ANASAYFA arrow right Güncel

Toplumun ruhsal, ekonomik ve sosyal dokusunu yansıtan bir halk sağlığı sorunu

Toplumun ruhsal, ekonomik ve sosyal  dokusunu yansıtan bir halk sağlığı sorunu
YAYINLAMA: 22 Ekim 2025 / 17.48
GÜNCELLEME: 22 Ekim 2025 / 17.49

Ekonomik krizin gün geçtikçe zorlaştığı, gelir dağılımındaki adaletsizliğin had safhaya ulaştığı Antep’te intiharların ardı arkası kesilmiyor. Eylül ayında en az 4 kişinin intihar ettiği kentte, dün ise Ümmü Gülsüm Erkek Öğrenci Yurdu’nda kalan bir öğrenci, 11. kattan atlayarak intihar etti

İntiharın yalnızca bireysel bir karar değil, toplumun ruhsal, ekonomik ve sosyal dokusunu da yansıtan karmaşık bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyleyen Psikolog Zeynep Yengil, ‘’İntiharın önlenmesi, yalnızca sağlık profesyonellerinin değil, hepimizin sorumluluğu. Her birimiz, çevremizdeki birinin sessiz çığlığını fark edebilir, yargılamadan dinleyebilir, destek olmayı seçebiliriz. Unutulmamalıdır ki, umutsuzluk bulaşıcı olduğu kadar, umut da bulaşır. Her samimi temas, her iyi niyetli dinleyiş, bir hayatı yeniden hayata döndürebilir’’ açıklamasını yaptı.

Mahallelerde, okullarda ve üniversitelerde duygusal destek alanları oluşturulmalı

Gaziantep’te hızlı kentleşme, ekonomik belirsizlik, işsizlik ve yoğun çalışma temposunun, bireylerin psikolojik dayanıklılığını zorlayan önemli faktörler arasında yer aldığını dile getiren Yengil, ‘’Gençlerin gelecek kaygısı, ebeveynlerin geçim baskısı ve toplumsal olarak güçlü görünme zorunluluğu, duyguların bastırılmasına yol açabiliyor. Bu nedenle yerel düzeyde yapılacak en etkili önlem; mahallelerde, okullarda ve üniversitelerde duygusal destek alanlarının oluşturulması. Belediyelerin ve yerel sivil toplum kuruluşlarının psiko-eğitim programlarını artırması, ailelere yönelik farkındalık atölyelerinin düzenlenmesi, risk altındaki bireylerin erken dönemde yönlendirilmesini kolaylaştıracak’’ dedi.

Psikolojik açıdan bakıldığında intihar davranışı çoğu zaman tek bir nedene dayanmaz

İntiharın son yıllarda özellikle genç yaş gruplarında artış göstermesinin, bu konunun artık sadece kriz anlarında değil, gündelik yaşamın bir parçası olarak konuşulması gerektiğini gösterdiğini kaydeden Yengil, ‘’Psikolojik açıdan bakıldığında intihar davranışı çoğu zaman tek bir nedene dayanmaz. Kişinin duygusal yükleri, yaşadığı stres, geçmiş travmaları, ilişkilerindeki çatışmalar ve içinde bulunduğu çevresel koşullar birbirine eklenerek dayanılmaz bir ağırlığa dönüşebilir’’ ifadelerini kullandı.

İnsan ilişkilerinde küçük bir temas, büyük bir umudu tetikleyebilir

Birçok insanın, intiharı düşündüğünde aslında ölmek değil, acısını dindirmek istediğini fakat o anda aklın önüne geçen yoğun umutsuzluk ve tükenmişlik duygusunun, kişiye başka bir çıkış yolu bırakmadığını vurgulayan Yengil, bu nedenle duyguların bastırılmadan ifade edilebildiği, yargılanmadan dinlenilen her ortamın koruyucu bir alan olduğunu belirtti. ‘’Kendini kötü hissediyor gibisin, konuşmak ister misin?” demek bile çoğu zaman bir fark yaratır. İnsan ilişkilerinde küçük bir temas, büyük bir umudu tetikleyebilir’’ dedi.

Aileler, arkadaşlar ve öğretmenler belirtileri fark ettiğinde sessiz kalmamalı

Uyarı işaretlerini fark etmenin hayati önem taşıdığını vurgulayan Yengil, ‘’Kişinin hayattan keyif almamaya başlaması, içine kapanması, “artık kimseye yük olmak istemiyorum” gibi ifadeler kullanması, uyku ve iştah düzeninde değişiklikler ya da birdenbire beklenmedik bir rahatlama göstermesi, riskin arttığına işaret edebilir. Aileler, arkadaşlar ve öğretmenler bu belirtileri fark ettiğinde sessiz kalmamalı; kişiyi yargılamadan dinlemeli ve bir uzmandan destek alınmasını sağlamalı. Çünkü en tehlikeli an, çoğu zaman kişinin yalnız kaldığı, umudun tamamen azaldığı an’’ değerlendirmesini yaptı.

Psikolog Zeynep Yengil, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Koruyucu faktörler arasında kişinin kendini değerli hissettiği ilişkiler, yaşamda anlam ve amaç duygusunun varlığı, duygularını ifade edebilme becerisi ve destek alabileceği güvenli sosyal çevre bulunur. Ruh sağlığı hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması, okul ve üniversitelerde psikolojik danışmanlık birimlerinin güçlendirilmesi, gençlere duygusal dayanıklılık ve stresle başa çıkma becerilerinin kazandırılması uzun vadede intihar riskini azaltır. Bu süreç, yalnızca terapötik müdahaleyle değil; toplumun genelinde “yardım istemenin zayıflık değil, cesaret” olduğu bilincinin yaygınlaşmasıyla mümkün.’’ Haber Merkezi

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *