Erbil raporu
Arthur Sculley’i hatırlarsınız, birçok kez bu köşenin konuğu olmuştu. GTO Başkanı Mehmet Aslan ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey tarafından da kabul edilmişti.
Arthur, emekli oluncaya kadar dünyanın en büyük bankası JP Morgan’ın bölgemiz başkanlığını yapmış, trilyon dolarlara yön göstermiş, emekli olduktan sonra da çok önemli bir düşünce kuruluşunun yönetimine girerek bölgemiz ile ilgili araştırma yapıyor ve raporlar hazırlıyor.
Bu raporlar çok önemli. Ekip halinde çalışıyorlar, araştırmaları yatırımcı dev şirketlere yön ve yol gösteriyor. Bu bakımdan Arthur’a Gaziantep’te Aslan ve Güzelbey’in gösterdiği ilgi benim değerlendirmemle önemliydi..
***
Arthur’un son raporu Erbil ile ilgili.
2012 Ocak ayında ABD’de düşünce kuruluşunun yönetimine sunulmuş. Kibarlık etti, raporun bir kısmını benim okumama izin verdi.
Arthur, ilk kez gittiği Erbil Havaalanı’ndan etkilenmiş. Makyol Cengiz adlı Türk müteahhit firmanın gerçekleştirdiği yapının nerede ise mükemmel olduğu, hatta New York’un JFK Havaalanı’nın bazı bölümlerini utandıracak kadar güzel olduğunu da raporuna eklemiş.
1 milyon 200 bin nüfuslu Erbil’i, havaalanından 20 dakikada taksi ile ulaşılabilen sürekli gelişme ve inşaat halinde olan bir şehir olarak tanımlıyor. “Benim gördüğüm Erbil’i ABD Dışişleri neden işadamları için gidilmemesi gereken yasak bir yer olarak tanıtıyor, doğrusu anlamakta zorluk çektim” diyor.
Aylardan beri Türkiye’yi ve değişen dış politikasını inceliyorum. Doğusu’na, Batısı’na, Kuzeyi’ne, Güneyi’ne, ortasına her tarafına gittim. Dört bir tarafındaki komşularını da ziyaret ettim. ‹şadamlarıyla, bankacılarıyla, tüccalarıyla, bürokratlarıyla, profesörleriyle, düşünce kuruluşlarıyla, gazetecileriyle konuştum.
JP Morgan’da iken Turgut Özal benim çok yakın dostumdu. Kendisini patronumuz Rod Wagner’la tanıştırmıştım. Çok özel arkadaşlık kurdular. Türk Lirası’nın konvertabl olmasında, liberal ekonominin tesisinde, özelleştirmede, özellikle Anadolu’nun ihracata dönük üretim oryantasyonunda Özal, Rod Wagner’dan çok şey öğrendi. Bu nedenle hep onun yanındaydım.
Bilmiyorum Türkiye farkında mı, bölgede o kadar önemli bir güç haline geldi ve geliyor ki, bu nedenle ABD’deki önemli düşünce kuruluşlarının hemen hepsi Türkiye’nin peşindeler.
Milli Gelir’in, Çin’i bile kıskandıracak oranlarda, yüzde 9 ve yüzde 8 büyümesi , benim 1980’li yıllardan beri takip ettiğim Anadolu’nun milli üretime olağanüstü katkısı, Başbakan Erdoğan’ın vizyonu ile gelişen, patlama yapan şirketlerin ‘Anadolu Kaplanı’ adını alması biz Batılılar için sürpriz olmadı. ABD ve AB son 4 yılda milyonlarca insan işini kaybederken, Türkiye 4 milyon insana iş yarattı. Bunda Türkiye’nin Ortadoğu, Orta Asya, Afrika ve etraftaki diğer ülkelerle olan başarılı iş bağlantılarının etkisi olduğu inkar edilemeyecek bir gerçektir. Konuştuğum birçok Türk işadamı 5 milyon nüfuslu Kürdistan’ın varlığının başarılarının yegane nedeni olduğunu söylediler.
Burada Gaziantep’e özel bir değer verilmesini gözlüyorum.
Türkiye’nin Irak’a ihracatı 2011 yılında 8 milyar 272 milyon dolar. (Kaynak: TİM) Gaziantep’in Irak’a ihracatı 1 milyar 840 milyon dolar. Neredeyse, ülke ihracatının yüzde 25’i Gaziantep’ten yapılıyor.
Irak Kürdistanı’nın ekonomisinin Türkiye ekonomi ile yakından ilgili ve ilintili olduğunu raporlarımda vurguluyorum.
Kürdistan’ın halen bilinen 45 milyar varillik petrol rezervi, 60 trilyon küp/ft. Doğal gaz rezervi, Libya’nın çok çok üzerinde. Milli Gelirleri de yılda yüzde 12 büyüyor. Türkiye’nin halen Irak Kürdistan’ında 16 milyar dolarlık yatırımları bulunuyor.
Bu bölgenin Batı’da eğitim yapmış, tecrübe kazanmış ne kadar insanı varsa hepsi Kürdistan’a dönüyor.
Kürdistan konut, enerji, ziraat, turizm, eğitim, gıda sektörlerinde gayet iyi düşünülmüş, planlanmış teşvikler veriyor. Yurt dışından yatırımcılara en iyi koşulları sağlayarak davet ediyor. Bunun da kremasını Türkler yiyor.
Ben orada iken Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan 200 işadamı ile Erbil’i ziyarete geldi. Türkiye’nin Erbil’e büyük bir konsolosluğu var ve çok iyi çalışıyor. Çok sayıda Kürt ve Türk işadamaları ile konuştum. Hepsi de aynı şeyi söylediler: Bizler birbirimizi artık daha iyi anladık, işbirliğimiz sonsuza kadar sürecek.
KRG (Kürt Bölgesel Yönetimi) Başkanı Barzani Ankara’ya Başbakan Erdoğan’ı ziyarete gitti ve ben nasıl karşılandığını neler konuşulduğunu takip ettim.
Bölgede Türkiye’nin gücünü, ABD’de dahil, kimse önleyemez.
Gaziantepli işadamlarının geleceği o kadar parlak ki...
(Ancak bu kadar özetleyebildim. Çok uzun. Fevkalade bir araştırma ve itinayla yazılmış bir rapor.)