Davutoğlu’nun kısaAvrupa turu izlenimleri

YAYINLAMA: 12 Ocak 2015 / 18.00 | GÜNCELLEME: 12 Ocak 2015 / 18.00

 Başbakan Davutoğlu’nun once Fransa sonra Almanya ziyaretleri Avrupa basınında epey yer buldu. Ancak sartastik haberler inciticiydi!

 

Fransa’dan başlarsak…

Paris’te Cumhuriyet Meydanı’ndaki ‘Özgürlük’ yürüyüşünde başbakanımızın ön sırada yer alması gerekirdi, öyle de oldu ama biraz zor oldu. Davutoğlu, ikinci sıradan birinci sıraya biraz omuzları zorlayarak geçti! Bunu da tespiteden Batı Basını imalarla dolu haberler yaptı. Böyle bir tavır genellikle Avrupalı liderlerde gözlenmiyor.

 

İkincisi, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, ‘özgürlük’ yürüyüşü esnasında katılımcı liderleri sıradan taker teker öpüp teşekkür ederek ilerliyor. Davutoğlu’ndan önce Ürdün Kralı Abdullah’a da muhabetle sarılıyor, öpüyor ve tavrından rahatlıkla anlıyorsunuz, samimi olarak teşekkür ediyor. Sıra bizim başbakanımıza gelince aceleyle elini sıkıyor ve hemen yanındaki Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’ya sarılarak öpüyor.

Aslında Avrupalı erkek liderler arasında öpüşme adedi yok! Ancak Fransızlar da bizim gibi sarılarak yanaklardan öpüşüyor.

 

Hollande’ın bu ayırımcı tavrı tabi iki çok yadırgandı. Denebilir ki, Davutoğlu henüz çok yeni, yeterince aralarında diyalog yok! Ben böyle değerlendirmiyorum, Hollande’ın bilerek mesafeli davrandığına inanıyorum! Belli ki birşeyleri protesto ediyor!

 

Üçüncüsü…

Davutoğlu, Almanya’da Şansölye Angela Merkel’la görüştükten sonra ortak basın toplantısında ilk sözü alan Şansölye Merkel bakınnasıl konuşuyor:
Türkiye'deki siyasi konuları ele aldık. Fikir özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü bu konulardan bazıları…

 Merkel’ın,  Hollande’la veya İngiliz Başbakan Cameron’la görüşmelerinde bu konuların ele alınması olası mıdır? Asla! Ama basın toplantısında Merkel, görüşmeyle ilgili açıklama yaparken once özgürlükleri vurgulamak ihtiyacını hissediyor.

 

İçeride, AK Partili liderler her vesile ile özgürlüklere, hoşgörüye vurgu yaparak Türkiye’yi bu konularda bir cennet gibi gösteriyor. Halkın yarısı inanmasa da diğer yarısı inanıyor. Ama yurt dışında bu böyle değil! Avrupalı liderler, hassasiyetlerini tavırlarıyla, konuşmaları ile nezaket çerçevesinde belli ediyorlar. Muhatabın bunu algılamaması mümkün değil.

 

Dördüncüsü…

Başbakan Davutoğlu’nun "İnşallah bir gün Türkiye AB üyesi olduğunda, kültürler arası ve dinler arası çatışma üzerinden Avrupa kıtasını bölmeye çalışanlara karşı en güzel cevabın da verileceğini düşünüyoruz. Türkiye’nin AB’ye girmesi bu anlamda medeniyetlerin, dinlerin bu kıtada buluşması ve barışçıl bir şekilde kıtamızı yeniden inşa etmesi konusunda güçlü bir iradeyi yansıtacaktır" yorumuna karşılık Merkel’ın verdiği Alman usulü, yani oldukça kaba ve direkt yanıt doğrusu beni şaşırtmadı!

Türkiye ile ilgili fikrinin değişmediğini söyleyen Merkel, “Böyleolsaydı, şöyle olmazdı” gibi bir varsayımda bulunmayı “Son derece spekülatif bir yaklaşım” şeklinde değerlendirdi.

Türkiye’nin AB’ye tam üyelik konusundada müzakereleri sürdürülmesini desteklediğini hatırlattı, ancak yolun sonunda Türkiye’nin üye olmasını desteklediğiyle ilgili bir ifade kullanmadı.

 

Batı basınından edindiğim intiba, her şeye rağmen Davutoğlu’na bir avans verildiği, gelişmeleri niyi niyetle beklendiği şeklinde.

 

                                                ***          ***                 ***

Kadınlar fedakardır!..

 

Bakmayın siz olup bitene, bu coğrafyanın erkekleri kadınları çok sever çünkü kadın fedakardır!

Diyarbakır’dan gelen bu fıkra dediklerimin kanıtıdır!

 

12 Eylül 1980 öncesi uzun yıllar Diyarbakır ve çevresinde gazetecilik yapmış olan; aynı zamanda kadın hakları savunucusu olan yabancı bir kadın gazeteci yıllar sonra yaşanan sosyal ve siyasal değişimleri yerindegörmek için tekrar Diyarbakır'ın köylerini gezmektedir.

Yıllar once Kürt erkeklerinin atlarının yularını tutup kadınlarını da arkadan yürüttüklerini gözlemleyen gazeteci kadın, şaşkınlık ve hayranlık dolu bakışlarla bu kez kadınların erkek ve atların önünde yürüdüğünü görmüş.

Bunun üzerine kadınlardan birine yaklaşan gazeteci, “Gözünüz aydın kardeşim, artık erkeklerin önünde yürüyorsunuz” diye sevincini ve memnuniyetini belirtmiş.

Konuştuğu kadının yanıtı; değişen bir şeyin olmadığı hatta geriye bile gidişin ifadesi gibi…

Yoh anam yoh, ne önde nyürümesi, boyunları kırılsın! Ha senin haberin yoh! Bölgede artanmayınlardan dolayı artı bizi önden yürütiler.

 

 

 

 

Davutoğlu’nun kısaAvrupa turu izlenimleri