Memleket isterim
“Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun
Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun… “
Cahit Sıtkı Tarancı’nın bu dizelerle başlayan çok güzel bir şiiri var. Son zamanlarda ülkenin farklı yerlerinde yaşanan orman yangınlarının üzücü haberleri ile güne uyanınca bu dizelerle başlamak istedim yazıma. Hangimiz istemeyiz ki göğün mavi, dalların yeşil, kuşların ve çiçeklerin diyarı bir memlekette yaşamayı? Hayali bile güzel. Hayali diyorum çünkü ne mavi bir gök bıraktık, ne yeşil bir dal ne de kuşların uğramak isteyebileceği bir diyar…
Son bir hafta içinde ülkede birçok orman yangını yaşandı. Şu an hala bazı ormanlarda yangınlar devam ediyor ve çıkan birçok yangının nedeni bile henüz bilinmiyor. Yandı mı yakıldı mı bilmiyoruz. Ama iyi bildiğimiz bir şey var ki o da binlerce hektarlık alanın çoktan kül olduğudur. Ciğerlerimiz yanıyor sözü bile yetersiz kalıyor bu durumu anlatmaya. Yazık, yıllarca çabalasak yitirdiğimiz bu zenginliği geri getirmemiz mümkün olmayacak.
Çıkan onca yangını düşününce insanın aklına şu sorular geliyor: Neden koruyamıyoruz ormanlarımızı, hele ki yaz aylarında bu kadar çok yangının yaşanmaması için neden daha fazla önlem alınmıyor, almıyoruz? Hâlbuki yangın söndürme sistemleri, “yangın büyümeden en kısa zamanda nasıl söndürülür?” sorusunun üzerine kurulu olmalı. Yine, yangınlar konusunda bilinçli insan sayısı da yok denecek kadar az. Maalesef şu gerçeğimiz var; yangınların yüzde 95’i insanların bilinçsizliğinden kaynaklanıyor. Üzerinde durulması gereken önemli ve hassas noktalardan biri de bu. Özellikle yaz aylarında ormanların içerisinde piknik amaçlı ateş yakılması, çöp atılması, sigara içilmesi vs. yasaklanmalı. Bunun için katı kurallar getirilmeli ve bu kurallara uymayanlar cezalandırılmalı. Bir anlık dikkatsizlik ve tedbirsizliğin bedeli yanan koskoca bir orman, daha doğrusu tek bir ağaç bile olmamalı. En azından insan kaynaklı yangınların önüne geçelim çünkü bu yangınların tahribatı çok daha büyük oluyor. Eğer bu yangınlar kasıtlı olarak çıkarılmışsa da yakan kişi tek bir yaprağın bile hesabını vermeli.
Bir de şöyle bir sorunumuz var: Yangınlarla ilgili medyada paylaşılan bazı haberlere bakıyorum can kaybı yok diye belirtiyor. Ama aslında yanan her bir ormanın içinde yüzlerce can kaybı yaşandı, yaşanıyor. Ölen her bir hayvan, kül olan her bir ağaç da bizim için birer can kaybı.
Son günlerde sosyal medya hesapları üzerinden yalan yanlış fotoğraf ya da yazıların paylaşılması ise ayrı bir dert. Kesinlikle bilgiye dayanmayan ve sırf tıklansın diye böyle sansasyonel paylaşımlar yapılıyor. Bu da ayrı bir düşüncesizlik ve sorumsuzluk. Zaten zor olan bir durumu daha da zorlaştırmanın ne mantığı var? Yazık, halâ aramızda acil durumlarda bile duyarlı davranmayı öğrenemeyen kişilerin olması çok üzücü.
Umarım bir an önce tüm yangınların kontrol altına alındığı haberleri gelir de hepimiz rahat bir nefes alırız.