrupa’da bu ürünlerin kullanımının sınırlı olduğunu ve “kalıntıların analiz edilmesi gerektiğini” vurguladı.

Prof. Dr. Güler, enflasyonun gıda zehirlenmelerini doğrudan etkilediğini belirterek, “Enflasyon dönemlerinde insanlar ucuz gıda tercih ediyor, midenin sesini bastırmak için riski göze alıyor. Bu, halk sağlığı kitaplarında da yazılı bir gerçek. Ucuz ürün peşinde koşarken tehlikeli maddelerle karşılaşabiliyorlar. Enflasyon olduğu zaman enflasyon dönemlerinde gıda zehirlenmeleri artar” dedi.

Güler, gıda yardımlarında da denetim eksikliği olabileceğine dikkat çekti: “Cenazelerde, düğünlerde veya yoksullara yapılan yardımlarda dağıtılan gıdalar çok iyi denetlenmeli. Depolar boşaltılırken, gününü geçmiş ürünlerin aklama yöntemi olarak kullanılması ciddi risk oluşturur. İnsanlar bunu fark etmeyebilir ve sonuçları tehlikeli olabilir” dedi. Cumhuriyet

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *