Kitaplarla daha çok yaşamalıyız
Günlük kitap okuma alışkanlığınız var mı? Eğer bu soruya cevabınız evet ise bence dünyanın en şanslı insanlarından birisiniz. Çünkü herkesi kendinize hayran bırakacak bir yanınız ve dünyayı dahi değiştirebilecek bir gücünüz var.
Günümüze baktığımızda insanlar, kitaplardan epey uzaklaşmış durumda. Eskiden hemen hemen gittiğimiz her evde en azından bir gazete bulurduk. Ama şimdilerde ona bile rastlamak pek mümkün olmuyor. Kitaplar, dergiler, gazeteler, makaleler vs. arttı ama ne yazık ki okuyan insan sayısı azaldı. Günümüz insanı, okumayı bile artık zaman kaybı sayıyor.
Bir yandan herhangi bir yolculuk sırasında, zorunlu olan bu boş zamanını bile kitap okuyarak değerlendiren küçük bir insan grubu var. Diğer yandan vakitlerinin çoğunu, bilgi aktarmayan, daha çok beyni yoran ve tembelleştiren televizyonun, bilgisayarın karşısında geçiren dev bir insan ordusu var. Yaşadığımız toplumun geldiği şu noktaya baktığımızda, sanırım bu küçük gruba daha çooook insanın dahil olması gerekiyor.
Okumak, sadece okuryazar olmak değildir. Doğru düşünüp, doğru hareket ettiğimiz zaman okumuş oluruz. Bunu da, hayatımızdan kitapları hiç eksik etmeyerek başarabiliriz ancak. Okuduğumuz her kitap, yaşama açtığımız yeni bir penceredir aynı zamanda.
Okuduğu her kitaptan sonra değişir insan, değişmelidir de. Bir öncekine göre daha akıllı hareket edebilmeli ve daha mantıklı adımlar atabilmelidir. Biraz daha içten, daha samimi hissetmeye başlamalı mesela. Düşüncelerim aynı değil, değişti. Hayatı ve insanları daha iyi anladım. Yaşama bakış açım, hayata karşı cesaretim ve dik duruşum biraz daha arttı ve en önemlisi de yalnız değilim diyebilmeli. İşte bunları dedi mi gerçekten okumuş olur.
Okumanın hiçbir zaman sonu yoktur. Ve okuduğumuz oranda yaşadığımızı hissederiz. Küçücük dünyamızın sınırları genişler, kendimize olan güvenimiz ve daha da önemlisi düşünce kapasitemiz artar. Bu yüzden her şeyden önce en çok kendimiz için okumalıyız.