Der Spiegel Erdoğan'ı kapak yaptı
Almanlar’ın ünlü ve saygındergisi ‘Der Spiegel’bugün piyasaya çıkan sayısında Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı kapağına taşıdı.
Gezi olayları ile başlayan ve demokrasi, insan hakları, basın ve düşünce özgürlüğündeki olumsuz gelişimlerin ardından Türkiye’de yaşananları tüm çıplaklığıyla kamuoyuna yansıttığı iddiasında bulunanDer Spigel, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi 16 sayfalık Türkçe özel bülten çıkardı.
Soma faciasından sonra Der Spiegel’ın Türkiye uzmanı ve muhabiri Hassnain Kazım’ın 'Erdoğan Cehenneme Kadar Yolun Var’ başlığını atmasının ardından AKParti ile arası açılan dergi bu hafta da 'Erdoğan Devleti, Türkiye Özgür Kalacak mı?’ soru işaretiyle Türkiye’nin geleceği konusundaki endişelerini sıraladı.
Derginin haberinde yer alan bazı bölümlerde yorumlar şu şekilde :
Yeni Padişah
Türkiye Başbakanı Erdoğan demokratik reformlarla çıktı yola, ancak eski dönemin seçkinleriyle ve Gezi Parkı direnişçileriyle mücadelesinde hükümdara dönüştü. Şimdi kendisini cumhurbaşkanı seçtirmek niyetinde.Bu kez de despot mu olacak?
Keskin nişancılar çatılarda bekliyor, büyük bir kitlenin, ay yıldızlı kırmızı bayraklar salladığı meydanın üzerinde helikopterler daireler çiziyor.Yozgat'a, Anadolu'nun merkezindeki bu küçük şehre İstanbul'dan, Ankara'dan, Karadeniz'den, binlerce insan akın etmiş.Cayır cayır yakıcı sıcakta saatlerce beklemişler, onu karşılamak için. Hep bir ağızdan adını söylüyorlar, hoparlörlerden, karşıladıkları insanın seçim kampanyasının marşı çalıyor gümbür gümbür: “Halkın adamı Recep Tayyip Erdoğan.”
Başbakan sahneye adım atıyor ve başörtülü kadınlar ağlamaya başlıyor, sakallı erkekler dizlerinin üzerine çöküyor. Erdoğan kollarını kaldırıp haykırıyor: “Hepimiz kardeş miyiz? Hepimiz birlikte Türkiye miyiz?”
Kitle cevap veriyor: “Tayyip, senin için ölmeye hazırız!”
Türkiye'de seçim mücadelesi sürüyor, ama bu ifade, burada olanları anlatmaya yetmiyor.İşte bu yüzden Erdoğan kampanyasına “İstiklal Savaşı” adını takmış.Ordularsa onu cumhurbaşkanı yapacak olan seçmenleri.
Dergi, cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin seçmenlerin analizini şöyle dile getiriyor:
Hannoverli İlhami Oğuz Başbakan’a hayranlıkla bağlı iken, Castrop-Rauexl’de yaşayan Alp Kale ona karşı mücadele ediyor.
“Atatürk bugün yaşıyor olsaydı eğer, mutlaka gaz maskesini takar göstericilerle birlikte İstanbul’da, Taksim Meydanı'nda olurdu. Başbakan Erdoğan’a karşı sürdürdükleri mücadelelerinde öncülük ederdi.”
Alp Kale’nin hiç şüphesi yok.Kendi tasarımı olan beyaz tişörtünün baskısını gösteriyor.Gaz maskeli Atatürk resminin altında, Kale’nin idealindeki çok sesli ve çok renkli Türkiye’yi simgelen figürler yer alıyor.
Grafik tasarım eğitimi alan 31 yaşındaki Alp Kale Castrop-Rauexel Protestan Hastanesi’nde Ruhr bölgesinin merkezinde dünyaya gelmiş. Anne ve babasının 30 yıl önce ayrılmış olmasına rağmen vatanları olarak gördüğü, çocukluğundan bu yana her yaz tatilini geçirdiği ülkede geçtiğimiz yıl başlayan Gezi olaylarından bu yana, olup bitenleri anlamaya çalışıyor.
Erdoğan seçilirse geri dönüşü mümkün olmayan yola girilecek
Dergi, Erdoğan’ın seçilmesi halinde geri dönüşün mümkün olmayacağını ve Türkiye’nin tek adam devleti haline geleceği uyarısının altını çiziyor. Haberde ayrıca, “Kendisine itiraz edilmesine tahammülü yok. Gezi direnişiyle birlikte de nihai olarak otoriter bir hükümdara dönüştü. Ve bu hükümdar her şeyi denetlemek istiyor, insanların özel hayatlarına varıncaya kadar" deniyor. Yazıda Erdoğan’ın sadece yurttaşları değil, kendi partisini de sıkı denetim altına aldığı kaydediliyor.
Dergi devamla şu ifadeleri kullanıyor:
Her bir milletvekilini, her bir valiyi kendisi belirliyor.Bütün yol arkadaşları yollarını ayırıyor ondan. Ekonomi Bakanı Ali Babacan istifasının işaretlerini verdi, milletvekilleri protesto ederek partiyi terk etti. İşinin ehli danışmanlarının yerini sadık evet efendimciler aldı.
Yazıda ayrıca Tayyip Erdoğan’ın kişilik yapısı kavgacı şeklinde veriliyor.İstanbul’un Kasımpaşa semtinde bir mahallelinin Erdoğan’ı “Tayyip kavgadan hiç kaçmazdı“ şeklindeki tarifine yer veriliyor. Erdoğan’ın işletme okuduğu ve sucuk fabrikasında muhasebecilik yaptığı da kaydedilirken, eski parti arkadaşlarından Abdüllatif Şener’in ağzından ise şöyle anlatılıyor: “Erdoğan, AKP kurucuları arasında tartışmalı bir isimdi. Siyasi bir tasarısı yoktu, düpedüz taşralıydı."
AKParti olarak askeri kızdırmamak için laik bir üslup kullandıklarını da ifade edenAbdüllatif Şener, AKParti kadrosunun inancını şöyle özetliyor: “Ama dini inançlarımızdan vazgeçmedik. Yalnız, toplumu değiştirmenin zaman alacağını kavradık."
Yazıda ayrıca Erdoğan için, “Erdoğan mükemmel bir popülist, kitleleri peşinden sürükleyebilen bir insanlı koyun kavalcısı. Ama hedeflerine diplomatik yollardan ulaşma konusunda tecrübesiz" değerlendirmesine yer veriliyor.
Der Spiegel, Almanya’daki Türkler’in içinden de Erdoğan’ı destekleyen ve karşı çıkanların portresini çiziyor. Türkler’in Türkiye seçimlerine bu kadar ilgi göstermesi konusunda ise bu durumu, yerli halkın Almanlar’ın Türkler’e halen Türkiyeli muamelesi yapmasına bağlayan görüşe yer veriliyor.