Seçimin ardından…

YAYINLAMA: 11 Ağustos 2014 / 20.00 | GÜNCELLEME: 11 Ağustos 2014 / 20.00

Seçim sonuçları ile ilgili yorumum: Tek kelime ile muhteşem

Herkese mesaj var, herkese düşünmesi için bir şeyler anıştırıldı!..Daha ne olsun?

Bütün televizyonlarda uzmanlar günlerce bu sonuçları değerlendirecekler; bütün gazetelerde deneyimli yazarlar bu sonuçları yorumlayacaklar;  sohbetlerde, “Ben dememiş miydim?egoları tatmin edilecek; telefon muhabbetinde ise ‘atış serbest!’ kuralı uygulanacak…

 

Önce çatıdan başlayalım.

Çatı aday fikri, iki turlu seçimin mantığına aykırıydı.

Çünkü çatı aday formülü, seçimi fiilen tek turlu hale getirir. Nitekim de öyle oldu. Bütün yumurtalar tek sepette toplanarak stratejik hata yapıldı.

Hesap şuydu:

30 Mart 2014 yerel seçimlerinde CHP+MHP’nin oylarının toplamı yüzde 46 idi.

Geriye kalan yüzde 5 için de öyle bir aday olmalıydı ki, AK Parti’nin elinden din kozunu alsın!

Şaibesiz, dini bütün, aklı başında birisi bu işi halledebilirdi. Nitekim böyle de bir aday bulundu, 10 Ağustos’a kadar da tanıtımı yapıldı ve ‘Haçlı Seferleri’ne çıkarmış gibi arkasında 15 ayrı devletin askerleriyle (!) meydan muharebesine çıktı!

Eeee sonra?

Bakkal hesabı tutmadı!

 

Selahattin Demirtaş, koalisyon ortaklığı fikrine olumlu bakmadığını, teklif bile kabul etmeyeceklerini, yarışı kazanmak için kendi imkanları ile katılacağını deklare etti ve dediğini de yaptı.

Sonuç!

İstanbul gibi bir metropolde oylarını katladı ve seçimden önce yazdığım, “Yeni bir lider doğuyor” savımı doğrularcasına ülke çapında büyük bir başarı elde ederek, 10 ay sonra (Varsayım! Belki de çok daha evvel!) yapılacak genel seçimlerde barajı aşacağını gösterdi.

 

12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gelince...

Onun seçim kaybedebileceğine hiç itibar etmedim. Girdiği bütün seçimleri kazandı. Bundan ötesi yok! Ancak 5 sene sonra tekrarı var. Yine kazanabilir mi? Çok uzun bir zaman dilimi, bugünden ahkam kesmek zor. Çünkü bildiklerimizin hepsi alabora olacak, yani oyunun kuralları değişecek!

İspanyollar’ın saygın gazetesi El Mundo, 'Otokrasi tehlikesi' başlıklı yazısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı Venezüela’yı 13 yıl yöneten Hugo Chaves’e benzetti.

Erdoğan’ın gelir düzeyi düşük insanların kahramanı olduğuna dikkat çeken gazete “devlet olanaklarını sonuna kadar başarısı için kullanan Chaves’de olduğu gibi bir seçim başarısı yakaladığını” ileri sürdü.

Gazete, Türk halkının rüşvet ve yolsuzluk skandallarına duyarlı olmadığını, iyi konuşmaya ve ekonomik kalkınmaya prim verdiğini kaydetti.

 

Ben Chaves’i severdim. Dünyanın en zengin petrol yataklarına sahip ülkesi elitlerin elinde soyuluyordu!

Chaves, önce Batılı kartellerin elinden petrol kuyularını aldı ve hepsini ülkeden sepetledi. Halkın sevgilisi oldu. Hatırlanırsa, bir ara bizim TOKİ, Venezüela’nın başkenti Caracas’ta petrol karşılığı dev konutlar yapacaktı.

Adamın ömrü vefa etmedi! Kanserden öldü.

Chaves’in ölüm şekli hala bir muamma! Çoğu kimse doğal olarak ölmediğini, bir şekilde bu hastalığa yakalanması için bir şeyler yapıldığı kanısında!

 

Bundan sonra ne olur?

AK Parti, hemen olmasa da kısa süre sonra kırgınlıklar, çekememezlikler ve benzeri sebeplerle dağılır! Üç dönem şartını, gençler hariç, hiçbir partili istemiyor. Eskiler Abdullah Gül’ün etrafında toplanıyor. Kukla bir başbakanla bu iş belki bir süre yürür gibi gözükür ama asla yürümez! Parti çok büyük tartışmalara gebe. Erdoğan, Köşk’e çıkınca irtibat eskisi gibi olmayacağı için çöküntü başlar, 10 ay sonra da artık tek parti iktidarı diye bir şey kalmaz!..

