Din mi alış-veriş mi?

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, önceki gün Diyanet İşleri Başkanlığı ile imzalanan bir protokol töreninde, “Öyle kolay bir inançtan geliyoruz ki, başını eğmiş bir yetimin başını okşadığın zaman öbür tarafa EFT yapmış oluyorsun" dedi.

Fazıl Say’ı, Ömer Hayyam’ın ''Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun, cennet-i ala m......midir / Her mümine 2 huri vereceğim diyorsun cennet-i ala k.....midir " rubaisini tweeter’dan paylaştığı için 10 ay hapis cezasına mahkum eden mahkemenin hakimi, keşke Fatma Şahin’in bu sözlerini daha önce duyabilseydi.

Belki böyle saçma sapan bir karar verip, bizi dünya aleme rezil etmezdi.

 

EFT bildiğiniz gibi bir havale türü.

Paranın bir bankadan diğerine transfer edilmesi işlemine EFT deniliyor.

Parayı bu bankadan veriyorlar, siz öbür bankadan alıyorsunuz.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de bu dünyada bir yetimin başını okşamanın, öbür dünyada insana ödül olarak döneceğini ifade ederken, “Bir yetimin başını okşadığın zaman öbür tarafa EFT yapmış oluyorsun" diye benzetme yapıyor.

Bir dini bu kadar alış-veriş meselesi haline getirmek, insanın yaptığı her davranışı öbür dünyadaki ödül ve cezaya endekslemek acaba ne kadar doğru ve insani?

                                                               ***

Mesela birine bir iyilik veya yardım mı yapacaksınız, iyi ölçüp tartmanız lazım!

Acaba ben bu iyiliği ve yardımı yaparsam, öbür tarafa ne kadar EFT gidecek diye iyi hesap edeceksiniz!

Fatma Şahin bu sözleriyle,

Bizden sana ibadet, senden bize cennet, ha?

seninki düpedüz alış-veriş değil de, ne?” diyen Ömer Hayyam ile aynı çizgidedir.

Hayyam bin sene önce alış-veriş demiş, Fatma Şahin çağa uygun olarak EFT diyor.

Aradaki başkaca fark yok…

                                                               ***

Özellikle AKP iktidarı ile, dindar geçinenlerin dini nasıl her türlü menfaatine alet etmeye çalıştığını şaşkınlıkla izliyoruz.

Birinin başını okşayacaksan, bunu insani duygularınla ve karşıyı mutlu ederek haz almak için değil, öbür dünyaya EFT gider mi acep beklentisiyle yapacaksın!

Mesela bir “cemaatçilik”tir almış başını gidiyor.

O şu cemaatin üyesi, bu şu cemaate mensup, şunu cemaat destekliyor, bunun arkasında cemaat var.

O cemaat sayesinde zengin oldu, cemaatçiler destekledi de kazandı, cemaatin bütün işini o yaptı.

Şimdilerde eğer arkanızda bir cemaat varsa sırtınız yere gelmiyor.

Cemaatiniz yoksa, herhangi bir cemaate mensup değilseniz de yaşama şansınız kalmıyor gibi bir düzene doğru yol alıyoruz.

                                                               ***

Devletin Başbakan Yardımcısı, ABD ziyaretini fırsat bilip, bizim verdiğimiz imkanlarla Pensilvanya’ya cemaat liderine gidip, “Bize bir emriniz, tavsiyeniz var mı” diye yüz sürüyor.

Biz kim?

Hükümet!

Laik, çağdaş Türkiye’nin hükümeti, cemaat liderinden emir ve tavsiyelerini alıyor.

Biz Hoca Efendi’yi dünyaya kazandırdığı hikmetler(!) nedeniyle seviyoruz. Bize emirleri, tavsiyeleri olur mu diye öğrenmek, farkında olmadığımız herhangi bir yanlışımız varsa uyarmasını istedik. Çünkü bizden daha iyi görüyor ve daha iyi değerlendiriyor. Çünkü o siyaset üstü, o bir partinin dar kalıpları içine sokulamaz  diyor Bülent Arınç.

Koskoca devlet, cemaate ihtiyaç duyup, cemaate hürmet edip, cemaatten medet umarsa, gariban vatandaş ne yapsın?

O da kendine bu dünyadan cemaat bulacak ve nasiplenecek elbet!

                                                               ***

Artık yalnızca Müslüman olmak, inançlı olmak, inançlarının gereğini yerine getirmek yetmiyor memlekette.

Eğer bir cemaate üye isen birinci sınıf müslüman, değilsen ikinci sınıf oluyorsun.

O zaman değil yetim başı okşamak, ağzınla kuş tutsan öbür tarafa EFT-MFT yok öyle!

Önce cemaatten kağıt götüreceksin!

Cemaatten olursan, muhtemelen EFT de bir miktar artıyor!

Artık cemaatler belli fikir ve inanç etrafında bir araya gelenleri değil, din görüntüsü altında ortak menfaatleri için birbirine tutunanları ifade ediyor.

                                                               ***

Şimdi tanrı aşkına söyleyin?

Böyle dini inanç, böyle dürüstlük, böyle maneviyat olur mu?

Bu dünyada menfaate, öbür dünyada EFT’ye endekslenmiş bir düzeni inanç diye yutturarak kimi kandırıyorsunuz?

Kul hakkı yiyorsanız, yeşil alanımızı elimizden almayın diye park köşelerinde sabahlayan insanların üzerine gaz bombası atmaktan sakınmayacak kadar despotlaşabiliyorsanız, hak-hukuk tanımıyorsanız, hiç boşa uğraşmayın, öbür dünyada cayır cayır yanıp gidersiniz vallahi.

Yok öyle EFT-MFT!

Bunların hepsi safsata!

 

 

Din mi alış-veriş mi?