Siyasi tarihimizin belki de en önemli dönemecindeyiz
Eylül ayları önemlidir...
21 Eylül 2012 tarihe geçecek çok önemli bir gün...
Cumhuriyet tarihinin en büyük ve önemli kararı açıklandı. Yargıtay aşaması var ama resim aşağı yukarı ortaya çıktı.
Bu resim; ressam Kenan Evren’in tablolarının aksine derinliği olan, donuk mat renkler yerine canlı, frapan renklerin kullanıldığı, iddialı bir yapıt.
İyi korunursa, değeri zamanla daha iyi anlaşılacağı için çok prim yapabilir.
***
Bir devir sona eriyor!
Askeri vesayet, ağır biçimde mahkum edildi.
Yasalarımızda ‘idam’ yok.
Verilebilecek en ağır cezalar verildi.
Teşbihte hata olmaz ama...
Sanki 27 Mayıs ihtilalinin 3 siyasi idamına, 3 Orgeneralin, iki kuvvet komutanı, bir ordu komutanı, siyasi ağır cezaya çarptırılması ile tarihi bir yanıt verildi!
***
Yassıada’yı hatırlayanlar, bilenler veya okuyanlar, eminim Silivri’nin ruhunu daha iyi kavramışlardır!
“Biz şimdiye kadar mahkeme, hakim, avukat, koğuş, gardiyan görmedik, hayatımızda böyle şeyler olmadı” diyen bir komutan eşi, empati yaparsa eminim geçmişteki ihtilallerin toplum üzerindeki ıstırabını daha iyi anlayabilir, ülkenin neden geri bırakıldığını değerlendirebilir.
***
Şimdi burada önemli olan elma ile armudu toplayıp, iki yanlıştan bir doğru çıkarma hatasına düşmemek lazımdır.
Askeri vesayetten kurtulurken, yağmurdan kaçarken doluya tutulduk, mantığının pek doğru olmadığını düşünüyorum. İki şeyi birbirinden ayırabilmeliyiz.
Gelecek yıldan itibaren 3 yıl arka arkaya seçim var. Demokrasimizin şekilleneceği hayati seçimler. Belki arada referandum da olabilir.
***
Doğmamış çocuğa don biçmek gibi, bütün bu seçimlerin AK Parti tarafından kazanılacağını düşünmek, peşinen demokrasiye olan inancın zayıflığını gösterir. AK Parti’nin anketlerde hala gözüken yüzde elli oyu varsa, karşısında da yüzde elli oy var demek gerekmez mi?
Demokrasimizin kalitesinin artabilmesi için şikayetçi olanların laf ebeliği yerine çalışması lazım. AK Parti İl Başkanı Ahmet Uzer, geçtiğimiz günlerde Ankara’da yapılan il başkanları toplantısında, Gaziantep’in seçmen sayısının 900 bin olduğunu, kendi üyelerinin ise 185 bine ulaştığını açıklamış.
Bunu okuyunca siz ne düşünüyorsanız, ben de aynı şeyleri düşündüm. Birileri boş durmuyor, çalışıyor, üretiyor, diğerleri ne yapıyor henüz bilmiyoruz!
CHP’nin yerel seçimlerde, Gaziantep’te üç belediyeyi de biz alırız, demesini nasıl değerlendireceğime bir türlü karar veremiyorum. Yani, tebessümle mi, gülerek mi, ağlayarak mı, nasıl?
***
Demokrasi zor zenaat!
Baksanıza, demokrasi havarisi Demirel, Silivri kararlarını nasıl değerlendirmiş:
''Köprülerin altından daha çok su akar, dünyanın sonu değil!”
Ne demek bu, ne anlama geliyor?
Bir ‘bilen’in hezeyanı mı, yoksa 88 yaşın doğallığı mı?
***
Belki Adnan Menderes’in 1954 seçimlerini kazandıktan sonra söylediklerini okuyunca, Demirel’i daha iyi değerlendirebilirsiniz.
Menderes şöyle demiş:
“Ben orduyu yedek subaylarla yönetirim. Kravatlı şövalyelerin burunlarını kıracağım.”
Menderes’in öyle konuşmasından tam 58 sene sonra Demirel, önceki gün böyle konuştu!
***
Demokrasi, uzun ve meşakkatli yıllar gerektiriyor.
Demokrasinin beşiği dediğimiz İngiltere, bu işe 13. yüzyılda ‘Magna Carta’ ile başlamış. Toplayın çıkarın, epey fark var!