‘İnat’ üzerine derleme!..

YAYINLAMA: 22 Ocak 2014 / 18.00 | GÜNCELLEME: 22 Ocak 2014 / 18.00

Dördüncü etap hafif raylı sistemin ihalesi iptal edildi. Çok da iyi oldu.

Neden iptal oldu!

CHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Akif Ekici’nin açıklaması var. İptalde etkilerinin olduğunu ifadeyle memnuniyetlerini belirtiyorlar. Haklılar. Fevkalade yerinde uyarı ve muhalefet yaptılar. Mutlaka etkileri de olmuştur.

Mimarlar Odası Başkanı Sıtkı Severoğlu da etkili oldu. Projeye başından beri en etkili ve belgeli muhalefeti Severoğlu yapıyordu. Teknik açıdan, bilimsel kaynaklardan yararlanarak, yapılan yanlışlığın vehametini hep kamuoyu ile paylaştılar. İyi ki varlar.

 

Ama ben bu tepki ve muhalefetin yine de malum inat taşını insafa getirmiş olabileceğine inanamıyorum.

Dr. Asım Güzelbey, muhalefetin sesini dinleyecek de, Mimarlar Odası’nın bilimsel açıklamalarını dikkate alacak da, ihaleyi iptal edecek!

Buna rüyamda görsem inanmam!

Güzelbey’in kafasını kesmekle tehdit etsen bile bildiğinden asla bir adım geri atmaz!

Ben ‘inat’ kelimesinin ne ifade ettiğini Asım Bey’in kişiliğinde müşahade ettim!

Bir zamanlar Meydan Larousse’da “hizip” kelimesinin karşısında “Deniz Baykal” yazardı. Bence “inat” kelimesinin karşısına da “Asım Güzelbey” yazdırmak lazım.

 

O halde, nasıl oldu?

Fatma Şahin’in makul tavrının da etkili olduğunu düşünüyorum.

Neyse, şunun şurasında 2 ay gibi bir zaman kaldı; kabus bitiyor inşallah!..

 


Tarafını belli edenler…

 

Bitaraf olan bertaraf olur” sözü Başbakan Erdoğan’a ait.

Onun felsefesi, “Ya bizdensin, ya da değilsin”!

Gerçi ünlü ‘Balkon konuşması’nda herkesi kucaklayacaklarını söylemişti, ama bunlar geride kaldı; yeni politikası böyle.

Lafı gevelemiyor, paralel oluşumun kökünü kazıyacağım, diyor. Çok net ve kararlı konuşuyor.

Ben de önceki yazılarımda, tavırlarını dershanelere sahip çıkarak cesur bir şekilde açıklayan Nakipoğlu ailesini örnek göstererek, herkesin duruşunu açıklamasını, kamuoyunun bekentisini olarak dile getirmiştim…

 

Önce GAÜN açıklama yaptı. Doğrusu Rektör Prof. Yavuz Coşkun’dan böyle güzel ve net ifade içeren bir açıklama beklemiyordum. Biraz sürpriz oldu.

Açıklamada, “Gaziantep Üniversitesi Senatosu olarak, son zamanlarda ülkemizde yaşanan gelişmeleri dikkatle izlemekle birlikte, insan hakları, hukuk devleti ve demokratik ilke ve değerlere inancını kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bundan önce olduğu gibi, bugün karşı karşıya olduğumuz sorunların üstesinden gelinmesinde,  birlik beraberlik içerisinde tek adresin Kurtuluş Savaşını kazanan ve nice büyük başarılara imza atan Türk Milleti’nin temsili mekanı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğunu kabul, onun iradesinde dışarıdan yapılacak her türlü müdahaleyi reddediyoruz. Demokrasimizin bir daha asla kesintiye uğratılmamasını, etik dışı kamu yetkisi kullanımının önlenmesini ve vesayetin her türlüsünün sonlandırılmasını insan haklarına dayalı hukuk devletinin inşasının tek yolu olarak görüyor, meşru demokratik siyasi rekabetin anayasal düzende yetkisini milletten alan siyasal aktörler tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğine inanıyoruz  denildi.

 

Diğer taraftan GÜNSİAF (M. Kasım Fincan), GAPGİAD (Akın Çalışkan), HÜRSİAD (İlker Hasırcı), GİKAD (Tuğçe Arslanoğlu) ve SUNDER (Önder Öztütüncü) sivil toplum kuruluşları da Cemaatten yana tavır koyarak şu tespitlerde bulundular:

1. HSYK’nın yapısının ve işleyişinin değiştirilmesine karşı olduğumuzu açık bir şekilde ifade etmek istiyoruz.

2. 17 Aralık yolsuzluk operasyonu ile birlikte yolsuzluklar üzerine gidilmedikçe, konuşulanlar gündem saptırması olarak algılanacaktır. Yolsuzluk yapanların hukuk üzerine gitmelidir ki, Ak’la kara ayrılsın.

3. Temel sorun ekonomik büyümemizin üretimden çok tüketime dayalı olmasıdır. Türkiye ekonomisi bir bilinmez doğru gidiyor! Borç 400 milyar Dolar oldu!

 

Bu açıklamalardan sonra sorulan bir soru bu sivil toplum kuruluşlarının bakış açısını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor...

İşte soru: Hükümetten korkmuyor musunuz?

Yanıt: Demirden korkan uçağa binmez!

Bu tespitler gençlerden geliyor ama temsil ettikleri kurumlar çok köklü. Önemli bir kesimin görüşünü yansıtıyor.

Bertaraf olmak istemeyenler ortaya çıkmayı sürdürecekler diye düşünüyorum.

 

 


Hoş bir seda kalır geriye-Enver Büyükbeşe

 

41 yıldır tanıdığım bir ağabeyin aramızdan ayrıldığını tesadüfen bir gazete ilanından öğrendim. Sonsuz hüzünlendim.

Onu epey uzun bir zamandır göremiyordum. Ama sık sık adını anıyordum.

Enver Ağabey, benim tanıdığım dünyanın en beyefendi insanıydı. Kadirşinas, sevgi dolu, küçüğüne bile saygı ile yaklaşan bambaşka bir insandı.

Gaziantep’te kırtasiyeciliğin adı ve adresi sahiplerinden olduğu ‘Gençlik Pazarı’ idi. Uzun yıllar bu kente hizmet ettiler, hala da ediyorlar.

 

Enver Ağabey, mütevazı, tok gözlü, sevilen ve çok saygı gören, bana göre nesli tükenmiş olağanüstü bir baba dostu idi.

Güzel bir insandan hoş bir seda kalır geriye sadece… En öneli olan şey de bu değil midir ki bir insanın arkasında bıraktıklarında…

Toprağı bol, mekanı cennet olsun, nurlar içinde yatsın.

 

 

‘İnat’ üzerine derleme!..