Bu kadar gücü nereden alıyor!

YAYINLAMA: 24 Eylül 2013 / 20.00 | GÜNCELLEME: 24 Eylül 2013 / 20.00

Yaşam Hastanesi’nin arsasını satmak için Büyükşehir Belediye Meclisi’nden yetki isteyen Güzelbey, henüz istediğini elde edemedi ama süreç devam ediyor. Yetkiyi alacak yani…

Belli ki bunu ihaleye çıkarıp satacak. Kim alır bu arsayı?

Ben önceki gün kiralamanın 35 yıl olduğunu yazmıştım. Ama itirazlar geldi, bazıları 20, bazı kayraklar da 25 sene, dedi. 4 senesi geçmiş. Geriye, 16 veya 21, ya da 31 yıl kalmış. İhaleye girip bu arsayı almak, Yaşam Hastanesi sahipleri dışında, pek de mantıklı değil.

Peki, onlar neden almak istiyor? Bugün o arsa boş olsa milyonlarca lira eder. Böyle bir arsayı aylık komik bir bedelle, ciğerci dükkanlarının kira bedelinden daha ehven bir fiyata kiralamışsın, ne derdin var da illa satın almak istiyorsun?

Kazın ayağı öyle değil! Yaşam Hastanesi grubu Karataş’ta da büyük bir hastane yapıyor. Doğal olarak krediye ihiyaçları var. Bankalar, Yaşam Hastanesi’ni bu şekilde, arsası başkasının bina kendilerinin, teminat/güvence olarak kabul etmiyor. Asım Bey’le nasıl bir ilişkileri varsa, giderayak yardımcı olmak için arsayı kendilerine satacak!

Yatırımcı bir doktor grubuna böyle bir jestte bulunmak etik midir? Bilemiyorum. Ama işin başında milyonlarca lira değerindeki bir arsayı ‘kiralama’ yöntemi ile kılıfına uydururak vermenin etik olmayacağını düşünüyorum. Şehri emine teslim edilen tüyü bitmedik yetimin parasının daha dikkatli tasarruf edilmesi gerekmez mi? Ama Asım Bey bunu hep yapıyor. Daha önce de yaptı, hem de çok daha kötüsünü!..

Anlaşılan arsa  o gruba satılacak, Allahın emri kadar sarih!.. Şimdi başka bir konuya değinmek istiyorum.

Asım Bey, Meclis’ten 80 milyon TL (Bir iddiaya göre bu rakam 17.5 milyon TL) borçlanma yetkisi almış. Ayrıca bir yetki de 200 milyon liralık belediyeye ait gayrimenkul satışı için…

Topal ördek’ bir belediye başkanına verilen bu yetkilerin ne anlama geldiğini bilmemiz gerekmez mi?  Meclis nasıl olup da bu yetkileri verebiliyor?

Şöyle deniyor: Asım Bey, TEDAŞ’a olan borçları ileri sürerek, “Ödemem! Borç yapılandırması bozulursa ortaya katrilyonluk ödeme çıkar. Elektriğimiz kesilir, seçim arefesinde rezil oluruz” diyor!

Bunu hangi üslupla söylüyor, onu öğrenemedim. Yani, istediğim yetkileri onaylamazsanız, bu işin sonu kötü olur mu demek istiyor, yoksa parasızlıktan ödenemeyecek borçların sonucunda olacakları mı anlatmak istiyor?

Her ne ise, yetkileri almayı başarıyor. Artık neler olduysa bilemiyorum, bu yetkilerin dışında Meclis bir de kendisine ‘Daire Başkanı’ atama yetkisi veriyor. Anladığım kadarı ile çeyrek asırdan fazla bir süredir yakın çalışma arkadaşı olan Sevim Hanım’a ve kız kardeşi Sema Marangoz’a, tramvay niyetine Gaziantep’in ortasından geçen Devlet Demir Yollarının trenleri (!) için ray döşeten vizyoner İbrahim Evrim’e ve belki başka değerli isimlere Daire Başkanlığı ünvanı vermek istiyor. Kime hangi daire başkanlığı verilecek henüz öğrenemedim. Birisinin ‘İtfaiye Daire Başkanlığı’ olduğu söyleniyor, ama henüz bir iddia.

40 yıldır hatalarıyla, sevaplarıyla çok belediye başkanı gördüm, tanıdım. Bazıları çok çalışkandı, bazıları kolayı tercih ederlerdi, bazıları vizyonerdi, bazılarının da gözleri pek tanımadıkları dünyaya kapalıydı. Ama hiç birisi bu kadar gözükara, bu kadar planlı programlı ne yapacağını hesap eden, inatçı ve kindar değildi!


Önemli bir toplantı

Geçtiğimiz günlerde AK Parti İl Başkanı, belediye başkanları, milletvekilleri önemli bir toplantı yaptılar. Toplantının teması her ne kadar seçim öncesi durumu gözden geçirmek, hazırlıkları koordine etmek olsa da, asıl amaç ‘hesaplaşma’ idi!

Güzelbey o kadar çok ve ağır eleştirildi ki, sıkıntıdan, endişeden, stresten kravatını gevşetip, oturduğu yere yığılıp kaldı! Bir ara kötü oluyor diye herkes korktu! Ama çok şükür bir süre sonra kendine geldi ve kaldıkları yerden devam ettiler.

Toplantıda bulunan bazılarının çok sert tavırlarını iki kaynaktan doğrulatsam da burada yazmaktan imtina ediyorum. Neyse, işin sonunda taraflar birbirinden yarım ağız özür dileyerek konuyu güya kapatıyorlar!

Bir kez daha öğrendim ve şaşırmadım ki, Asım Bey’in aday olma inadı sürüyor! Hiçbir şeyden vazgeçmiş değil. Son dakikaya kadar aportta bekleyecek. Galiba umudu da şu anda adaylık için önde gözüken Bakan Fatma Şahin’in boy farkı ile takipçisi AK Parti İl Başkanı Ahmet Uzer ile polemiğe girip kapışması!

Çünkü, Güzelbey’in karmaşık ruh yapısı kavgadan beslenip sükunet buluyor! 23 Haziran 2008 tarihinde zamanın AK Parti İl Başkanı Ökkeş Eruslu ile ‘Kan düşmanı kavgası’ başlığıyla Hürriyet Gazetesi’nin manşetine taşınmıştı. Kesinlikle bir daha adaylığı düşünmüyorum dediği halde kavganın adrenalini beslemesiyle tekrar aday oldu. Şimdi de benzer bir senaryonun peşinde olduğu iddia ediliyor siyaset çevrelerinde.

Bakan Şahin 10 yılı aşkındır siyaset yapıyor. Keza Uzer’de o kadar süredir arenada. Böyle bir hataya düşeceklerini zannetmiyorum.

Bir de şunu düşünüyorum, Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek lazım. Hiçbir arkadaşı, seveni, dostu olmadığı halde inatla tek başına siyasette tutunmayı sürdürüyor! Bu nasıl bir ruh halidir; anlayamıyorum, çözemiyorum!..

Büyük fetihler yapan Büyük İskender genç yaşta, henüz 33’ünde hayata veda ederken ellerini havaya  kaldırmış, halkına “Bakın gidiyorum, ellerim boş, hiçbir şey götürmüyorum” demek istemiş! Bu laf iki bin seneyi aşkındır dünyayı dolaşıyor… Kimi anlıyor; kimi de nato kafa nato mermer anlayamıyor!..

 

Bu kadar gücü nereden alıyor!