‘Oğlu’nun hayırlısı da var…
Mektep medrese görmüş, bir üniversitenin mütevelli kurul başkanlığını da yapan genç bir sanayici şöyle demişti:
“Nedense bütün zenginlerin soyadı hep ‘oğlu’ ile bitiyor. Herhalde zengin olmak için tesadüfen böyle bir soyada sahip olmak gerek…”
Bu güzel bir espri, latif bir şakaydı. Herkesi gülümsetmişti.
Peki, zengin olup da, çok iyi kazanıp da, kazancının vergisini verene nasıl bir soyad layık göreceğiz?
O da muhtemelen yine ‘oğlu’ olacak, değil mi?
Veren ‘oğul’la, vermeyen ‘oğlu’ nasıl ayırt edeceğiz?
Verene öz ‘oğul’ veya asil ‘oğul’ dersek, vermeyene üvey ‘oğul’ veya sıradan ‘oğul’ mu diyeceğiz?
Hani ünlü bir deyiş vardır, “İsteyenin bir yüzü kara vermeyenin iki yüzü kara” diye…
Devlet istiyor, mükellef de vermiyor!
Yüzünü karartmayı göze alana ne denebilir ki!
Allah kimseyi ‘yüzden’ düşürmesin…
Birinci de birinci!..
Yerel basın Türkiye’nin gelir vergisi rekortmenleri ilk 100 listesini gereğince değerlendiremedi!
İlk 100’e İstanbul’dan 78, Gaziantep’ten 7, İzmir ve Ankara’dan 4, Denizli’den 2, Burdur, Antalya, Eskişehir, Afyon ve Bursa’dan da 1’er mükellef girdi.
Geçen sene Gaziantep’ten ilk yüzde kimse yoktu.
İstanbul’un dışında kalan 28 mükellefin yüzde 25’inin Gaziantep’ten çıkması bana göre fevkalade önemli bir haberdir. Ama, vermemeyi, biriktirmeyi, arsaya yatırmayı alışkanlık haline getirenlerin böyle haberleri okumayacakları bilindiği için gazeteler de sayfalarında pek yer vermiyor olsa gerek diye düşündüm.
Gaziantep, kendine yeten bir il olmayıp, devlet bütçesinden sürekli para alan bir il konumunda. Oysa biz ihracatta birinci, başarıda birinci, birinci de birinci bir kentiz! Vergide de sonuncu olmuşuz, ne olur yani, bu kadarı kadı kızında da olur!..
Mangalda kül bırakmayanlar, hep başarıdan, hep birincilikten dem vuranların vergi listeleri açıklanınca ne düşündüklerini, akıllarından ne geçtiğini doğrusu merak ediyorum! Acaba verenleri ‘enayi’ mi zannediyorlar!
Bu şehirde kendilerini ‘söz sahibi’ görenlerin vergi listelerine bir göz atmalarını salık veririm.
‘Çalışkan Kömür’ ile bir ‘oğlu’arasında anlatılan garip bir hikayeyi vergi denetim uzmanları araştırıyormuş.
Adı bilinen bir banka ile çalışan işadamlarının, bazı inşaat şirketlerinin baskı altında olduğu haberleri geliyor.
Emlak balonu patlayacak mı?
Geçen hafta GAGİAD’ın davetlisi olarak şehrimize gelen ünlü ekonomist Prof. Berksoy’un, “Emlak balonu patlayacak ve fiyatlar düşecek” değerlendirmesi moralleri bozdu!
Bazı sanayicilerin kendi emlak ofislerini kurup banka kredisi ile gayrimenkul alım satımına girişmeleri epey bir zamandır gazetelere haber oluyordu.
Gaziantep’in toplam kullandığı 15 milyar dolar kredinin 4-5 milyar dolarının gayrimenkule bağlı olduğu belirtiliyor.
Suriyeliler’in gelmesiyle normalin üzerinde hareketlenen gayrimenkul piyasası bankaların ekspertiz raporlarına da haliyle yansımıştı.
Prof. Taner Berksoy’un bilimsel açıdan yaptığı konuşmalar bankacıları çok tedirgin etti.
Yüksek ekspertiz yapılan gayrimenkullerin gerçek değerlerine dönmesiyle balon patlarsa 4-5 milyar doların akıbeti meçhule dönüşecek!
Bilgisine güvendiğim bir arkadaşım, “Hoca Antep’i bilmiyor! Buraya bir şey olmaz, fiyatlar düşmez. Urfa bizim 2.5 katımız!” değerlendirmesinde bulundu.
Konunun yabancısı olmama rağmen ben de arkadaşıma katılıyorum. Burası nev’i şahsına mahsus bir diyar, başka bir yerle kıyaslanamaz! Yani, burada ilim-bilim sökmez!
Gaziantep, artık o Antep değil!..
Geçtiğimiz haftalarda Gaziantep Kolej Vakfı’nın 50’inci kuruluş yıldönümünde mezunlar İstanbul’da toplanarak kutlama yaptılar, eğlendiler, birbirini uzun zamandır göremeyenler hasret giderdiler.
Bu özel geceyi Sabah’a haber yapan, kendisi de kolejin mezunu olan Ayfer Ünsal’a sormuştum: “Desene bütün Antep İstanbul’a taşındı!”
“Yok canım nereden çıkardın?” diyerek, baloya gelenlerin çoğunun, belki de hepsinin İstanbul’da ikamet ettiklerini, yaşadıklarını söylemişti.
Geçenlerde Hürriyet gazetesinde Mehmet Atilla Ocak’ın vefat ilanını görmüştüm. Kızı, Prof. Dr. F. Tulga Ocak, ailesi adına verdiği vefat ilanında merhumun Ankara’da Karşıyaka mezarlığında defnedileceğini belirtmişti.
Dün de yine Hürriyet’te Eczacı Lale Barlas’ın vefat ilanı vardı. İstanbul, Yeniköy mezarlığında defnedileceği bildiriliyordu.
Lale Barlas; merhume Emire Erkılıç, merhum Necmettin Dai ile Kaya Dai’nin kardeşi, Liba Laboratuarları A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Murat Barlas ile Ayşe Bilginsoy’un annesi.
Gaziantep’in saygın, eşraf ailelerinin çoğu Antep dışında yaşıyor ve yaşadıkları yerlerde kalıyorlar.
Gaziantep’te yaşamaya direnen Antep sevdalılarını biliyorum, ama bildiğim başka bir gerçek ise, Gaziantep artık o bildiğimiz Antep değil, kesinlikle değil…