ANASAYFA arrow right Güncel

"Türkiye en az kaynağı okulöncesi eğitime ayırıyor"

"Türkiye en az kaynağı okulöncesi eğitime ayırıyor"
YAYINLAMA: 08 Ekim 2025 / 12.01
GÜNCELLEME: 08 Ekim 2025 / 12.01

TÜSİAD ve ERG işbirliği ile hazırlanan “Geleceğin Dünyasına Hazırlanırken Eğitimin Bütçesi: Türkiye’de Eğitim Harcamaları” raporunda hem sorunlar tespit edildi hem de MEB bütçesine ilişkin öneriler sunuldu. Geçtiğimiz sene hazırlanan, PISA 2022 bulguları ışığında Türkiye’deki eğitimin durumunu ele alan raporun ardından, Türkiye’deki eğitim harcamalarını konu alan “Geleceğin Dünyasına Hazırlanırken Eğitim Bütçesi: Türkiye’de Eğitim Harcamaları” başlıklı rapor, TÜSİAD Merkezi’nde düzenlenen etkinlikle paylaşıldı.

Rapor, Türkiye’de eğitim harcamalarını uluslararası karşılaştırmalı olarak incelerken çocukların iyi olma hâlini güvence altına alan, kapsayıcı ve geleceğe her açıdan hazır bir eğitim sistemi için eğitim bütçesine yönelik önerilerde bulundu. Türkiye’nin eğitim harcamalarında kritik alanlarda geride kaldığı raporda ortaya konuldu. 2022 verilerine göre eğitim harcamalarının yüzde 78,9’u kamu, yüzde 20,3’ü hanehalkı, yüzde 0,8’i uluslararası kaynaklardan sağlandı.Kamu harcamalarının Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya (GSYH) oranı yüzde 2,6’da kalarak dünya ortalaması olan yüzde 4,5’in gerisinde kaldı. Toplam kamu harcamaları içindeki oran ise yüzde 10,6 ile UNESCO’nun önerdiği yüzde 15–20 bandının altında.

Kaynakların verimli kullanılması gençlerin geleceğini belirler

Toplantıda öncelikle TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan söz aldı. Turan konuşmasında eğitimin eşitsizlikleri azaltma, beceri kazandırma ve toplumsal kalkınma açısından rolünün kritik önemde olduğuna dikkat çekerek kaynakların doğru neden doğru kullanılması gerektiğine işaret etti:"Demografik fırsat penceremiz kapanmadan, öncelikle genç ve dinamik insan kaynağımızı en üst yetkinliklerle donatmamız gerekiyor. Bu nedenle insanımızın becerilerine yatırım yapmanın, buna kaynak ayırmanın önemini, her fırsatta vurguluyor, bunun bir tercih değil zorunluluk olduğunun altını çiziyoruz. Kaynakları etkin şekilde doğru alanlara harcadığımızda, toplumsal kalkınmayı hızlandırabilir, eğitimin çıktılarını ve ekonomiyle bağını güçlendirebiliriz.  Bir ülkenin kaynakları elbette sınırsız değildir. Ancak mevcut kaynaklarımızı ne kadar verimli kullandığımız, ülkemizin çocuklarının, gençlerinin geleceğini belirleyecek önemdedir."

Öğrenci başına harcama AB ortalamasının üçte biri düzeyinde

ERG Kıdemli Politika Analisti Özgenur Korlu'nun kaleme aldığı ve sunduğu raporda öne çıkan bulgular şöyle:

2022 verileriyle, Türkiye’de eğitim harcamalarının %78,9’u kamu, %20,3’ü özel, %0,8’i uluslararası kaynaklar tarafından karşılanıyor. Bu oranlarla Türkiye, eğitime yapılan toplam harcamaların içinde kamunun payının düşük olduğu ülkeler arasında.

