İbrahim…
Antalya’da CHP’li başkan Mustafa Akaydın’ın kazanması bekleniyordu. Ama AK Parti adayı, eski Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, geçen dönem kaybettiği seçimi kazanıp tekrar başkan oldu.
En çok kim sevindi biliyor musunuz? Belki de Türel’den daha fazla sevinen can dostu, ortağı Asım Güzelbey oldu!
Gazetede arkadaşlarım, “Neden böyle diyorsun, Asım Bey neden bu kadar sevinsin ki?” deyince, “Bekleyin göreceksiniz, neden böyle konuştuğumu pek yakında anlayacaksınız” dedim.
Dün geldiler, “Ne demek istediğini galiba anladık” diye ağız yokladılar!
“Ne anladınız?” deyince de, “İbrahim Evrim, Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı olmuş” dediler.
İbrahim Evrim’in istifasını geciktirmesi galiba bu yüzdendi! Antalya’ya transfer oluncaya kadar bekledi!
Evrim, eşi nedeniyle Güzelbey’in çok yakın akrabası. Uzun yıllar yurt dışında kalmış. Birkaç dili iyi konuşuyor. Avrupa görgüsü, bilgisi var. Ama burada başarılı olamadı. Kentin başına büyük bela olan, deklare ettikleri bedelin neredeyse on katını harcadıkları ağır raylı sistemin Güzelbey’le birlikte tasarımcısıydı! Anlamadığı, bilmediği bir konuda tam yetki ile çalıştı.
Belediyeciliği bu kadar hafife aldılar! Oyun oynarmış gibi belediyecilik yaptılar, trencilik oynadılar!
Şimdi artık Asım Bey’in Antalya’daki otellerine, gayrimenkullerine mukayyet olacaktır. Belki, Antalya’da lisanını ve vizyonunu kullanma fırsatı bulursa, başarılı olmaması için hiçbir neden yok.
Nereden nereye!..
İşte hayat böyle fırsatlarla doludur…
Not: Celal Doğan’ın memuru, Fuat Özçörekçi’nin asker arkadaşı Hasan Hüseyin Sülü’de Antalya’ya gidiyormuş! Güzelbey’in kamikaze takımı Antalya’da toplanıyor! Bundan sonrasını Menderes Türel düşünsün!..
Gıpta ve kıskançlık!..
Adana’daki ‘Portakal Çiçeği Karnavalı’nı gıpta ile, biraz da kıskançlıkla izliyorum.
Renkli kostümler giyen, yüzlerini rengarenk boyayan, ilginç şapkalar takan Adanalılar, çalınan müzik eşliğinde kortej oluşturup şehirde tur attılar.
Okul, dernek, sivil toplum kuruluşları, hepsi karnavala renk kattılar. Yüzlerine portakal çiçeği resimleri yapmış genç, yaşlı coşkulu Adanalılar, neşeyle coşup eğlendiler.
50’ye yakın sosyal etkinliğin içinde yarışmalar, pop ve latin konserleri, akla hayale gelmeyecek her türlü gösteriler, neler neler…
Cadılar dans gösterisini mi, benzeri Avrupa kentlerindeki gibi rengarenk inanılmaz güzel giysili toplulukların gösterisini mi, halk oyunlarını mı, motor senfonisini mi, tiyatroları mı, miki mausları mı, fener aktivitesini mi, dünyanın en büyük resim mozaiğini mi, hangisini anlatsam bilemiyorum…
Adanalılar’ın amaçları, “Sivil insiyatif ile yerel yönetimlerin gücünü birleştirerek “Marka Şehir Yaratmak” hedefiyle Adana’da kültür ve turizm hareketi başlatmak, bu sayede kentte yaşanan kültürel ve turistik canlılığın ekonomiye katkısı konusunda kamuoyunda farkındalık oluşturmak” mış.
Olağanüstü bir proje gerçekleştiriyorlar. Amaçlarına da bal gibi ulaşıyorlar…
Böyle bir karnavalı Gaziantep’te düşündüm de… Hayal bile edilemez, dedim kendi kendime!
Bizim ünlü bir sanayicimiz, Adanalılar’ın sanayicilikte Gaziantep’in fersah fersah önünde iken, şimdi gerisinde kaldıklarını söylemişti.
Doğrudur, olabilir.
Ancak, Adana ile Antep arasındaki yaşam kalitesi farkının sürekli onların lehine geliştiği de başka bir gerçek. Aramızda en az 25 yıl fark olduğunu düşünüyorum.
Sanayinin Gaziantep’e ne getirdiğini, ne götürdüğünü iyi analiz etmek gerek. Bu şehir orta sınıf vatandaşların yaşadığı bir kentti. Başta minnacık zengini, sonda minnacık fakiri, ama ortada çook geniş bir orta tabakası ile mutlu bir kentti.
Sanayi ile birlikte Gaziantep’in yüzde 80’i gecekondu oldu. Gelir dağılımı çok bozuldu. Sağlık, eğitim hizmetleri neredeyse yere yapıştı. Bu kadar göç alan bir kent ne olur? Şehrin anatomisi bozuldu! Suriyeliler de üzerine kreması oldu!
Resmi kayıtlara göre, Gaziantep’te kişi başına düşen gelir, Türkiye ortalamasının çok altında, Bitlis, Muş seviyesinde. Ama bu şehrin özelliği, kayıtdışı gelirinin yüzde 70’ler mertebesinde olması, Gaziantep’e mistik, gizemli bir hava veriyor.
Belki dışarıdan iyi görünüyor ama gerçekte hiç de iyi değil!
Ben yeni CEO’umuzun bu kentin kaderini değiştireceğini, hiç olmazsa doğru mecraya sokacağını umut ediyorum.