OECD'deki durumumuz
Bizim de üyesi bulunduğumuz OECD, her sene üye ülkeleri kapsayan geniş bir rapor yayınlar.
2014 raporu 146 sayfadan oluşuyor, ülkelerin ekonomilerini, hukukunu, sosyal ve kültürel durumlarını içeren veriler oluşturup bunları analiz ediyor, kıyaslamalar yapıyor, ülkeleri sıralayarak önemli tablolar oluşturuyor.
Bu tablolardan ülkelerin gelişmişlik durumunu takip etmek sağlıklı ve kolay oluyor.
Birkaç tane ilginç tablo inceledim.
Her 100 bin kişiye düşen intihar olayında Türkiye 4.3 kişi ile hemen en sondan bir üstte yer alıyor. Altımızda Yunanistan var, 3.1 kişi!
En başta ise Kore var: 33.3 kişi! Sonra Macaristan 22.8 kişi, Fransa 16.2 kişi ve ABD, 12.5 kişi.
Burada din önemli faktör olabilir, diye düşünebilirsiniz ama Yunanistan’da intihar vakaları bizden daha az.
Bizim açımızdan bu tablo olumlu olduğu için başa aldım. Ancak diğer bütün tablolarda hep sondayız!
Yaşam beklentisi Türkiye’de 74.6 yıl iken bu rakam İsviçre’de 82.8, Japonya’da 82.7, Almanya’da 80.8 yıl, OECD ortalaması ise 80.1 yıl. Böylece listenin sonundayız.
Bir başka kriter, işsizliğe karşı ülkelerin vatandaşlarına sağladığı sosyal haklar ve teşvikler.
İzlanda, Fransa, Finlandiya, Kanada, Danimarka gibi ülkelerin vatandaşlarına sağladıkları haklar ve teşvikler o kadar mükemmel ki, bizimle kıyas bile edilemez. Bu tabloda da sonuncuyuz!
Barınma, asgari geçinme ve diğer insani haklar konusunda OECD ülkelerinin vatandaşlarına sunduğu hukuki haklar ve gerçek bir sosyal devlet olmanın varlığı ile sağladığı olanaklar o kadar mükemmel ki, açık ara bu tablonun da sonunda yer alıyoruz.
Burada Japonya, Hollanda, İrlanda, Danimarka gibi ülkeler tablonun ilk sıralarında yer alıyor.
OECD ülkelerinin hane başı gelirleri tablosunda ilk sırada 36 bin 400 dolar ile Lüksemburg var. Onu 32 bin 400 dolar ile Norveç izliyor. Türkiye, 7 bin 100 dolar ile sondan bir evvel. Bizden sonra 4 bin 500 dolar ile Meksika var.
Bir başka ilginç bir kriter de evli çiftlerin sayısı!
Bu tabloda Çin başta, biz arkasından geliyoruz. Bizi Endenozya ve Japonya izliyor.
Tablonun sonunda Estonya ve İsveç gibi ülkeler var. Burada çiftler resmi evlilikleri olmadan birlikte yaşıyorlar. Tabii bunlar da hane kabul ediliyor.
Merak edenler raporun tamamını okuyup daha onlarca kritere göz atabilirler. Google’a ‘OECD Society at a Glance 2014’ yazarlarsa raporu indirebilirler.
Karşılıksız çekin cezası idam olmalıydı!..
Hatırlar mısınız, karşılıksız çeke hapis cezası kaldırıldığında yer yerinden oynamıştı!
Meslek Odalarımız, Baro da dahil olmak üzere birçok kurum, bundan böyle Türkiye’de ticaret yapılamayacağını, piyasanın mahvolacağını iddia etmişlerdi.
Bazı kurum ve gazeler de ekonomik suça ekonomik ceza olması gerekir savı ile çıkarılan uygar yasayı savunmuştu.
Şimdi gelinen nokta şu:
“Kredi Kayıt Bürosu (KKB) Genel Müdürü Kasım Akdeniz, piyasadaki çek alışkanlıklarıyla ilgili şu verileri paylaştı:
Piyasanın yüzde 82’si hiç karşılıksız çek kesmemiş iş insanlarından oluşuyor. Yüzde 15’lik kesimin de çeki en az bir kere karşılıksız çıkmış ama hemen ödemiş.
Yüzde 2’lik bir kesim var ki, onlar resmen çek konusunda ‘dolandırıcı’ sınıfına giriyor.”
Verilerden şu çıkıyor.
Piyasanın yüzde 90’ı güvenilir iş insanlarından oluşuyor.
Hiçbir araştırma yapmadan, sırf mal satmak için, belki de malına aşırı kar bindirerek, nasıl olsa alırım, mantığının gerçekçi olmadığı böylece meydana çıktı.
Alınan çek araştırılırsa, titiz davranılırsa, çek bal gibi itibarlı bir ödeme aracı…
Ben malımı sattım, çekimi aldım, ödenmezse devlet o çekin sahibini kurşuna dizsin (!) beklentisi saçmaydı! Nitekim saçmalık kanıtlandı da…
Hukuk her zaman egemen olmalı.