Mustafa Mutlu olayı
Dün öğleden sonra Mustafa Mutlu ile görüştük.
Mutlu, bir süre önce Vatan Gazetesi’ndeki işine son verildikten sonra Aydınlık Gazetesi’nde yazılarına devam ediyor.
Zaman zaman yazılarını takip ettiğim ve son kitabını da okuduğum Mustafa Mutlu ile yazar-okuyucu dışında bir ilişkim yok.
Dünkü konuşmamızda ona neden bir kadına (Milletvekili ve Bakan olması önemli değil) bu kadar ağır bir üslupla eleştiri yönelttiğini sorduk. “…kadın bakanın, belediye başkanı olmak uğruna futbolcuların soyunma odasına girmesine…” ifadesi son derece çirkin! Amacı aşan, saldırı niteliği taşıyan bir ifade tarzı…
Mutlu bizi sözümüzü kesmeden dinledi. Ancak, elinde Gaziantep’ten kendisine gönderilen resimler bulunduğunu, o fotoğrafların arka planında ‘Soyunma Odası’ levhasının net bir biçimde gözüktüğünü, kendisinin de zaten bunu yazdığını, söylerken, “Zaten ben de duşa girdi demedim” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakan’ın soyunma odasına indiğini, para, prim teklif ettiğini sizin şehrinizin 15 gazetesi yazmış. Bakan’ın bir itirazı olmamış, ancak ben yazdıktan sonra itirazlar başladı! Hem siz kendinizi niye bağlıyorsunuz ki! Benim elimde resim ve kanıtlar var.”
Mustafa Mutlu’nun üslubu beni çok şaşırttı ve utandırdı. “Üslubu beyan ayniyle insan” demekten başka aklıma bir şey gelmiyor! Ünlü yazarları gözlerinde büyütenler için bu ifade tarzı çok düşündürücü!..
Bu köşede kaç kez dile getirdim, Gaziantepspor bu kentin imajı, Türkiye ile bağlantısı, turizm potansiyelimizin önemli bir reklam aracı diyerek bu konuyla şehri emin/şehrin sahibi sıfatı ile Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ilgilenmesi gerektiğini yazdım.
Gazetede aramızda konuşurken hepimiz yeni başkanın bu işle ilgileneceğini görerek memnuniyetimizi ifadeye hazırlanırken, İstanbul’dan itiraz geldi!
Gaziantepli Bakanlar, kendi şehirlerine sık uğramadıkları ve sorunlarıyla ilgilenmediklerinde ağır eleştiriyle karşılaştıkları bilinen bir gerçek. Ama yaparlarsa da bu kez ağır eleştiri İstanbul’dan geliyor. Mutlu, “…Fatma Hanım bu yüzden son zamanlarda Ankara'daki işini gücünü bırakıp her fırsatta Gaziantep'e gidiyor... "Yeni hayatı" için yatırım yapıyor... Gaziantep'te yayınlanan bir gazetenin haberine göre geride bıraktığımız hafta sonunu yine bu kentimizde geçirmiş. Kamil Ocak Stadyumu'nda oynanan Gaziantepspor-Elazığspor karşılaşmasını protokol tribününde izlemiş. Beraberlikle biten ilk yarının ardından hızını alamamış, soyunma odasına dalmış... Futbolcularla görüşüp bu maçı kazanmaları halinde kendilerine 500 bin lira galibiyet primi vereceğini söylemiş. Sonuçta da maçı Gaziantepspor kazanmış!” diyor.
Gaziantepspor yenilseydi, sorun olmayacaktı! Elazığspor Başkanı’nın itirazı da bu yönde: “Bakan Şahin’in yüzünden mağlup olduk! Devre arası o aşağı indi, prim verdi, biz de mağlup olduk!..”
Rezaleti görüyor musunuz?
Gaziantepspor Teknik Direktörü Sergen Yalçın, dün yaptığı açıklama ile olaya açıklık getirdi:
“Bakan Fatma Şahin'in Gaziantep soyunma odasına girip prim açıkladığı iddialarına kahkahalarla güldüm. Bir kere kadın bir Bakan erkeklerin soyunma odasına girer mi? Böyle mantıksızlık olur mu? Bizim statta futbolcuların soyunma odasıyla teknik direktör odası ayrı. Sayın Fatma Şahin, Başkan İbrahim Kızıl'la beraber benim odama geldi, göreve başladığım için tebrik etti ve gitti. Herkes bilsin diye söylüyorum, Gaziantep soyunma odasına benden ve futbolcularımdan başka hiç kimse giremez. Orası yol geçen hanı değil. Prim iddiaları filan çok saçma ve ayıp. Hatta bize saygısızlık."
Sabah’ın spor muhabiri arkadaşıma ‘Soyunma Odası’ levhasını sordum. “Öyle bir levha var. Ama o levha görünüyorsa, demek ki ‘Soyunma Odası’nın dışındalar, değil mi? Gerçekte öyle, resim koridorda çekildi. Zaten ‘Soyunma Odası’na oyuncular ve teknik adamlar dışında kimse giremez ki! Olay tamamen saptırılıyor. Prim meselesinde de Mustafa Kızıl, Bakan’a ayaküstü prim konusunu açıyor, yardımcı olmasını istiyor, Bakan da “Bakalım…” diyor. Hepsi bu!”
Dün bir salvo da Kamer Genç’ten geldi. Kambersiz düğün olur mu?
“Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in kendisine yönelik sözlerine işaret eden Genç, “Hafta sonu Gaziantepspor, Elazığspor maçı vardı. Birinci devresi 1-1 bitiyor. Fatma Şahin gidiyor, sporcuların soyunma odasına, onlara diyor ki, ‘Bu maçı kazanın size 500 bin lira prim. Fatma’ya soruyorum, hani siz erkek, kadın ayırıyordunuz, nasıl oluyor da sen gidiyorsun o soyunan gençlerin soyunma odasına, nasıl gidiyorsun, oynanan bir maçtan dolayı 500 bin liralık parayı nasıl ifade edersin, bu şike değil mi?”
Yani… Daha ‘Bismillah’ demeden, bu çirkin saldırılara hedef olmak moralleri asla bozmamalı. Baş ağrıtacak çok sorun var. Ben, belediyenin gerçek sorunlarını kastediyorum. Gaziantepspor’un reel anlamda Belediye ile ne ilgisi var ki! Ama öyle anlaşılıyor ki, bir şekilde haksızlığa uğrayanlar, yeni yönetimi hedef alarak netice almaya çalışacaklar. Ben, bunların da sağduyu ile çözülebileceğini düşünüyorum.