Hürriyet’te değişim!..
Hürriyet Gazetesi tartışmasız Türkiye’nin en büyük gazetesidir.
Traj bir kriterdir ama en önemlisi değildir.
Örneğin, Cumhuriyet Gazetesi(28.07-04.08 haftası trajı 52.571) en az satan gazeteler arasında olmasına rağmen en etkili birkaç gazeteden biridir.
Hürriyet Gazetesi (28.07-04.08 haftası trajı 384.618)yüksek trajının yanında Türkiye’nin tek kar eden gazetesidir. Kendi dağıtım şirketi vardır. Türkiye’de önemli merkezlerde modern matbaaları, yaygın haber ve istihbarat ağı mevcuttur. Finansman gücü hiç bir gazete ile mukayese edilemeyecek kadar güçlüdür. (Eğer medyanın ekonomik bağımsızlığı yoksa medya bağımsız değildir!)Gazeteyi destekleyen haber ve diğer televizyon kanallarına sahiptir. En önemlisi de 1 Mayıs 1948’den beri yayın hayatında bulunan Hürriyet, Türkiye’nin en kurumsallaşmış gazetesidir. Bunun yararı ve önemi çok büyüktür.
İşte böyle bir gazetenin genel yayın yönetmeni önceki gün istifa etti.
“Ne olmuş yani, etmişse etmiştir!” derseniz, önemsemezseniz yanılırsınız!
Hürriyet Gazetesi, Türkiye için çok önemlidir ve de yayın yönetmeninin istifası üzerinde durulmaya değer önemli bir olaydır.
Hürriyet, tarafsız yayını ile Türkiye’de iktidara karşı muhalefet yapan tek yaygın (basın) gazete konumundaydı.
Birinci sayfasından iktidara keskin muhalefet yapmadı, mutedil tavır aldı! Ancak köşe yazarları ile iktidarı olabilecek en sert şekilde eleştirdiler. Trajını da bu yayın politikası ile koruyabildi, diğerleri büyük traj kayıplarına uğrarken…
‘Sözcü’ gibi gazeteleri ayrı tutuyorum, çünkü onlar taraf ve misyonu AK Parti iktidarına karşı muhalefet! Burada haklı, haksız ayırımı yapmıyorum, sadece bir tespit yapıyorum.
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, bu göreve getirildikten 5 sene sonra tam da cumhurbaşkanlığı seçimleri arefesinde istifa etti veya tercihini öyle kullandı!
Bu bir tesadüf olabilir mi?
Ben tesadüf olduğunu düşünmüyorum!
Enis Berberoğlu, Başbakan Erdoğan ile Aydın Doğan’ın arasında çalkantılı geçen, neredeyse husumete varan bir sürecin bitirilmesi için zamanın genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün yerine bir nevi mutabakatla getirilmişti. Erdoğan’ın Berberoğlu’na sempatisi olduğu varsayılıyordu.
İstifa söylentileri çıkar çıkmaz, Aydın Doğan’ın da bazı değerlendirmeleri internete düştü!
Berberoğlu’na bir süre önce, “Yaptığın gazeteyi beğenmiyorum Enis” demiş.
Bana bu değerlendirme samimi gelmedi! Çünkü, Hürriyet günübirlik yayın politikası ile çıkmıyor ki!..
Niçin hemen cumhurbaşkanlığı seçimi arefesinde bu iş oluyor?
Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan, Hürriyet’e olan eleştirilerini seçim meydanlarında yüksek sesle yapmaya başlamıştı. Son konuşmalarında da bizzat Aydın Doğan’ı hedef tahtasına koyuyordu!
Erdoğan’ın seçimi kazanacağı belli olduktan sonra Çankaya’dan ülkeyi tek başına yöneteceği aşikar olunca Aydın Doğan’a pek seçenek kalmadı!
Bütün suçu(!) Enis Berberoğlu’nun üzerine yıkıp, onu gönderip yeni bir sayfa açmanın zamanı geldiğini idrak etti!
Aydın Doğan’ın son yorumu da doğrusu muhteşemdi!
“Her gün hükümeti eleştirmek gazetecilik değil. Ülkede siyaset dışında da bir sürü şey oluyor.”
Pes vallahi…
Bitmedi! Bakın daha neler söylemiş:
“Siz bana bir servet kaybettirdiniz! (5 milyar lira vergi cezasının çıkan af yasasıyla bir milyar lira olarak ödenmesini kastediyor herhalde) Ama hep arkanızda durdum. Siz de benim arkamda durun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrı son derece net:
“Bitaraf olan bertaraf olur!”
Örnekler saymakla bitmez; son olarak Kayseri’nin Konukoğlu’su olan Boydak, sıkıntılı döneme girdi!
Ama bizim paralelci maşallah kıvrak; seçim kampanyası kapsamında beklenen kadar olmasa da eli cebine gitti, ayrıca bilbordları halletti!.. Bunun karşılığında ‘birlikte resim çektirmesine’ müsaade edildi. Ama yine de imaj bozuk! Daha birlikte yürünmesi gereken uzun yol var!
Araya yerel reklam girdi!
Devam dersek, artık bundan sonra Hürriyet’in çok daha dikkatli olması gerekecek.
Yeni genel yayın yönetmeninin Fikret Bila veya Fikret Ercan olması bekleniyor.
Birinci sayfa hallolur da, içerideki yazarları ne yapacaklar çok merak ediyorum.
Hürriyet’in yeni yayın döneminin politikasını zaten Aydın Doğan’ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ belirlemiş:
"Ben AK Parti iktidarı döneminde de medyada yöneticilik yaptım ve daha tek bir gün olsun en ufak bir baskı ya da müdahale görmedim. Bakın 11 yıl oldu. Bu 11 yılın hepsine iyi diyemem ama AK Parti çok iyi ve çok önemli işler yaptı. Özellikle ekonomi alanında. Ülkeyi zenginleştirdi. Ülke nereden nereye geldi… Bunları kimse görmezden gelemez. Bir işadamı olarak ben bunları nasıl inkâr ederim?"
İşte böyle…