Hani bu gemi batmazdı!

YAYINLAMA: 17 Ocak 2012 / 18.00 | GÜNCELLEME: 17 Ocak 2012 / 18.00

Dünyanın en büyük kruvaziyer işletmecisi Carnival’ın ‘Costa Concordia’ adlı süper lüks gemisinin İtalya’nın Giglio Adası açıklarında battığını televizyonlardan flaş haber olarak izlerken nerede ise küçük dilimi yutacaktım.

Merakımdan biliyorum, bu tip gemilerin bu kadar kolay batması nerede ise imkasızdır!

Bu tip kruvaziyerlerde öylesine çağdaş teknoloji kullanıyor ki, seyahat edenler için en emin aracı diyebilirim.

Ama battı!...

                                                                   ***

Gaziantep’te deniz olmadığı için ‘su’ya karşı dayanılmaz bir merakımız ve sevgimiz vardır. Eskiden hafta sonları sahre/piknik yapmak için mutlaka suyun gözü olan yerler tercih edilirdi. Suyun sesi ve görüntüsü çoğu kimse için dayanılmaz bir arzu idi.

Zamanla gelen refah bazı Antepliler’i deniz kıyısına ulaştırdı. İskenderun’a bağlı Arsuz’da önce kooperatif ile başlayan yapılaşma, sonra özel sektörün devreye girmesi ile birçok kimseyi ‘deniz evi’ sahibi yaptı. Böylece Antepliler yaz aylarında su meraklarını denizle gidermeye başladılar.

                                                                      ***

Hep düşünmüşümdür, acaba Antep’te deniz olsaydı, neler olurdu?

Herhalde bağevlerinin yerini yalılar alırdı!

Acaba o zaman balık mı yerdik? Yoksa yine kebabı mı tercih ederdik?

Göçebelikten geldiğimiz için şimdi kebap yiyoruz, ama o zaman denizden geleceğimiz için herhalde balık yerdik!

Balıkta karar kıldığımızı düşünürsek, o zaman karakterimiz de değişik olurdu!

Sabırsız, aceleci, herşeyi kendi menfaatı için yapan, paylaşmayı beceremeyen, yalan söylerken sakınmayan, ferdiyetçi, müthiş teşebbüs yeteneği olan, arsayı ve parayı çok seven bir toplum yerine sabırlı, kanaatkar, çağdaş, eğitimli, birbirinin dedikodusunu yapmayan bir toplum mu olurduk!

Ne dersiniz?

 

Hani bu gemi batmazdı!