Akıllı olacaksın! Ne istiyorlarsa vereceksin!
Aşağıdaki diyalog ABD Başkanı Donald Trump ile Suudi Arabistan Kralı Salman arasında geçiyor.
Eskiden böyle şeyler alenen konuşulmaz, önemli gazeteciler bu konularda yorum yapardı vs vs.
Artık öyle olmuyor! Her şey alenen söyleniyor. Ben konuşmaları gözümle görmesen inanmazdım!
İşte Trump’ın izleyici ve TV önünde yaptığı konuşma:
Suudi Arabistan çok zengin bir ülkedir.
Onları biz savunuyoruz ve destekliyoruz.
Suudilerin nakit paralarından başka bir şeyleri yok.
Biz onlara destek veriyoruz, onlar da gerekli her şeyi bizden alıyorlar. Yılda 450 milyar dolarlık alım yaptılar. Ben onları neden kaybedeyim!
Askeri olarak Suudileri destekliyoruz.
Kral Salman’ı aradım. Kralı severim. (Sevgi kelimesi duyulunca alkış koptu!) Dedim ki, seni savunmak için g.tümüz gidiyor, sende de çok para var!
Evet çok var!..
Kral da bana, “Beni niye arıyorsun? Şimdiye kadar kimse beni bu nedenle aramadı” dedi.
Tabii arayamazlar, çünkü onlar salaktı!
Suudilerle bir anlaşma üzerine çalışıyoruz. Bir değil, birden fazla…
Size bir şey söyleyeyim mi?
Bu parayı almak, New York’un kötü bir yerindeki kiracıdan para almaktan çok daha kolay!
Ve de çok daha güvenli!..
Yani, aradığımız her şey burada var! Sistem nasıl çalışıyor, Trump kısa ve net anlatmış! Daha ne desin?
Bu işler böyle oluyor!
Kaddafi, Fransa’dan birikmiş alacağını isteyince, bir de ısrar edince, Sarkozy ne yaptı?
ABD, Irak’tan diğer bir galaksiden getirmiş olduğu çok tehlikeli silahı derhal vermesini talep petti.
Saddam da “Vallah yok öyle bir şey” dedi.
Yalan söylüyordu!! ABD mecburen Irak’a girip silahı aramak zorunda kaldı. Çok aradılar, ama silah iyi saklandığı için bulunamadı.
Bu arada Irak’ta 1.5 milyon insan öldü, ülkenin de altı üstüne geldi.
Kral Salman akıllı adam. Ne istiyorlarsa veriyor!
Mirazur
Fransa'nın Menton kentindeki 'Dünyanın En İyi Restoranı'
Fransa'nın güneyinde Menton kentindeki Mirazur, Dünyanın En İyi Restoranı Ödülü'nü kazandı. İlk 50 sırada Türkiye'den bir restoran yok.
Antep’in ünü o kadar yaygın ki, ben zannederdim biz her halükarda dünyanın en iyi ilk 50 restoranı arasına gireriz!
Biraz araştırınca kazın ayağının pek öyle olmadığını anladım!
Sıralamaya giren lokantaların hepsi küçük, çok dikkatli ve itinalı çalışıyorlar. Söylemeye gerek yok, malzemenin en mükemmeli tedarik ediliyor ve lezzeti maksimuma çıkaracak hiçbir eziyetten kaçınmıyorlar.
Bizim kebapçılar ve lokantalar neredeyse bin kişi ağırlayacak donanıma sahip. O zaman başta kalite, hemen her şeyden taviz verilebiliiyor. Yani, bizim öyle bir listede yer almamız meğerse söz konusu bile olamazmış.
Singapur'da yapılan ödül töreninde birinci seçilen restoran, Arjantinli bir şef tarafından yönetiliyor.
Restoranın, birçok özel yemeğin yanında, havyar kremalı bir pancar yemeği ile öne çıktığı belirtiliyor.
"Dünya'nın En İyi 50 Restoranı" ödül töreni 2002'den bu yana her yıl düzenleniyor ve Michelin ödüllerine alternatif olarak gösteriliyor.
Bu yıl belirlenen 50 restoranlık liste, binden fazla uzmanın jüriliğinde oluşturuldu.
İspanya listenin ilk 10'una 3 restoranla girerken; Fransa, Danimarka ve Peru da ikişer restoranla yer aldı.
2018 yılında en iyi 50 restoran arasına girmeyi başaran Türkiye'den Mikla, bu yıl listede yer alamadı.
Mirazur'u en iyi yapan ne oldu?
Fransız Rivierası'nda yer alan restoranın üç kademeli bir sebze bahçesi bulunuyor ve burada üretilen taze ürünler, aşçılar tarafından servis ediliyor.
Ödülün yayıncısı olan İngiltere merkezli William Reed medya ajansı, Mirazur'u "en üst düzey restoran deneyimi" olarak tanımlıyor.
Reuters haber ajansına konuşan restoranın Arjantinli şefi Mauro Colagreco "sevinçten göklere çıktığını" söyledi.
2006 yılında açılan restoranın üç Michelin yıldızı da bulunuyor.
Bazı uzmanlar ise listenin oluşturulmasında "kesin kriterler" yer almamasını eleştiriyor.
Listenin ilk 10'undaki restoranlar hangileri?
Mirazur, Menton - (Fransa)
Noma, Kopenhag - (Danimarka)
Asador Etxebarri, Axpe (İspanya)
Gaggan, Bangkok (Tayland)
Geranium, Kopenhag - (Danimarka)
Central, Lima (Peru)
Mugaritz, San Sebastián (İspanya)
Arpège, Paris (Fransa)
Disfrutar, Barcelona (İspanya)
Maido, Lima (Peru)
En büyük sektör alarmı solladı!
Ekonomik krizin en çok etkilediği sektörlerin başında otomotiv sektörü geliyor. 2017 yılını yüzde 60’lık daralmayla tamamlayan sektörün yüzü bu yıl da gülmedi. Yılın ilk beş ayındaki daralma yüzde 50’yi buldu.
Otomotiv sektöründe yılın ilk 5 ayında yarı yarıya daralma olurken, Otokoç Otomotiv Genel Müdürü Görgün Özdemir, "Bayiler şu ana kadar ana firmaların ve distribütörlerin desteğiyle ayakta duruyor. Sürecin devam etmesi halinde büyük sıkıntılar yaşanır, finansal olarak güçlü olmayan bayiler faaliyetlerini sürdüremez" uyarısında bulundu.
Bloomberg HT’ye konuşan Özdemir, yıl sonu beklentisinin yüzde 35’lik daralmayla 400 bin adet (Bu rakam 1 milyonu geçmişti!) civarı olacağını söylerken, bu oranın bayiler açısından çok olumsuz bir tablo ortaya çıkaracağını, finansal olarak güçlü olmayan bayilerin kapılarına kilit vurmak zorunda kalacaklarını anlattı.
Bu çok büyük ve geniş kapsamlı bir sektör olduğu olduğu için köşeme konu ettim, ekonomik daralmayı iyi anlatabilmek için. Bir de şunu vurgulamak istedim, ne kadar büyük olursan ol, işler iyi gitmezse ve de en önemlisi uzun sürerse kimse dayanamaz! Yan yatmalar başlayınca da doğrultmak zor değil, imkansız hale gelebilir!