‘Vallahi yorulduk’ da gelişme!..
Dün “Bugün Salı, siyasi partilerin grup toplantılarının yapıldığı gün. Kimbilir yine ne fırtınalar kopacak?” demiştim.
“Hepimiz yorulduk. Hem de çok yorulduk. Hem bedenimiz, hem zihnimiz, hem de vicdanımız, inanın çok yoruldu. Ayakkabı kutusuydu, saatti, Reza Zarrab’tı… Gına geldi, bıktık artık!..İktidar, öfke stratejisini; muhalefet de Arap şarkıcılar gibi aynı mısraları, değişik tonlarda da olsa, tekrarlamaktan vazgeçseler, inanın ortaya huzurlu bir Türkiye çıkabilir” diye de eklemiştim.
CHP grup toplantısında dün siyaset konuşulmadı.
Soma’daki 301 şehidin isimleri okundu ve manevi huzurlarında af dilendi. Grup toplantısı sonlandırıldı.
Dileğimde buydu.
Ama AK Parti grubunda yine öfke hakimdi.
Olsun, muhalefet huzuru sağlamak için kararlı olursa, iktidar mutlaka uyacaktır.
Öyle umut ediyorum.
Alman basınına yakıştıramadım!..
Birkaç sene önceki Almanya-Yunanistan basın savaşı bugünlerde bize sıçradı.
Hatırlarsanız, Yunanistan’ın mali durumu kötülemiş, ülke iflasın eşiğine gelmişti.
Ancak, Yunanistan, AB içinde ‘Euro Zone/Para Birliği’nde olduğu için kurtarılması gerekiyordu.
Haliyle en çok parayı verecek olan da Almanlardı.
Milyarlarca Euro’nun Yunanistan’a verilmesi Almanları ayağa kaldırmıştı. Öyle ya, yan gelip yatan, turizmcilikten ve gemicilikten başka pek bir şeyle uğraşmayan tembel Yunanlılar’ı kurtarmak, ağır işçi Almanlar’ı kudurtmuştu!
Her iki tarafın basını, diğer taraf için ağza alınmayacak küfürler ediyor, karikatürler yayınlıyordu.
Yunanlılar, “2. Dünya Savaşı’ndaNaziler bizim ülkemizi işgal etmişlerdi. Tazminat istiyoruz” diye tutturmuş, milyarlarca Euro’dan bahsediyorlardı!
Almanlar da, bu iddialara çok satan ‘Focus’ isimli derginin kapağına bastıkları resimle cevap verdiler.
Kapağın resmini köşeme aldım. Parmağın o şekilde gösterilmesi, bizim işaret parmağımız ile orta parmağımızın arasından geçen başparmak ile aynı anlama geliyor! Yani, para yerine nah bunu alırsınız, demek isteniyor!
Yunanlılar parayı alıncaya kadar durmadılar! Alman Şansölyesi Merkel’ı Nazi kılığına sokarak yayın yaptılar.
Dalaşma böyle yaratıcı(!) resim ve yazılarla sürüp gitti.
Sonunda Yunanlılar istedikleri parayı kopardılar.
Şimdi, Alman basını bizim aleyhimizde şiddetli tacize başladı.
Başbakan Erdoğan’a ‘Führer’ diyorlar.
Führer, bildiğiniz gibi Hitler’e, Almanlar’ın verdiği ünvan, ‘Lider’ demek.
Almanya’da bu kelimenin politikacılar için kullanılması yasak, ağır hapis cezası sözkonusu.
Ben ülkemin başbakanına böyle hitap edilmesini kabul edemem. Hitler, 6 milyon masum Yahudiyi temerküz(konsantrasyon) kamplarına gönderip, yıllarca işkenceden sonra fırınlarda yaktı. İkinci Dünya Savaşı’nda 50 milyon insanın hayatını kaybetmesine, tarihin en büyük acısının yaşanmasına sebep oldu. Böyle bir insanlık kasabı ile Erdoğan’ın birlikte anılmasının kendisi insanlık suçu olarak kabul edilmesi gerekmez mi?
Ayrıca, Almanları tanımıyor muyuz, bilmiyor muyuz? Dinime küfreden müslüman olsa bari!..
Öğretmen dil eğitimde
yanlış mekan seçimi!..
ABD.’den gelen İngiliz Dili Uzmanı Donna Brinton, Gaziantep Üniversitesi,Bahçeşehir Koleji’nde ve Nizip’te İngilizce öğretmenlerine eğitim verdi.
Brinton, Suriyeli mültecilerin çocuklarına kamp okullarında ve kentlerdeki mülteci okullarında İngilizce öğreten Suriyeli ve Türk İngilizce öğretmenleriyle de çalıştı.
Özel eğitim danışmanı olarak çalışan Brinton, birçok profesyonel ders kitabının ortak yazarlık ve editörlüğünü yapmış çok değerli bir dil uzmanı. Öğretmenlerimize de faydalı olduğuna şüphem yoktur.
Ancak, anlamadığım ve yadırgadığım bir konu var.
Eğitim için üniversitemizin seçilmesini saygı ile karşılıyorum. Fakat diğer kurum, Bahçeşehir Koleji’nin seçilmesi çok garip!
Çünkü, Gaziantep’te bu kadar çok değerli ve kaliteli eğitim kurumu varken, ratinglerde daha mütevazı sıralarda yer alan Bahçeşehir’in seçilmesindeki mantığı anlayamadım.