İşte bu resim...
Gaziantep’ten son zamanlarda o kadar çok çirkin, kötü, olumsuz haber ulusal medyaya yansıdı ki, üzülmemek, endişe etmemek mümkün değil.
Kadına şiddet, cinayetler, genç yaştaki o sevilen doktorun bir hiç yerine bıçakla öldürülmesi gözlerin üzerimize çevrilmesine neden oldu.
Gaziantep’in güzelliğini yalnız Zeugma Müzesi, baklavası, ihracatı, sanayisi ve ticareti ile anlatamazsınız ki…
İçaçıcı sosyal olgulara ihtiyacımız var.
İşte o gün, o resmi gazetemde görünce içimde güller açtı, çok mutlu oldum.
Şık giyimli, güzel genç bir kız. Yanında modern giyimli çağdaş bir anne.
Genç kızın yalnız uygar görünümü değil, kafasının içi de çok dolu olmalı ki, YGS Gaziantep birincisi olarak Şahinbey Belediye Başkanı Tahmazoğlu’nun armağanı otomobili teslim alıyor.
İçimden, “Eh, görsünler bakalım Gaziantep neymiş…” demeye kalmadı, Antep dışından telefonlar gelmeye başladı.
“Bu kız gerçekten Gaziantepli mi?
Yanındaki annesi mi?..”
Bu işler böyle!..
O olumsuz görüntüler Gaziantep’in imajını çok bozdu. Bunlar yetmezmiş gibi YGS sonuçları da üzerine tuz biber oldu. Gaziantep dışında oturan biri olsanız, siz de böyle düşünmez miydiniz?
İşte bu nedenlerle, o resim beni çok mutlu etti.
Şimdi herkesin aklında o resim mutlaka kalacak.
Şahinbey Belediye Başkanı Tahmazoğlu’na Gaziantep’in marka imajına katkısından dolayı teşekkür ederim.
Gaziantep’in güzel ve uygar yüzü Merve Can’a da başarılar dilerim.
İlahi Mehmet Bey
Bizden kopuk yaşıyorsunuz!..
Dün gazetemizin ekonomi sayfasında işadamlarını ilgilendiren çok önemli bir haber vardı.
“Devlete herhangi bir konuda vergi borcu olan esnafın bankadaki kredisi bloke ediliyor ve kullanıma kapatılıyor.”
İş dünyasının atardamarı olan Maliye ve SGK’ya borcu olanın iş ve yaşam hakkı sınırlanıyor.
Esnaf veya firma sahibi borcu varsa kamu kurumlarına fatura kesemiyor. Çünkü, bu kurumlardan tahsilat yapabilmek için ‘borcu yoktur’ yazısı almanız gerekiyor. Aynı şekilde kamu ihalelerine girmeniz yine bu yazıyı alabilmenize bağlı.
Bırakın banka da hesapta para tutabilmek, gönderilen havalenin bile elinize geçmesi şansa bağlı, çünkü hesabınız e-haciz dolayısıyla bloke edilebilir.
Şimdi bu şartlarda iş yapmanın, para kazanmanın, ailenize karşı sorumluluklarınızı sürdürmenin, yaşamınızı devam ettirebilmenin zorlukları tahammül sınırını zorluyor!
Hemen diyebilirsiniz ki, kardeşim borcunu öde, niye şikayet ediyorsun ki!
Dün Hürriyet gazetesinin Çukorava ekinde vardı, Adana’daki SGK’ya bağlı her dört işyerinden birisi kuruma borçluymuş!
Bu büyük bir oran. Gaziantep’te durum nedir, yeni gelen müdür, Mehmet Uzun’a sorduk, yanıtını alınca yayınlayacağız.
Ancak gayri resmi bilgiler, Gaziantep’te SGK’ya bağlı 26 bin küsur işyerinin 10 bini kuruma borçlu. Neredeyse yarısı!
Bu sizi sakın şaşırtmasın! Ben daha fazla olacağını, yüzde 75 gibi oran bekliyordum, anlaşılan o kadar değilmiş!
Bu olumsuz ortama bankacılar da duyarsız kalmadılar, katkıda bulundular! Kambersiz düğün olur mu?
Mudisinin vergi ve SGK borcu varsa, bazı bankalar hemen krediyi donduruyormuş!
Nedeni, “Bu şahıs/firma bizden kredi kullanıyor. Borcu var. Hesabına e-Haciz gelirse zor durumda kalır, belki aldığı krediyi ödeyemez, onun için biz işin başında hemen krediyi keselim!”
Ne güzel değil mi?
İnsanlar, firmalar, şirketler, esnaf, kısaca herkes borç içinde yaşıyor. Yaşamını bir şekilde oradan buradan dolambaçla idame ettirmeye çalışıyor.
Zaten günlük insan ihtiyacı olan ne varsa hepsinde kazık derece vergi var, bunlarla bile başa çıkmak zorken, hergün yeni bir buluşla ortaya çıkan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e yakınındaki birileri “Siz, İngiltere ile Türkiye’yi karıştırıyorsunuz. Koltuktan kalkın, piyasaya girin, bir iş tutun da sizin boyunuzn ölçüsünü bir görelim!” diyebilse belki çok şey değişebilir!