“Yoksulluk, eğitimsizlik, bağımlılık ve işsizlik suç oranını doğrudan etkiler”
Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu’nda kabul edilen 11. yargı paketi içerisinde yer alan Covid izni veya kısmi af olarak değerlendirilen düzenlemenin kapsamı kısıtlandı. Terör, cinsel istismar gibi bazı suçlar kapsam dışında kaldı. Dolayısıyla cezaevinden tahliye edilecek mahkum sayısında bir azalma yaşanacak.
Av. İbrahim Kaya, ‘’Mahkûmların topluma dönüşünde karşılaştığı en büyük sorunlar; iş bulamama, barınma imkânsızlığı ve toplumsal damgalama. Bu durum yeniden suç işlemeye zemin hazırlıyor. Bu nedenle kamu ve özel sektör teşvikleri ile eski hükümlü istihdamı artırılmalı. Belediyeler aracılığıyla barınma ve sosyal destek programları oluşturulmalı’’ dedi.
Gerekli hukuki ve sosyal politikalar oluşturulmalı
Yargı paketleri kapsamında yapılan infaz indirimlerinin veya erken tahliyelerin, cezaevlerinin kapasite sorunlarının hafifletilmesi açısından etkili olabileceğini ancak suçun tekrar edilmesinin önlenmesi için tek başına yeterli olmayacağını kaydeden Kaya, bu kapsamda gerekli hukuki ve sosyal politikaların oluşturulması gerektiğini belirtti.
Ceza adaletinin amacı yalnızca cezalandırma değil, bireyin topluma kazandırılması
Kaya, ‘’Ceza adaletinin amacı yalnızca cezalandırma değil, bireyin topluma kazandırılması. Bu nedenle cezaevlerinde mesleki eğitim, psikolojik destek, bağımlılık tedavisi, davranış geliştirme programları sistematik ve bilimsel düzeyde uygulanmalı. Tahliye edilen kişilere iş bulma desteği, geçici barınma imkânı, sosyal hizmet uzmanı takibi, danışmanlık ve denetimli serbestlik gözetimi sağlanmalı.
Eğitim programları, psiko sosyal destek ve toplum hizmeti uygulamaları aktif şekilde hayata geçirilmeli
Denetimli serbestliği yalnızca imza yükümlülüğüne indirgenmemesi gerektiğini bunun yerine rehabilitasyon merkezleri, eğitim programları, psikososyal destek ve toplum hizmeti uygulamalarının aktif şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Kaya, ‘’Yeni paketler, cezaların yeniden düzenlenmesi, yeni suç tipleri eklenmesi veya yaptırımların değiştirilmesi gibi yönlerden etkili olabilir; ancak suçun önlenmesi ceza politikasıyla sınırlı değil’’ ifadelerini kullandı.
Av. Kaya, caydırıcılığın uygulama ile sağlanacağını vurgularken, ‘’Ceza hukuku bilimi, caydırıcılığın ceza miktarından ziyade cezanın yakalanma ihtimalinin yüksekliği ile ilişkili olduğunu kabul eder. Kolluk soruşturma kapasitesi, delil toplama teknikleri, kriminal laboratuvarların etkinliği, dijital delil analiz birimleri güçlendirilmeden suçu önleme sağlanamaz’’ değerlendirmesini yaptı.
Yoksulluk, eğitimsizlik, bağımlılık ve işsizlik gibi alanlar suç oranını doğrudan etkiler
‘Yoksulluk, eğitimsizlik, bağımlılık ve işsizlik gibi alanlar suç oranını doğrudan etkiler’ diyen Kaya, sosyal yardımların, eğitim projelerinin, bağımlılıkla mücadele programlarının ve gençlere yönelik risk azaltıcı politikaların sağlam bir suç önleme politikasının parçası olduğuna dikkat çekti. Haber Merkezi
RSS