Haksız rekabete göz yumanların vicdanı rahatsa...
Gaziantep’teki televizyonların ‘ortak yayın platformu’ isimli ucube programında belediye başkanlarına çanak sorular soruluyor, hizmet bedeli olarak da önemli paralar kazanılıyor.
CHP Meclis Üyesi Zeynel Güçyetmez’in verdiği bilgiye göre geçen 4 yılda belediyeler bu televizyonlara 4 milyon lira ödediler. Yani yılda bir milyon lira. Beş televizyon her yıl bu bir milyon lirayı paylaşıyor.
30 Mart 2014 yerel seçimlerinden sonra ilk kez Mayıs ayında gerçekleştirilen ‘ortak yayın platformu’ndan sonra, artık bu haksız rekabete son verin mealinde bir yazı kaleme almıştım.
Hiçbir faydası olmayan, hatta insanlar artık bu ucube programdan hazzetmedikleri ve kamu parasının çarçur edildiğini bildikleri için AK Parti’ye zararının bile dokunduğunu iddia etmiştim.
Saygı Öztürk’ün yazısından öğreniyorum ki, Şehitkamil Belediyesi, geçen dönemden kalan ucube programın devamı için ihaleye çıkmış bile.
Yadırgadığım olay şu...
Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu öyle rica ile iş yaptırılacak bir yapıya sahip değil. Antep’in çok eski, saygın ve varlıklı bir ailesinin çocuğu. Kimseye eyvallahı olmayan bir insan. İlk dönem belediye başkanlığına aday olduğunda, bizzat kendisinden dinlemiştim, Başbakan ‘Fadıloğlu’ soyadını görünce sorgulama gereğini bile görmeden ‘adayımız budur’ diye imzasını atıyor. Yani, böyle bir belediye başkanının bu konuda kimsenin nasihatını dinleyeceğini zannetmiyorum.
O halde, nasıl oluyor da böylesine çok haksız bir rekabete onay veriyor!
O televizyonlar o ucube programı yapmazlarsa Fadıloğlu seçim mi kaybedecek? Tanınırlığı mı azalacak? Olur mu öyle şey!
AK Partili bir arkadaşım, Fadıloğlu için, “Şimdi eski köye yeni adet mi getirsin? Asım’ın mirası bu! Yıllardan beri böyle devam ediyor. Yakında cumhurbaşkanlığı seçimleri falan var. Sonra televizyonlarda Allah için denileni anında yapıyorlar. Bizimle uyum içerisinde yayın yapıyorlar. Yaşamaları için, hepsinin değil ama, bir kısmının ihtiyacı var. Bence de verilmesi gerekiyor” dedi.
Kamu parasının haksız rekabete bol keseden harcanmasına karar verenlerin vicdanları rahatsa ve yukarıya huzur içinde yaptıklarının hesabını vereceklerine inanıyorlarsa mesele yoktur.
Almanlar’a kupa yakıştı doğrusu...
Almanlar futbolu bizden çok seviyorlar.
Bunu statlara giden ortalama seyirci sayısından ve televizyonlarda maçları izleme oranlarından anlıyoruz. Aramızda açık ara fark var.
Dünya Kupası’nı kazandılar ya, kendilerinden geçtiler!
Benim asıl hoşuma giden ise final maçını izlemeye birlikte gelen Federal Almanya Cumhurbaşkanı JoachimGauckile Şansölye Angela Merkel’ın, MarioGötze’nin attığı golden sonra kendilerinden geçmiş bir şekilde sevinmeleri...
Şansölye Merkel, bütün futbolcuları teker teker kucakladı ve öptü. Bu sahneyi gözümün önüne getirdikçe kıskançlık damarım tutuyor! Biz de asla böyle şeylerin olması mümkün değil! Çünkü, biz bölünmüş bir ülkenin birbirini sevmeyen, yer yer de nefret eden vatandaşlarıyız! Yalan mı söyledim!