Türkiye’de kamu eğitim harcamalarının GSYH’ye oranı (%2,6), hem üst-orta gelir grubu ortalaması (%4,9) hem de dünya ortalamasının (%4,5) altında.

Aynı yıl, kamu eğitim harcamalarının toplam kamu harcamaları içindeki payına bakıldığında Türkiye’nin oranı %10,6 ile tavsiye edilen eşik değerleri (%15-20) yakalayamıyor. Ancak, genel eğilim diğer ülkelerin de Türkiye gibi ağırlıklı olarak %9–12 bandında kümelendiğini gösteriyor.

Ülkelerin satın alma gücü standartlarına (SGS) göre Türkiye’de resmi okullara kayıtlı öğrenci başına kamunun harcama düzeyi 3.108 SGS ile AB ortalamasının (9.035 SGS) üçte biri düzeyinde. Bu seviye, kalabalık sınıflar, eksik altyapı ve öğrencilere sınırlı bireysel destek riskini artırıyor.

Okulöncesi eğitime yeterince kaynak ayrılmıyor

2022 yılı verileriyle Türkiye, kamu eğitim harcamaları içinden ayırdığı %6,7 pay ile okulöncesi eğitime en az kaynak ayıran ülkelerden. Bunun aksine en fazla kamu kaynağını %34,1 ile yükseköğretime ayıran Türkiye, AB ülkeleri arasında bu kademe için en yüksek pay ayıran üçüncü ülke. Zorunlu eğitimin her bir kademesine ayrılan kaynaklar ise bu orandan daha az: Türkiye’de kamu eğitim harcamalarının %21,8’i ortaöğretime, %18,8’i ortaokula, %18,7’si ise ilkokullara yapılıyor.

Sermaye harcamaları, eğitimin niteliğini destekleyen altyapı ve projeler için önem taşırken; AB ülkelerine kıyasla Türkiye’nin en az kaynak ayıran ülke (%2,7) olması dikkat çekiyor. Eğitim bütçesindeki artış harcama verilerinde de korunursa, Türkiye uluslararası eşik değerlere göre olumlu bir tabloya doğru ilerliyor.

Türkiye’de kamu eğitim harcamalarının %7’si okulöncesi, %19,1’i ilkokul, %19,0’ı ortaokul, %21,4’ü ortaöğretime ayrılırken, en yüksek pay %33,5 ile yükseköğretimde oldu. Eğitime ayrılan kaynakların GSYH içindeki payı 2024 yılında %3,9, 2025’te ise %3,5 olurken; merkezi yönetim bütçesi içindeki payı ise 2024’te %14,6, 2025’te %14,8 oldu.

Raporda, 2026 Merkezi Yönetim Bütçe kapsamında yürütülen çalışmalara katkı sunmak üzere hazırlanan temel öneriler de şöyle sıralandı:

- Uluslararası eşik değerlere ulaşmak için eğitime ayrılan kamu kaynaklarının miktarında uzun vadeli ve istikrarlı artış sağlanmalı.

- Beslenme, ulaşım, barınma, burs gibi desteklerle hanehalkının üzerindeki yük azaltılmalı.

- Eğitimin niteliği, okulların afet ve krizlere dayanıklılığı, dijital ve fiziksel altyapı yatırımları için sermaye harcamaları artırılmalı.

- Başta dezavantajlı çocukların akranlarıyla eşit koşullarda eğitime başlamaları için kritik olan okulöncesi eğitim zorunlu olmalı ve yaygınlaştırılması için yeterli kaynak ayrılmalı.

- Maliyet-etkili “Akıllı Yatırımlar” önceliklendirilmeli. Orta Vadeli Program (2026-2028) hedefleri doğrultusunda kaynak planlaması yapılmalıdır.

- Katılımcı ve şeffaf bütçe yaklaşımı benimsenmeli, bütçe teklifleri ve harcamalar düzey, tür ve coğrafya bazında açık veri olarak yayımlanmalıdır.bianet

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *