Erdoğan’ın komşuya demokrasi aşkı!

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Önceki gece “Genç Bakış”ta Suriye meselesi gündeme geldiğinde bir öğrenci, “Her gün sokaklarda muhalefet eden herkese biber gazı sıkan bir devletin, başkalarının muhaliflerini desteklemesi biraz garip değil mi” diye soruyordu.

Herhalde birazcık akıl fikir sahibi insanlar olarak, Başbakan Erdoğan’ın Suriye konusunda ülkeyi savaşın eşiğine getirecek kadar ileri gitmesinin, “Suriye’ye demokrasi gelmesini sağlamak” olmadığını bilmiyor muyuz?

Kendi memleketinde muhalefet isteme, başkasının ülkesinde muhalifler mevcut yönetimi devirsin diye her haltı ye.

Bunun izah edilebilir bir mantığı var mı?

                                                                ***

Demokrasiye inanan, ülkesini ve insanlarını seven hiçbir siyasetçi ve devlet adamı ülkesini savaşın eşiğine getirmez.

Hatta ülkesinin sınırları içerisinde devam eden bir savaşı körüklemez.

Çünkü bilir ki savaş insani değildir, canicedir, kirlidir. Savaşlar her zaman insanlar için bir yıkım olmuştur, olmaya da devam etmektedir.

Sonra kendi ülkenizdeki savaş konusunda bir irade ortaya koyamazken, o iradeyi başkalarının ülkesinde süren bir savaşta taraf olarak ortaya koymak da başka bir çarpıklık değil midir?

                                                               ***

Efendim “Esed” halkına eziyet ediyormuş!

Sen etmiyor musun?

Öğrencilerin, sivil toplum kuruluşlarının en küçük bir eyleminde orantısız güç kullanarak biber gazını boca edip, Çayan Birben gibi astım hastası insanların ölümüne neden olup, sonra da “Bizim biber gazımız doğal biber gazıdır” diyerek toplumla dalganızı geçmiyor musunuz?

Vatandaşa davranış tarzı ve açıklamalarıyla, sizinle tıpa tıp uyuşan bu içişleri bakanı bile tek başına sizin demokrasi fukaralığınızın somut bir örneği değil midir?

                                                               ***

Efendim “Esed” masum insanları öldürüyormuş!

Siz öldürmüyor musunuz?

Ne oldu Roboski/Uludere’de?

34 gencecik insanın üzerine neden bomba yağdırdınız?

Neden aradan bir yıla yakın zaman geçtiği halde, 34 gencin yakınlarına ve topluma bu katliamın hesabını vermiyor, veremiyor, vermek istemiyorsunuz?

Afyonkarahisar’daki patlamanın gerçek nedenini neden toplumdan gizliyor, 25 canı hiçe sayıyorsunuz?

                                                               ***

Cezaevlerine doldurarak geleceğini kararttığınız binlerce genç, yüzlerce siyasetçi, yazar, akademisyen, aydın, hangisini neyle suçladığınız belli mi?

“Savcıya talimat verdik gereğini yapacak” diyecek kadar gaflete düştüğünüz ve gaflete sürüklediğiniz hukuk sistemi ile bu ülkenin gerçek bir hukuk devleti olması mümkün mü?

Herşeyin sizin iki dudağınızın arasında olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilebilir mi?

                                                               ***

Sizin yönettiğiniz ülkenin demokrasisinin ne kadar pejmürde olduğunu, daha iki gün önce açıklanan Avrupa Komisyonu İlerleme Raporu’yla dünya alem görmedi mi?

Hukuk sistemi rezalet!

Kadının durumu felaket!

Devletin vatandaşa tavrı melanet!

Memleketi sürüklediğiniz mevcut manzara ve Suriye konusunda takındığınız tavırla, “Ele verir talkını kendi yutar salkımı” haliniz yalnızca bizim malumumuz mu zannedersiniz?

                                                               ***

Kendi savaşını hiçe sayıp, başkalarının savaşına soyunan bir devlet,

Kendi ülkesini hukuksuzluğa sürükleyip, başkalarının hukukuka sahip çıkmaya çalışan bir devlet adamı,

Kendi ülkesinde aykırı tüm sesleri kesen, demokrasiyi hiçe sayan, ancak başkalarının demokrasi hakkı uğruna savaşmaya kalkışan bir siyasetçi,

Kendi ülkesinin insanlarını ötekileştirerek onların ölümü için içi yüreği sızlamayan, kendi dini ve mezhebi dışındakileri düşman sayan bir insan ne kadar güvenilir, düzgün ve inandırıcı olabilir?

Siz bu verilere göre halinizi bir düşünün!

Komşuya demokrasi gelsin aşkınız, gerçeklerin üzerini örtmenizi sağlayamaz.

Kendinize başka bir yol bulun!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Erdoğan’ın komşuya demokrasi aşkı!