Polis ve ekonomi…
Demokratik ülkelerde bireylerin protesto özgürlükleri vardır.
Demokrasinin en temel unsuru olan bireyler pankartlar taşıyarak, sloganlar atarak yürürler veya bir yerde toplanarak toplumun dikkatini eylemin nedenine çekerler, medya aracılığı ile duymayanlara da duyururlar.İşin özü budur.
Polis, son günlerde toplumun en tartışılan kesiti oldu.
Vatandaşın üzerine kimyasal katkılı tazyikli su sıkması, biber gazını özensiz şekilde sıkarak ölümlere neden olması, polisi halkın gözünden düşürdü.
O kadar ki, günlerdir sokaklarda bu marş söyleniyor:
"Sık bakalım sık bakalım biber gazı sık bakalım
Kaskını çıkar copunu bırak delikanlı kim bakalım"
Arkasından da şu slogan atılıyor:
"Polis simit sat onurlu yaşa!"
Şimdi madalyonun diğer tarafına bakalım.
Polis, amirinin verdiği emre uymayıp, “Olur mu ya amirim! Bu insanlara yazık değil mi? Ben gaz maz sıkamam!..” diyebilir mi?
Ancak, verilen emri gaddarca uygulayanlarla, vicdani uygulayanlar mutlaka olacaktır.Bu da doğaldır.
Emri uygulamayanlar da gidip simit satacaklar, bu mantığa göre…
Amerika’daki polis maaşlarına göz attım.
Yeni polis olana ayda 4 bin dolar(giydirilmiş ücret) veriyorlar. 30 aylık bir polisin eline 5-5.5 bin dolar geçiyor.
Artık doları Türk Lirası’na çevirmek kolay oldu. İki ile çarpacaksınız, o kadar!
Bizde yeni poliserin eline ortalama 2 bin 500 lira geçtiğini varsayarsak, aradaki korkunç fark ortaya çıkıyor.
Ama orası Amerika, diyebilirsiniz!
Tamam, elinizin altındaki internete girin ve araştırın.Temel gıda maddeleri Türkiye’den daha ucuz.Benzin orada üçte bir fiyatına.Araba almaya kalkarsanız da fiyatlar yine üçte bir oranında.
Giyim kuşamda, lütfen inanın, bizim fiyatların yarısına çok daha kaliteli ürünler almak mümkün.
Lokantalarda bizden ucuz. Amerikalılar obez oldukları için porsiyonlar o kadar büyük ki, iki kişi bir porsiyonla rahat doyar.
Bizden daha pahalı olan tek şey, ev kiraları… Ancak, orada ev sahibi olmak için inanılmaz olanaklar var. Ev kredileri 30 seneye kadar çıkabiliyor. Bu nedenle de her ailenin bir evi var.
Bu ülkede barışı sağlayacaksanız, yargı mensuplarının, tüm memurların, emeklilerin ellerine geçen parayı artıracaksınız. Öyle, elli lira, yüz lira değil; en az şimdiki rakamları katlayarak yapacaksınız.
Batı’da alay konusu olan 2 projenizi(İkinci havaalanı ve Kanal İstanbul) çöpe atarsanız, o parayla bunun yapılmasının mümkün olduğunu bu ülkenin önde gelen ekonomistleri aylardır yazıyor. Yenilene, içilene karışmıyorum bile!..
Ama oy depolarını ürkütmemek için, kaderiniz buymuş deyip gıda ve kömür yardımı yaparak, kızlarını okula gönderenlere para vererek, bilimselliğin ruhuna fatiha okursanız, Mısır’da Tahrir’deki eylemler sizi tir tir titretir!
Her şeyi dini referansla yaparsanız, dünyanın nasıl şekillendiğine 3 maymunu oynayıp, aldırmazsanız, Tanrı’nın sizi korumayacağına inanmalısınız.