Milat konuşması
30 Eylül Pazar günü AK Parti Kongresi’nde Başbakan Erdoğan belki de siyasi hayatının en önemli konuşmasını bir manifesto niteliğinde yapacak.
Manifesto deyince, toplumsal bir hareketin siyasal inanç derinliğinde; iktisadi ve sosyal amaçlarının anlatıldığı belgenin tebliğini kastediyorum.
***
AK Parti’nin 2002 senesinde seçim kazanarak gerçekleştirdiği devrimin 10’uncu yıl manifestosu büyük heyecanla bekleniyor.
Türkiye, her 10 senede bir karşı darbeye alışık olduğu için, bu kongre kulağa tuhaf geliyor! Devrimi yapan siyasi parti, 10 yıl sonra gelişerek, güçlenerek, anketlere göre hala arkasında yüzde 50 destekle yoluna devam ediyor.
***
Sızan bilgiler, 10’uncu yıl kongresinin şimdiye kadar görülmeyen bir havada yapılacağı, önemli misafirlerin ağırlanacağı, çok sayıda dile çevrileceği şeklinde.
Erdoğan’ın Amerika gezisini iptal etmesi, BM’de yapacağı agresif konuşmayı ertelemesi, kongreye verdiği önemi gösteriyor.
***
AK Parti tüzüğü nedeniyle büyük bir değişime gebe. Partiye yön ve enerji verebilecek yetenekte insanların davet edilmesi, misyonun daha uzun yıllar süreceğini iddia ediyor sanki…
Muhafazar bünye bakalım bu değişikliği kabul edecek mi? Erdoğan’ın DNA testi yapmadan organ değiştirmeyeceğini düşünerek, önemli bir sıkıntı yaşanmayacağını tahmin ediyorum.
***
Burada Gaziantep olarak bizi en çok ilgilendiren husus, kabinedeki 3 bakanın, gelecek sene büyükşehir belediye başkanlıkları için aday gösterileceği. Bu bakanlardan birinin Fatma Şahin olması nerede ise kesin gibi.
Şahin’in Erdoğan’ın tam güvenini kazanmış, çalışkan bir siyasetçi olarak Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday gösterilmesi bekleniyor. Şahin’in alternatifi de yok.
Burada bir başka gerçek, 10 yıldır Gaziantep, AK Parti içinde Şahin’den başka etkili politikacı, bakan üretemedi. 9 milletvekili seçmek, Türkiye ortalamasının üstünde oy yüzdesi, yerel seçimlerde yüzde 60 barajını aşmak başka, yıldız politikacı üretmek başka…(Tüzmen ve Şimşek Antepli olmadığı için onları saymıyorum.)
***
Herşeyin güllük gülistanlık olmadığı da ortada.
En başta Kürt sorunu, AB’ye mesafeli tavır, ülkenin başına bela gibi musallat edilen Suriye projesi, komşularla pamuk ipliğine dayanan ilişkiler, Uludere ve Afyonkarahisar gibi kamuoyuna açıklanmayan ve hesabı verilemeyen konular, Ortadoğu’da liderliğe soyunulan misyondaki defolar, iç barış ve huzur gibi sosyal konuların dışında hiçbir dönemde olmadığı kadar gelir dağılımının bozulması ve ekonominin yalakalar dışında kimseye güven vermemesinin, Erdoğan’ın manifestosunda nasıl yer alacağını çok merak ediyorum.
***
En önemlisi, asıl önemlisi…
Erdoğan Türkiye’yi tek adam olarak mı yönetecek?
Erdoğan’ın yönetim tarzını bildiğimiz için kaygılıyız. Manifestoda acaba bu endişeleri giderecek bir şey var mı, en çok merak edilen bu!
Son olarak, yine önemli bir husus…
ABD, Erdoğan’ı, şimdiye kadar hiçbir lidere nasip olmayacak kadar destekliyor. Ben bunu olağanüstü bir durum olarak değerlendiriyorum. ABD ile ilişkilerimizi yakından gözlemleyen birisi olarak, Erdoğan’a İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan beri gösterilen böylesine bir desteği hiç görmedim…