Cemaat ve yerel seçimler

YAYINLAMA: 20 Kasım 2013 / 18.00 | GÜNCELLEME: 20 Kasım 2013 / 18.00

Türkiye’de bir süredir devam eden ‘AK Parti ile Gülen Cemaati arasındaki mücadele’ Washington’da ilgi ile izleniyor.

Washington’daki Türkiye uzmanlarından Prof. Henri Barkey, gerilimin sonuçlarının özellikle gelecek sene Mart ayında yapılacak yerel seçimlerde görüleceğini iddia ediyor ve görüşlerini şöyle ifade ediyor:

Cemaatin mensuplarının bu aşamada AKP’ye oy vermesi ihtimal dışı. Çünkü dershanelerinin kapatılması cemaate büyük bir darbe. AKP, bir siyasi güç olarak kendisinin kontrol edemediği bir oluşumun varlığına dayanamıyor. Politik güç olarak, bu gücü paylaşmak istemiyor. AKP tarafından bakıldığında, Hakan Fidan’a yönelik savcı daveti ile cemaatin başlattığı bir kavga bu. Ve belki de Erdoğan’ın, cemaate, politik arenaya girmemesi için verdiği bir mesaj: Ayağınızı yorganınıza göre uzatın diyor.” 

 

Cemaate yakın başka bir kaynağın da BBC’ye açıklaması şöyle:

"Cemaatin artık AKP hükümeti için Washington’da lobi yapması beklenemez. Zaten Erdoğan son bir-iki yıl içinde yaptıkları ve söyledikleri ile bunu çok müşkül bir hale getirmişti. Yok öğrenci evleri, Gezi protestoları esnasındaki yaklaşım, içki yasakları... Cemaat bunların hepsinde karşı tarafta yer aldı. Dışarıdaki ‘değerli yalnızlık’ yaklaşımına da iyi gözle bakmadı. Dolayısıyla iç ve dış politikada ayrı düşüldü ve yavaş yavaş da destek çekildi. Bu son dershane konusu ise kopma noktası oldu.” 

 

Dış kaynaklı bu haberlerin ardından yerel yansımalarının nasıl olacağını merak ederken, beklenen açıklama Nakıboğlu ailesi adına, Sunder İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Bahaeddin Nakıboğlu’dan geldi:

"Ülkemizin son yıllarda ekonomik anlamda kaydettiği gelişmelerin en büyük saiklerinden biri, eğitimli elemanların artmış olmasıdır. Çünkü söz konusu kurumlar ülkemizin ciddi anlamda ekonomik yükünü kaldırmakta, Milli Eğitim Bakanlığı’nın istihdam etmekte güçlük çektiği birçok öğretmene iş kapısı olmaktadır. Dershanelerin kapatılması durumunda binlerce kurumun ticari varlığı ortadan kalkacak, binlerce öğretmen ve personel işsiz kalacaktır. Bunun da ötesinde ticari ilişkiler içerisinde olduğumuz Avrupa ülkelerinin, böyle antidemokratik bir girişimden dolayı ülkemize bakışı değişecek, bunun sonucunda hem ülkemiz prestij kaybına uğrayacak hem de ekonomi ve ticaretimiz ciddi anlamda zarar görecektir."

 

Benzer bir açıklama da HÜRSİAD Başkanı İlker Hasırcı’dan geldi: "Dershaneler kendi kendine doğmadı ki, arz-talep meselesiyle doğdu. Ortada bir ihtiyaç olmasaydı dershaneler zaten yaşayamazdı. Dershaneler yaşayabiliyorsa çok ciddi anlamda ihtiyaç var demek. O zaman bu dershanelerin varlık nedenleri ortadan kaldırıldıktan sonra dershaneler kaldırılması gerekir."

Washington’daki kaynaklar, cemaatin AK Parti’ye oy vermeyeceğini iddia ediyor. Bahaeddin Nakıboğlu’nun da çıkışından açıkça görülüyor ki, Washington’dan yapılan açıklamalar Antep için de geçerli. Zaten bunun için de, CHP, cemaate yakın bir aday gösterirse, cemaatin oylarını alabilir, deniyor.

Gaziantep’te aslında cemaatin gücü tam olarak bilinmiyor. Belki bu vesileyle öğrenmiş olacağız. Ancak, cemaatin Fatma Şahin’e karşı bir tavır alması, dengelerin alabora olmasına neden olabilir. Zira, müstafi Büyükşehir Belediye Başkanı, her zaman cemaate yardımcı, yakın ve bonkör olmuş, üniversite arsası kapsamında yapılan düzenleme ile milyarlarca dolar değer yaratmış, zaman zaman da Pensilvanya’ya giderek bağlılığını ve itaakarlığını gösterdiği iddia edilmişti. (Dikkat çekmemek için Kanada üzerinden Pensilvanya’ya yapılan uçuşların, Başbakan Erdoğan’ın aldığı değişiklik kararında etkili olduğu bazı çevreler tarafından iddia ediliyor!)

İki güç arasındaki bu çekişmenin yalnız yerel seçimlerle sınırlı kalmayacağı, cumhurbaşkanlığı seçiminde de etkili olacağı tahmin ediliyor.

Ancak, Mart ayındaki yerel seçimlerde Gaziantep’te her şeye rağmen Fatma Şahin’in başarısını engelleyecek bir durum beklenmiyor.

 

Cemaat ve yerel seçimler