 

Bu varsayımları ben yazdım. Çünkü geniş bir çevrede böyle konuşuluyor.

Ancak bunların hepsi içi boş, muhalefetin seçim yenilgisini unutturup, moral enjekte edecek laf ola beri gele sözler!..

Önce Köşk’ten başlayalım.

Erdoğan orada oturmayacak ki! Atatürk Orman Çiftliği’nin içinde inşaatı henüz biten ‘Başkanlık Sarayı’na yerleşecek. Yani, her şeye eskisinden daha da yakın olacak. Bilmem anlatabildim mi?

 

Gelelim, seçimde hüsrana uğrayanlara! Asıl kazan orada kaynıyor!

CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, blogunda, AK Parti Adayı için ‘sonun başlangıcı’ olan bu seçim sonuçları, Çatı Aday’ın partileri için de bir ‘yeniden yapılanma’ dönemi açacaktır, diyor.

Açıkca, Kurultay çağrısı yapıyor!

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce de suskun kalacağa benzemiyor! O da, "Ortada büyük bir hezimet var, hala susmak ve başarılıyız demek yakışmıyor. Bu durumu kabullenemeyiz, geçiştiremeyiz" diyor!

Genel seçimlere şurada 10 ay kalmışken Kurultay çağrısının partilileri heyecanlandıracağını düşünmüyorum. MHP de, CHP de kaldığı yerden devam edecektir.

 

Birkaç kelime de anketçilere etmek lazım!

Seyyar tezgahın üzerine portakal sandığı koyan işportacı anketçilerin hiçbiri sonucu tutturamadı.

Böyle olacağı belliydi, ama onları kim tutabilir ki!..

10 ay sonra, yine kaldıkları yerden devam ederler! Ne de olsa bu kentte ‘Bitli baklanın kör alıcısı’ her zaman mevcuttur!..

 

 

Çalışan kazanıyor...

 

Seçimden önce Erdoğan’ın Gaziantep’te alacağı oy yüzdesinin önemli olduğunu ifadeyle, yüzde 60+ olursa, bunun ‘Yıldızlı Pekiyi’ anlamına geleceğini yazmıştım.

Büyükşehir Belediye Başkanı Şahin için bunun bir vefa borcu olduğunu, İl Başkanı Ahmet Uzer’in de uzun yıllar birlikte çalıştığı genel başkanı ve başbakanına bir ‘armağan’ olacağını düşünmüştüm.

Muhalefetin, "şezlongunu bırak oy ver" kampanyası başarısızlıkla sonuçlanırken, Gaziantep, Erdoğan’a Türkiye ortalamasının çok üzerinde, yüzde 60.5 oyla başarılı bir seçim sonucu armağan etti.

Bakan Başkan ve İl Başkanı’nın 27 Ağustos AK Parti Olağanüstü Kongresi’nde de Erdoğan’a destek vermeleri bekleniyor.

 

 

 

Irak’ta beklenen oldu, ama...

 

Türkiye için, daha çok Gaziantep için son derece önemli olan bu haberin yaygın basın tarafından ne kadar önemseneceğini kestiremediğim için Associated Press’ten faydalanarak köşeme aldım.

 

Irak’ın yeni Cumhurbaşkanı Fuat Masum, dün yaptığı televizyon konuşmasında, Meclis Başkanı Yardımcısı Haydar El Abadi’yi hükümeti kurmakla görevlendirdiğini açıkladı. Abadi’nin koltuğa oturabilmesi için meclisten güven oyu alması gerekiyor.

Üçüncü dönem başbakanlık için görevin kendisine verilmesini bekleyen Maliki, bütün tehditlerine rağmen devre dışı bırakıldı.

 

Seçimlerde en çok oyu alan, Maliki’nin de partisinin bulunduğu, Şii partiler koalisyonuUlusal İttifak,hükümeti kurmak için Haydar El Abadi’yi aday olarak gösterdi. 

Irak Halkı Birliği’nin korunması ve ülkeye huzur gelmesi amacıyla aday  gösterilenEl Abadi’ye hükümeti kurması için 30 gün süre veren Cumhurbaşkanı Masum, “Ülkenin geleceği şimdi senin ellerinde” dedi.

 

Kararın açıklanmasından birkaç saat önce Maliki, cumhurbaşkanı Masum’a gözdağı vermek için kendine bağlı Özel Silahlar ve Taktikler Birimi (SWAT) timlerinin eline Irak bayrağı ve kendisinin posterlerini vererek, Bağdat’ın iki önemli caddesinde “Maliki, biz hep senin yanındayız” diye slogan attırdı.

Bunlar işe yaramayınca da, anayasanın ihlal edildiğini ve Cumhurbaşkanı Masum’a dava açacağını belirten bir bildiri yayınladı.

 

 

 

Seçimin ardından…