‘Barbar’ Hood’lar…

YAYINLAMA: 08 Eylül 2011 / 20.00 | GÜNCELLEME: 08 Eylül 2011 / 20.00

Robin Hood, İngiliz halk hikâyelerinde sevilerek okunan sevimli bir hayduttur.
Zenginden alıp fakire veren, fakirlerin koruyucusu Robin Hood ve Sherwood çetesinin hikayeleri o kadar heyecanlı, sürükleyici ve ilginçtir ki, sayısız filme de konu olmuştur.
                                                                            ***
Günümüzün çağdaş ‘Barbar’ Hood’ları ise tersini yapıyor, fakirden alıp zengine veriyor.
Dünyanın en zengin petrol rezervlerinin bulunduğu Irak, sudan bir sebeple tarumar edildi. Saddam’ın herkesten gizlediği nükleer silahı var diye Irak’ta taş taş üzerinde bırakılmadı!
Saddam’ın her yeri ‘nükleer’ olsa ne yazardı ki! Televizyonlardan naklen canlı yayınlanan barbarlık, bir Hollywood savaş filmi gibi bütün dünyada merakla izlendi. Romalı gladyatörlerin arenada dövüşme sahnelerinde, yere düşene ayakta kalan kılıncını saplamazdan evvel imparatorun işaretine bakar ya, işte buda onun gibi br şey! ‘Barbar’ Hood, başparmağını yere doğru işaret ediyor, gladyator pilotlar bomba yağdırıyor. Bizler de ekran başında, ‘Vayybe!’ diyerek masum insanların öldürülmesini hep seyrettik. Ertesi gün de birbirimize, teknolojinin ne kadar gelştiğini anlattık durduk!..
Amaç Irak’ı katil ve gaddar Saddam’dan kurtarıp, ülkeye demokrasiyi getirmekti.
Demokrasi getirilemedi ama 1.5 milyon Iraklı bu uğurda acımasızca öldürüldü. Çocuklar babasız, kadınlar dul bırakıldı. Uluslararası toplum bu konuda hiç kılını kıpırtdattı mı?
                                                                              ***
Irak’ın o muazzam petrolü ne oldu?
Yıllarca hiç haber alınamadı, kimse kuyuların çalışıp çalışmadığını bile öğrenemedi.
Şimdi ülkedeki imar hareketlerini ABD yönlendiriyor. Bütün inşaat işleri ABD’li işadamlarına veriliyor, onlar da taşeronlara…
                                                                               ***
Hadi Saddam nükleer bomba yapmıştı ve dünyanın canına okuyacaktı! Peki, Kaddafi ne yaptı?
O da 42 senedir yönettiği Libya’yı inim inim inletiyor, ülkenin gelirini cukka ediyor ve bütün kadınlara el koyuyordu!
Eee size ne?
Olur mu? İnsan hakları var, bu zamanda böyle işler yapılmasına dünya kamuoyu nasıl göz yumar?
Çok basit, Bosna’da 4 yıl nasıl göz yumduysa, öyle yumardı!..
Ama burada petrol var, hem de dünyanın bilinen gravitesi en yüksek, yani en kaliteli petrolü…
***
Farkında mısınız, bizim bölge yeniden üleşiliyor!
NATO, Libya’yı bombaladı, dümdüz etti!
Erdoğan, hemen itiraz etti, NATO’nun orada ne işi var, dedi. Ama baktı ki, mal yağmalanıyor, ortada ganimet var, o da bir ucundan tutu, mecburen…
Şimdi Libya’nın petrol kuyularının denetimi Fransa’ya geçti. Yüzde 35’ini onlar alacak!
Harap olan ülkenin alt yapısını ve önemli inşaatlarını ‘Barbar Hood’lar yapacak, biz de sonradan bavul dolusu dolar götürdüğümüz isyancılardan payımızı alacağız.
                                                                                ***
Ne güzel değil mi?
Adamların hem petrolünün dümenine geç, hem de yıkıp yaktığın ülkesini onaracağım diye hakkına düşecek petrol gelirinin aslan payını gasp et!
Kimse itiraz etti mi?
Herkes neyle meşgul? Bakalım Kaddafi nasıl yakalanacak? Saddam gibi bir delikten çıkarılıp sallandırılacak mı, yoksa bir ülkeye kaçmasına müsade mi edilecek?
Bence kaçmasına izin verilecek! Çünkü, yanında götürdüğü ve sakladığı paraların peşindeler. Adam ölürse, paraların izini sürmek zor olabilir. Ama filmin sonunu biliyorsunuz, boş yere para verip filmi seyretmeğe sinemaya gitmeyin!

Paranıza mukayyet olun, asıl heyecanlı filmler henüz vizyona girmedi.






                                                       Dede eski güzel, mutlu günleri hatırlıyor…


Neydi o günler… Daha küçük bir çocukken annem bana 1$ verir, köşedeki markete gider; beş torba patates, 2 francala, 3 şişe süt, dünya kadar peynir, bir kutu çay ve 6 yumurta alır gelirdim.
Ama şimdi bütün bunlar hayal oldu…
Etrafta, Allahın belası bir sürü kamera var!






‘Barbar’ Hood’lar…