Suriye krizi ve Güneş
Oto Makina ve Sanatkarları Derneği Başkanı Mustafa Kemal Güneş’in resmini görünce biraz şaşırdım; eski valimiz Muammer Güler’e o kadar çok benziyor ki...
Suriye ile ilgili sözlerini yorumlamak gereğini duydum.
***
Güneş diyor ki: “Bizi ilk vuran 1. Körfez Savaşı oldu. İşlerimizde yüzde 50-60 azalma oldu.”
Evet, Gaziantep’in sanayisini ve ticareti yerle bir eden baba Bush’un Birinci Körfez Hareketi oldu.
Savaş sonrası ABD’den zararlarımızı telafi için tazminat ve yardım karışık bir miktar para ile ucuz kredi almıştık. Ama bunlar genel bütçeye girdiği için Gaziantep’in hakkı yendi.
Ben o zaman bu konu ile ayrıntılı bir dizi yazı yazmış, “Gaziantep’in kayıpları ile örneğin Sinop’un Edirne’nin İzmir’in kayıpları ile bir mi ki alınan parayı genel bütçeye katıyor sunuz? Haksızlık yapıyorsunuz!” demiştim.
Gaziantep’ten ayda 11 bin ihracat kamyonu geçerken, bir çift ayakkabı, bir halı, bir de battaniyeyi Antep’ten alarak sorunsuz sınırın öbür tarafına geçirirlerdi. Bu kadar mal satan Antep, bir gün sonra sıfır satmanın kaybını uzun yıllar telafi edememişti.
***
Güneş, Suriye krizinin meydana getirdiği zararlar konusunda GTO Başkanı Mehmet Aslan’la aynı yorumu paylaşıyor.
Halep ile Antep şehirleri ve insanlarının birbirine çok benzediğini, karşılıklı ziyaretlerin ticareti zenginleştirdiğini ve piyasamıza bol kazanç getirdiğini belirterek, “Şimdi bundan da mahrum olduk!” diyor. Siyasete girmemeye özen göstererek, Suriye politikası nezaketle eleştiriyor, “Suriye’ye karşı en başta bizim tavır almamız yanlıştı” diyor.
Irak’ta böyle yapmadık! Mesafeli durduk ve olup biteni seyrettik. Başbakan Özal’ın tercihini yerine getirmeyen ve direnen Genelkurmay Başkanı istifa bile etti.
Ne oldu?
İçeri girenler malı masada paylaştılar. Bize de artıklar kaldı! En azından enerji problemimiz hallolsaydı, bugünün Türkiyesi çok daha başka olmaz mıydı?
Suriye’de de tıpkısının aynısı oluyor.
Sonu belli bir filmi kenarda durup seyredebilirsiniz ve kaderinize razı olursunuz.
Veya sonunu bildiğiniz filmde rol alıp, esas oğlanı bile oynayabilirsiniz.
***
Gerçekleri duygusal yorumlarsanız incinebilirsiniz.
Sınır kenti olmanın maalesef yararları dışında zararları da çok.
Sınırda oturmak nihayetinde bizim tercihimiz, öyle değil mi?