Akıllı olalım!
Antepimizin her mecliste insanları hayran eden bir sözü var:
“Allah sana bir gün vermiş… İster ağla geçir, ister gül geçir.” Nasıl olsa akşam olacak, o gün bitecek. Sen istersen ağlayarak geçir o günü, istersen gülerek geçir, Hiç olmazsa çalış, çabala. Her gördüğün olaydan üzüleceğine, “Daha kötüsü de olabilirdi, şükürler olsun” de.
Hakka teslim-i umur et, ne elem çek ne keder, gelir elbette husule, ne ise hükm-ü kader mihneti kendine zevk etmedir âlemde, hüner gam-ü şadi-i felek böyle gelmiş, böyle gider.
Nasıl olsa kaderin hükmü yerine gelecek, boşuna keder etme. Âlemde marifet, eziyeti kendine zevk edinmektir. Feleğin derdi de sevinci de bu… Böyle gelmiş, böyle gider.
Zenginin de, fakirin de, beylerin de, kimsesizim diyenin de güzel günleri olmuştur şüphesiz. Marifet üzülmek değil, mutlu günlerimizi düşünüp, hayata her şeye sağlam gülerek bakmasını bilmektir!..
Gelin son sözü Ömer Hayyam’a bırakalım:
Dünyada ne var, kendine dert eyleyecek
Bir gün gelecek, can bedenden gidecek
Zümrüt çayırların üstünde sefa sür iki gün
Yarın, senin üstünde de otlar bitecek!..