İtibar
Başlıktaki bu kelimenin sözlük anlamı şöyle:
"Saygı görme, değerli, güvenilir olma durumu, saygınlık, prestij’
TDK sözlüğü ‘itibar’ kelimesini işte böyle yorumluyor.
Sizce Türkiye itibarlı bir ülke midir?
Ben birkaç tane sıradan done vereyim, sonra birlikte bir sonuca varalım.
Komşuları ile ‘sıfır sorun’ politikasını bütün dünyaya ilan eden Türkiye’nin bugün geldiği noktayı nasıl değerlendirmeliyiz?
Birkaç ay ömür biçilen Esad hala yerinde. Hatta Mısır olayından sonra güçlenmeye bile başladı.
NATO’nun radar üssü Malatya Kürecik’e yerleştirilen füze kalkanı yüzünden, İran’la olan ilişkilerimiz tüm zamanların en kötü devrini yaşıyor.
Kuzel Irak Kürt Bölgesi Yönetimi ile ilişkilerde mehter marşı gibi, iki ileri bir geri… Ortak komşumuz Suriye ile ilişkilerde görüşlerimiz tamamen zıt!
Suriye’de desteklediğimiz Müslüman Kardeşler’e Mısır’da da destek veriyoruz. Bu yüzden Mısır Ordusu ile ters düştük. Katı olan Ortadoğu politikamızı bir türlü esnetemiyoruz; dünya bir tarafa, Suudi Arabistan, Katar, Yemen ve İhvan diğer tarafa!..
Fenerbahçe ve Beşiktaş yönetiminin bu kaçıncı İsviçre seferi? Bu kez ‘Tahkim Kurulu’nun karşısında yine aynı terane, “Vallahi billahi şike yapmadık” nutukları atıp yurda dönerken gazetecilere, “Çok umutluyuz, olumlu sonuç bekliyoruz” denecek. Çünkü, geçen sefer ceza almadan önce de aynı laflar edilmişti!
Kafayı buna takmışken bu kez kötü haber İngiltere’den geldi.
“Korkunç iddia! İngiliz The Telegraph gazetesi, son dönemde doping skandallarıyla sarsılan atletizmde Türkiye’nin gelecek ay Moskova’da yapılacak Dünya Şampiyonası’ndan atılabileceğini iddia etti.”
1500 metre olimpiyat şampiyonu Aslı Çakır Alptekin, 100 metre engellide iki kez Avrupa Şampiyonu olan Nevin Yanıt, 2004 Atina Olimpiyatı ikincisi çekiççi Eşref Apak ve daha bir sürü atletimizin dopingden ceza alması bekleniyor. Bu kadarına da pes diyen IAAF, Türkiye’ye uzun süreli cezalar vereceği tahmin ediliyor.
Daha haltercileri falan katmıyorum!
Doping ne demek?
Rakiplerle başedebilmek için güçlendirici ilaçlar kullanıp; hileyle, düzenbazlıkla onları altetmeye, yani etik olmayan yollara başvurup sözümona kazanmanın adına diyorlar!
Bunu bütün dünya okuyor, yarışmacılar bizzat şahit oluyor ve Türkiye’nin itibarı sarsılıyor!
FED’in aldığı bir karar neticesinde dünya para piyasalarında ciddi sarsıntılar oldu.
Diğer ülkeler bu işi bir şekilde hallederken Türkiye’de sarsıntı sürüyor.
Biz bütün suçu FED’in üzerine yıkarken, dünyada gerçek bir kıymet olan, saygın iktisatçı, Loyola Universitesi Chicago Maliye Profesörü ve Öğretim Üyesi Prof. VefaTarhan, Dünya Gazetesi’nden Hakan Güldağ’a verdiği röportajda bakın neler söylüyor:
“Türkiye’nin Nisan/2014’e kadar 223 milyar dolar bulması lazım. 60 milyar Dolar cari açık için 163 milyar Dolar da Nisan/2014’de vadesi dolan borçlar için. Bu kadar para nasıl bulunacak, ben durumu çok zor görüyorum. Türkiye’ye doğrudan yabancı yatırım gelmiyor. Pastadan aldığımız pay devede kulak gibi bir şey. En önemli sebepler, kayıtdışı ekonominin büyük olması, vergi sistemindeki çarpıklık ve daha da önemlisi hukuki altyapının hala oluşturulmamış olması. İşimiz çok zor.”
Şimdi geri başa dönelim.
Doları durdurmak için dün akşama kadar Merkez Bankası’nın sattığı Dolar 6 milyarı buldu. Ama değişen pek bir şey de olmadı. Tehlikeli bir oyun. Dolar, tahmin edildiği gibi 2.20 TL’yi bulursa, Antep’li yatırımcının, döviz kredisi ucuz diye kullanan sanayicinin durumu ne olur?
Şu elalemle uğraşmayı bıraksak da, içeriye, kendimize dönsek, eski istikrarımızı kazanıp ekonomideki tehlikeli gidişe çareler arasak daha iyi olmaz mı?
10 yılda kazandığımız itibarı, birkaç günde telef etmesek daha iyi olmaz mı?