Irak askerleri…

YAYINLAMA: 12 Haziran 2014 / 20.00 | GÜNCELLEME: 12 Haziran 2014 / 20.00

Televizyonda, daha çok internette Irak’taki savaşı izliyorum.

IŞİD gaddarlığı, kafa koparması ile o kadar nam salmış ki, ‘geliyorlar’ dediklerinde insanlar çil yavrusu gibi dağılıyorlar!

 

Irak askerleri bildiğiniz gibi…

Amerika, Bağdat’a girdiğinde nasıl tek bir kurşun bile atamadan teslim oldularsa, Musul’da da aynı şey oldu. Tanınmamak için üniformalarını çıkararak tüyenleri mi dersiniz, zırhlı aracı çalışır halde bırakıp kaçanları mı yoksa arazi olanları mı!..

 

Musul’a giren IŞİD militanları ilk ziyareti bankalara yaptılar!

Ne kadar nakit para varsa hepsini silip süpürdüler!

Orduya ait hepsi yeni teslim alınmış 260 adet zırhlı araca da el koydular.

Irak petrolünün yüzde 15’i şimdi IŞİD’in hakimiyetinde bulunan bölgeden elde ediliyor. Petrol pompaları da bundan böyle IŞİD’in emir ve görüşlerine hazır hale getirildi!

 

New York Times dün Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin geçen ay Beyaz Saray'dan gizlice IŞİD'a karşı hava desteği istediğini yazdı. (Demek ki epey bilinen bir şeyler varmış! Bizim istihbaratımız neden tahliyeleri daha önceden yapamadı, herhalde yakında öğreniriz.)



 

Ancak Obama, Maliki’nin bu isteğini anında reddetmiş. Çünkü 2011 yılında Irak'tan çekilirken, füzeler, F-16'lar, Apache helikopterleri, insansız hava araçları ve çeşitli silahlardan oluşan 14 milyar Dolarlık yardımla birlikte eğitim de verilmiş.

Obama, “Artık bizi bu işlere karıştırmayın, kendi imkanlarınızla vatanınızı savunun” demiş.

 

Dün akşam bu yazının yazıldığı geç saatlerde Beyaz Saray bir açıklama yaparak, ABD’nin olup bitene kayıtsız kalmayacağını belirtti. Çünkü, Bağdat’a yaklaşan bela gerçekten çok büyük bir tehlike.

 

Aklıma, önceki sene Maliki’nin bize karşı yapmış olduğu zehir gibi açıklamalar geldi.

Irak'ta hakkında tutuklama kararı bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi Türkiye'ye gelince bizi Irak'ın içişlerine karışmakla suçlayan Maliki, "Bu politikayla devam ederse Türkiye'nin çıkarları zarar görecek ve Türkiye bölgede herkes için düşman devlet haline gelecek" demişti.

 

Gördüğünüz gibi bize horozlanan Maliki, IŞİD’i görünce soluğu Obama’nın yanında alıyor.

Bütün bunları yazıyorum, Irak’ı ve Maliki’yi eleştiriyorum ama dış basında da benzer eleştiriler bizim için yapılıyor.

 


Uzun yaşamanın sırrı: Çocuksuzluk!..

 

Gerontology Araştırma Grubu’na göre dünyanın en uzun yaşayan erkeği Alexander Imich tam 111 yaşında. Arturo Licata, 112’inci yaşını kutlayamadan birkaç gün önce ölünce rekor Imich’e geçti.

Alexander uzun ömrünün sırrını New York Times’a anlatırken bazı ilginç ipuçları verdi.

Alexander, Amerika’da yaşıyor. Aslen Polonyalı. Ruslar’ın eline düşmüş, esir olarak Gulag adasında yaşayıp da oradan sağ kurtulan ender insanlardan biri.

 

Gerontology Araştırma Grubu’na göre dünyamızda Imich’den daha uzun yaşayan halen 66 kadın bulunuyor. Bunlardan birisi Japon Misao Okawa, 116 yaşında.

 

Imich, 4 Şubat 1903 yılında Polonya’da doğmuş. Ressam ve fizyoterapist olan ikinci eşi Wela ile birlikte 1951 yılında Amerika’ya Waterbury’e göçetmişler. Imich, karısı ölünce de 1986 yılında New York’a yerleşmiş.

 

Bundan sonrası önemli…

Imich, asırlık yaşamın sırlarını şöyle anlatıyor.

Çocuksuz olacaksınız.

Alkol kullanmayacaksınız.

Asabi, hırslı, gözü doymaz olmayacaksınız.

Sigarayı zamanında bırakmış olacaksınız.

Sporla mutlaka haşir neşir olacaksınız.

Imich, iyi bir koşucu, jimnastikçi, cirit atıcı ve çok iyi bir yüzücüymüş.

Imich’in ne yediğine gelince…

Bakıcıları; tavuklu şehriye çorbası, balık, omlet, çikolata, dondurma yediğini söylemişler. Hamurla arası pek iyi değilmiş.

 

Buraya kadar çocuk hariç, şartlarda pek zorluk yok!

Böyle düşünüyordum ki, son ‘sır’rını okuyunca elden gelen bir şeyin olmadığını gördüm.!..

Imich, “İyi bir genetiğe sahip olmalısınız” diyor!

 

Haberi Times’da birlikte okuduğumuz arkadaşım, “Bu Antepli’yi bozar, olacak şey değil” dedi!

Neden?” deyince de “Bir defa Antepliler’in çoğu şeker hastasıdır. İkincisi, Antepliler asabidir! Üçüncüsü, Antepliler çok hırslıdır, bir arsa daha kapatmak için canını verir! Ama en önemlisi de genetik! Bizim genetiğin bizi yüzyıl yaşatacak kadar mazbut (!) olduğunu zannetmiyorum” deyiverdi!

 

Bu durumda, o kadar uzun yaşamanın ne gereği var ki, dedik ve Imich’e nice uzun yıllar diledik…

 


Bahçeşehir okulları…

 

Uzun yıllar Amerikan Kolejlerinin koordinatörlüğünü yapmış bir arkadaşımla konuşurken bazı önemli bilgilere ulaştım.

Orta öğretimde İngilizceye verilen önemi tartışırken, “Şimdi öyle özel okullar var ki, gelişen teknoloji ile birlikte öğrencilere İngilizceyi öğretiyorlar. Ben Bahçeşehir okullarını biliyorum, yabancı lisanı mükemmel öğretiyorlar, hatta Amerikan Kolejlerinden bile daha iyi…” deyince şaşkınlıktan, “Hadi canım, ben Antep’tekini çok iyi biliyorum…” demeye kalmadı, “Kayseri’de ve Gaziantep’te sorunları varmış. Bu iki şehri onlar da ayrı tutuyorlar” deyiverdi.

 

Özel okullara müracaatların yoğun olduğu şu günlerde, öğrenci velilerini bilgilendireyim, dedim.

Irak askerleri…