Baklavacılarımız nereye koteli?

YAYINLAMA: 08 Ağustos 2011 / 20.00 | GÜNCELLEME: 08 Ağustos 2011 / 20.00

Antep dışındaki baklavacı Güllüoğlu’ların en şöhretlisi ve efendisi Nejat Güllüoğlu. Karaköy’ün Nadir Güllüoğlu’sunun yüzde yüz olumlu ve başarılı versiyonu.
Geçtiğimiz hafta Nadir’le ilgili bir yazı çıkmıştı: “Yunanlı işadamından 160 bin Euro alacağı varmış da, ertelemiş, yeni kredi açmış!”
Günahını bile borca vermeyecek bir insan için bu haberleri gazetecilere nasıl yazdırıyor, çok şaşırıyorum. Gerçi ben bütün gazetelerin haberi yazan muhabirlerine maille ulaşıp, doğruları anlatıyorum.
Ama konumuz bu değil!


                                                                                     ***


Nejat Güllüoğlu, 2010 yılında 26 milyon 217 bin TL’lık ciroya ulaştığını açıklamış. Bunun içinde 2 milyon dalarlıkta ihracat var ki, asıl sevindirici olan da bu.
fiimdiye kadar 5 milyon dolarlık bir yatırımla Amerika’da 6, Avrupa’da 2, Arap ülkelerinde de 2 şubeye ulaşmışlar. Bence olağanüstü bir başarı. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde de hedefleri 100 şube imiş.


                                                                                      ***


New York’taki şubelerinden Amerikalılar sitayişle bahsediyor, öve öve bitiremiyorlar. Bunu o kadar çok insandan duydum ki, sonuncusu da New York Times’ın acar muhabiri .... olmuştu. Hani, şu Antep’e Zeugma Müzesi’ni gezmek içip gelipte, müzeye sokulmayan kovulan gazeteci. Başından o kadar olumsuzuk geçmesine rağmen haberinde, “Antep’e kadar gelemeyenler, gidip Güllüoğlu’nun New York şubesinde nefis baklavadan yiyip, buranın havasını koklasınlar” diye yazacak kadar fıstık ve baklava hayranı bir gazeteci...


                                                                                        ***


Nejat Güllüoğlu’nun cirosu, sektörü düşündüğünüz zaman doğrusu göz kamaştırıcı. Nereden bakarsanız bakın, çok önemli bir başarı.
Peki, bizimkiler ne durumda?
Dünyayı tavaf eden diplomat ve yabancı arkadaşlarımla Antep’e uğradıklarında sohbetimizin bir bölümünde mutlaka ‘baklavayı ve kebabı’ konuşuruz.
Hiyerarşi ile gidelim, önce annem, “Oğlum bu adamın (imam’ın oğlu) kebabı dünyada yok, yok... Bu kadar mı lezzetli olur?” dedi daha 2-3 gün önce.
Sonra diplomatlar, hemen hepsi aynı minval üzerine konuşuyorlar: “Eğer bu Antep’te yediğimiz Çağdaş’ın, Güllüoğlu’nun baklavası, baklava ise, o zaman İstanbul’da, Ankara’da yediğimizin adı ne?”
Bundan daha mükemmel bir iltifat nasıl olabilir ki?


                                                                                       ***


Hürriyet Gazetesi’nin ekonomi sayfasında yayınlanan haberle devam edilim.
Nejat ve oğlu Fatih Güllüoğlu’nun hayali, 2015’e kadar, şirketleri Güllüoğlu’nun ABD’de borsaya kote olmasıymış...

fiimdi, sözünü ettiğim arkadaşlarım bunu da soruyorlar tabii: “Yani, Antepliler parayı ne yapıyor, onlar neden dışarı açılmıyor, asıl baklavanın güzelini, lezzetlisini yapanlar niçin yerel kalıyorlar?”
Ben de yarı şaka, yarı ciddi cevap veriyorum: “Benzin istasyonları, Apartmanlar, bir ton altın, bağ, bahçe, ama en önemlisi sayısız arsa... Hepsi de ‘Maşallah Borsası’na kote edilmiş durumda!”
Burhan, kankalarına (2 tane) sorsun, cevabımı beğenmediyse, nasıl konuşmamı istiyorsa, bundan sonra öyle derim!

Baklavacılarımız nereye koteli?