AK Parti ile CHP farkı...

YAYINLAMA: 24 Aralık 2013 / 18.00 | GÜNCELLEME: 24 Aralık 2013 / 18.00

AK Parti ile CHP’nin Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday seçimi iki parti arasındaki farkı ortaya koydu.

AK Parti; adı çeşitli yolsuzluklarla ulusal gazetelerin manşetlerine tırmanmış, iftira atmak suçundan mahkum olmuş, kent yönetimini becerememiş, hala trafik ve ulaşım sorunlarını halledememiş, 10 senede iyice yıpranmış başkanı kendi isteği ile ayrılıyormuş görüntüsü vererek, yerine yükselen bir yıldızı aday yaptı.

CHP; aday adaylığını birbuçuk sene önce ilan eden, o zamandan beri çalışan, imaj yaratan, aday olsaydı çözüm önerilerini sunacak olan gayretli ve seçim masraflarını karşılamaya hazır, arenaya yeni bir yüz takdim edeceğine,  yerel parti yönetimindeki cuntanın adayını seçti.

 

Partinin en etkili ve yetkilerine sordum: Hangi kriterlere göre başkan adayını belirlediniz?

Kimse bana ‘anket’ dışında sağlıklı bir yanıt veremedi. Sorum halen devam ediyor, bilimsel olmasına gerek yok, mantıklı olsun yeter, her yanıtı yayınlamaya hazırım.

Anlamakta zorlandığım en önemli husus şu: Akif Ekici benim sevdiğim bir arkadaşım. Bana, “Yemin ederim canı gönülden istemiyorum. Dört sene milletvekilliği yaptım, ülkeme hizmet ettim. İhmal ettiğim işlerimin başına döndüm. Ama partide sıkıntılar var. Partim görev verirse kaçamam” demişti.

İpi göğüslemesi beklenen aday adayı Burhan Cahit Bingöl ile de konuştum. Çok istiyordu. Şartlar, hırsı ve azmi böyle bir yarışta pistte bulunması için adeta örtüşüyordu.

 

Farkı görüyor musunuz? Birisi; istekli değil, hiçbir zaman ‘aday adayıyım’ dememiş! Ağzına bile almamış ama parti görev verirse, iyi bir partili olarak kaçamam, demiş! 

Diğeri ise son derece istekli ve de hazırlıklı. Gaziantep’te siyasete hareket getirmiş, CHP’yi seçim atmosferine sokmuş, en ücra köşelere kadar ulaşmış, toplantılar yapmış, sağlıklı zemin yaratmış.

Ama partisi, “Biz anket yaptık, senin adın çıkmadı” diyor! Yok ya!..

 

CHP, İstanbul’da ve Ankara’da cesur kararlar aldı. Bana göre şanslar eşit.

İzmir’de, kaybetmek için eski başkanı adayı gösterdi, bakalım becerebilecek mi?

Gaziantep’te estirilen hava, ‘Antepli bir kadına oy vermez!’, ‘Yolsuzluk ve rüşvet olayları AK Parti’ye çok oy kaybettirecek!’, ‘Asım’ın yaptıklarının ceremesini Fatma Şahin çekecek!’ şeklinde.

 

Daha işin başında, Bismillah demeden, CHP İl Başkanı, partililerin tepkisinden çekinerek istifa ediyor, cepheyi terkediyor!

Yeni bir ‘kumandan’ lazım. Zaman dar olduğu için herhalde seçimle değil, atama ile bir il başkanı gelecek!.. Belki o da yeni bir çekişmeye sebep olabilir! CHP bu, sular asla durulmaz!

Parti örgütünün tasvip etmediği bir ‘aday’ seçildiğine göre, merak ediyorum, kim çalışacak? ‘Küslükten’ fırsat bulup da nasıl bir seçim stratejisi saptanacak, hangi fonla seçim organizasyonu yapılacak?

 

Asıl maç İstanbul’da, Anara’da ve İzmir’de… Burada bir heyecan olacağını zannetmiyorum. En iyisi televizyonda iddialı maçları seyretmek!..

 


 

Ah o sütanne!..

 

Bizi aptal yerine koyanları, bir fıkra ile protesto ediyorum!..

 

Genç bir kadın, aylardır şantiyede olan kocasına bir bebekleri olduğunu bir mektupla haber verir: “Sevgilim, biliyorsun, sen şantiyedeyken nur topu gibi bir bebeğimiz oldu. Sütüm yetmediği için yavrumuzu besleyebilmek amacıyla bir sütanne tuttum. Yalnız, bu sütannenin zenci olmasından dolayı çocuğumuz, emdiği sütün etkisiyle zaman içinde zenciye dönüştü. Haberin olsun dedim. Bu konuda benim bir suçum olduğunu düşünmezsin umarım. Öptüm, sevgiler. Biricik eşin.”

 

Kadının kocası da bunun üzerine annesine bir mektup yazar.

Sevgili anneciğim, karım bana gönderdiği son mektupta, sütü yetersiz olduğu için bir sütanne tutmak zorunda kaldığını, o sütannenin zenci olduğunu ve bu yüzden bebeğimizin renginin de zamanla koyulaştığını yazıyor. Bundan eşimi sorumlu tutamayız tabii ki. Selam ve sevgilerimle. Oğlun.”

 

Mektubu alan anne ise oğluna şöyle bir cevap yazar:

Sevgili oğlum, aslına bakarsan, sen doğduğunda benim sütüm de yetersiz kalmıştı. Ama biz fakir olduğumuzdan dolayı, sütanne tutamayıp onun yerine seni inek sütüyle beslemek zorunda kalmıştık. Bu durumda takdir edersin ki, senin safkan bir öküz olmanın sorumlusu ben değilim. Seni seven annen.”

 

Okuduğunuz gibi, durum böyle!..

 

AK Parti ile CHP farkı...