Halkla temas…
Siyasette halktan koparsanız, başarı şansınızı asgariye indirmiş olursunuz.
Halkın belediye başkanı olacağına, haşmetmeap olursan, içinde taşıdığın o kompleksi dindirmek için yalnız ekabirlere saygı gösterip, avantaj sağlarsan işte böyle olur!
Sonra ortaya çıkıp, “Gaziantepliler beni çok seviyor!” diye aslı astarı olmayan, sevgiye uzak ama muhtaç psikopatik hayaller kurarsan sonun böyle olur.
Ama dua et ki, o makama başka biri gelmedi. O ‘kır saçlı’ dediğin adam gelseydi, teneke bağlanacağını biliyordun değil mi?
Birkaç yalavacın yazdıklarına bakma, tarih seni enine boyuna değerlendirecektir.
Kendine de yazık ettin, güzelim Gaziantep’e de…
Halk adamı olmak kolay değil. Her siyasetçinin becerebileceği iş de değil. Öncelikle kendinle barışık olacaksın. İçinde insan sevgisi olacak. O insanlarla oturup kalkacaksın, yemeklerini yiyip dertlerini dinleyeceksin.
Senden önceki de haşmetmeaptı! O da kaybetti! Ama Allah için ona yakışıyordu!
Başbakan Erdoğan’ın Sarıyer'de komşu evin havuzunda boğularak hayatını kaybeden küçük Pamir’in babasını arayıp teselli ettikten sonra Serdar Dikdik’in gazetecilere, “Allah razı olsun. Böyle bir başbakan istemiyor muyuz biz. Herkesin acısını paylaşsın diye" demesi anlatmak istediklerimi özetliyor.
Yıllar önce Fransız gazeteci bir arkadaşım bana şöyle demişti: “Biliyor musun, bu Mitterrand nasıl cumhurbaşkanı oldu? Paris’te kim öldüyse evine başsağlığına gitti. O kadar çok gitti ki, bütün oyları onlardan aldı!”
Hem şevkatli olacaksın, hem iyi insan olacaksın, hem çalışkan olacaksın, hem çalıp çırpmayacaksın, hem vizyoner olacaksın…
Ağamın da canı neler istiyor!..
Derbi maçı!..
Pazar günü oynanan Galatasaray-Fenerbahçe derbisi, çoğu insan gibi bana da, “Lanet olsun böyle futbola!..” dedirtti.
Başta Emre, sonra Melo ve de Volkan, hayatımızdan çıkmazlarsa ne huzurumuz kalacak, ne de futbol sevgimiz!
Bunlar sporcu mu? Bunlar insan mı? Bunlar habis tümor; kesip atmazsan insanı öldürür!
Futbolseverleri futbol zevkinden soğutan bu müsveddelerin aldıkları paraları da biliyor musunuz?
Önceki gün bütün gazetelerde vardı. Yeni doğan çocuğuna ‘Versace’ çocuk arabası almış, değeri 10 bin lira! Bu miktar kadar kredi kartı borcu olup da ödeyemeyen ve intihar eden yüzlerce insan var bu memlekette.
Volkan, yılda 10 milyon lira, eski parayla 10 trilyon lira, kazanıyor.
Bu kadar parayı kazanacak futbol mu oynuyor? Ekranlarda yüzünü gördünüz mü? Mağara, hatta taş devri insanlarına benziyor. İri yapılı cüssesi, yüzünde nefret ifadesi, rakiplerinin üzerine dövecek edasıyla yürüyor! Araya girenler, “Aman ha, bu deli!..” deyip arkadaşlarını kurtarmaya çalışıyorlar.
Emre, tam bir psikopat! Bütün maçlara sahadan atılmak için çıkıyor ama her hakem buna cesaret edemiyor! Adeta bir ölüm makinası! Yüzünde devamlı o nefret ifadesi var.
Eliyle rakibin boğazını işaret edip, “keserim, öldürürüm” diyebilen bir sporcu!
İngiltere’de oynarken ırkçılık suçlamasından kurtulmak için kaçıp Türkiye’ye dönen bu insanüstü varlık, Volkan’dan da fazla kazanıyor.
Ya, ajan provokatör rolünü üstlenen Brezilyalı Melo’ya ne demeli? O da tam bir pislik! Bu adamların futbol sahalarında ne işi var, Allah aşkına!..
Birkaç kelime de Galatarasaylı Selçuk’a…
Seyirci protesto ediyor diye sahayı terkedip, sırtından çıkardığı formayı antrenörüne veren, sözüm ona centilmen bir futbolcu!..
Milyonlarca lirasını kazandığı takımına karşı böylesine rezalet, çirkin ve edepsiz tavır alan bu müsveddenin de hemen takımla ilişkisinin kesilmesi gerekmez mi?
Bakalım, Galatasaray’ın onurlu yöneticileri nasıl tavır alacaklar? Belki de dere geçerken at değiştirilmez, diyecekler!
Sanki dere mere kaldı da!..