7 Milyon Euro ve Gaziantep ekonomisi!
Son birkaç günde çıkan 3 gazete haberini yorumlamak istiyorum.
Birincisi, Gaziantep’in tarihinde gerçekleştirilen en büyük soygun olayı. Banka paralarını ve kıymetli eşyalarını taşımakla görevli bir lojistik şirketin güvenlik görevlisinin 7 milyon Euro ile kayıplara karışması.
Bankacılık konusunda her zaman değer verdiğim bir arkadaşımın bilgisine başvurdum.
Nakit parayı çok fazla buldu. Bankalar TL’yi kasalarında tutmayıp, Merkez Bankası’na götürüp faiz alabiliyorlar. Ama yabancı parayı kendi merkezlerinde değerlendiriyorlar.
İsmi açıklanmamakla birlikte söz konusu bankayı biliyoruz, büyük bir banka değil!
“Madem büyük bir banka değil, bu kadar para nereden öyleyse” soruma ilginç bir cevap aldım.
Sanayide ve ticarette esas olarak Dolar ve Euro dönüyor. Haliyle piyasada bol efektif var. Büyüklerden ziyade diğer bankalar bu işe daha meyyal ve verimli oldukları için kasaları şişik olabiliyor.
Arkadaşımın ifadesi ile büyük bir bankanın toplama merkezinde bile bu kadar Euro efektif bulunması zor! Bundan şu sonuç çıkıyor. Önceki gün yazdığım ‘kayıtdışılık’ böylece tesadüf de olsa teyit edildi!
Bu arada Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer’inde hakkını teslim edelim.
“Suriye’ye ihracatımız azalmadı hatta arttı” sözlerini eleştirmiştik. O da, “Ben Suriye’den şehrimize gelenleri, harcadıklarını parayı kastetmiyorum, mal gönderimini ifade etmek istemiştim” demişti.
Kuyumcular bu konuda banka gibi çalışıyor. Zaten eskiden de böyleydi. Orada parayı kuyumcunun partnerine veriyorsunuz, burada alıyorsunuz! Asıl işlemler bu sistemle yapılıyor ama Al Baraka da, Halep’teki şubesini kapatmamış, yola devam ediyormuş!
Aslında olayı bir düşünürsek, ticaretin durması mümkün mü? Bir şekilde devam edecek. Çay, canlı hayvan, sigara, fıstık, zeytin, daha doğrusu eskiden ne geliyorsa şimdi fazlası geliyor!
Eh, bunun için de bir ‘monatery system/para değişimi’ gerekiyor. Piyasa onu kendi içinde derhal hallediyor.
Bursa, Uludağ’da Davos benzeri geçen hafta sonu ekonomik forum gerçekleştirildi.
Konuşmacılardan biri olan Coca-Cola’nın CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkanı Muhtar Kent, “Dünyada artık nakit para kalmadı. Ben bazen yönetim kuruluna bir bavul dolusu nakit getiriyorum ki, görsünler motive olsunlar” diye esprili bir yaklaşım sergilemiş.
Muhtar Kent, bir yönetim kurulu toplantısını Gaziantep’te yapsın, baksın yöneticiler nasıl motive oluyor, bir daha zor zapteder!
İkincisi, Osmaniye’de birkaç gün önce yakalanan kaçak sigara!
Gerçi bu haberlere alışkınız, sürekli yakalanıyor ama bu kez rakam biraz tuhaf! 367 milyon liralık kaçak sigara yakalanmış! (68 bin paket sigara ve 6 milyon 210 bin sigara kağıdı)
Bakanlık seviyesinde yapılan açıklamalarda hep sigara kaçakçılığının azaldığı, yüzde 10’un bile altına düştüğü iddia edilir. Olur mu öyle şey? Bir konteynerden bir milyon dolardan fazla para kazanıyor kaçakçılar.
2012 yılında 160 milyon paket kaçak sigara yakalanmış. Yakalanan bu kadar olursa gerisini siz düşünün.
Bir araştırma şirketi, 2012 yılı için kaçak sigara tüketiminin yüzde 17’ler seviyesinde olduğunu saptamış.
Benim danıştığım yerel uzmanlara göre ise, bu rakam rahat yüzde 25. Bizim gibi bazı kentlerde ise yüzde 70’e kadar çıkabiliyor.
İşin PKK boyutu ise Ocak 2013 tarihli Zaman Gazetesi’nde şöyle anlatılmıştı:“PKK, kaçak sigaraların büyük şehirlere sevkiyatında direkt rol almıyor, ancak örgüte yakın bazı kaçakçılar maddi destek sağlıyor. Kaçakçılar arasında örgütle hiçbir bağlantısı olmayan münferit kişiler de var. Ama PKK bu şahısları tehdit edip vergi adı altında para alıyor. Örgütün kaçak sigaradan yıllık 250 milyon Euro civarında sıcak para elde ettiği tahmin ediliyor.”
Üçüncü haber; Alman Şansölyesi Angela Merkel’ın 1973 yılında çekilmiş ‘nude/çıplak’ fotoğrafı ile önceki gün havuza girerken mayolu resmi.
Belli ki, Ruslar Kuzey Kıbrıs Bankaları’nda batan paraların intikamını almak için arşivlerinde bulunan fotoğrafı yayınlatmışlar.
Bu saçmalığı ne Almanlar, ne de diğer ülkeler dikkate alacaktır. Tam tersine bu çirkinlik ters tepecektir. Bana kalırsa, şansölye bu işten sempati kazanıp, yakındaki seçimlerde belki de birkaç puan karlı çıkacaktır.
Başbakan’ın eli onda…
Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tazmazoğlu’nun dün gazetemizde çıkan Başbakan Erdoğan ile bayağı samimi resmini görünce aklıma gelenler beni gülümsetti.
Başbakan’ın Tahmazoğlu’nu sevdiğini biliyorum. Zaten basına da zaman zaman çeşitli vesilelerle yansıyor.
2009 yerel seçimlerde sevdiğimiz bir dostumuz belediye başkanlığı için adaydı.
Ankara’dan, genel başkanla görüşmeden geldiğinde, “Bilin bakalım genel başkanla aramızda ne geçti?” diye sorup yanıtını da kendi vermişti.
Genel Başkan çok sıcak ve samimi davranmış, yanağından da ‘makas’ almıştı…
Ama iş olmadı, aday gösterilmedi, hüsran oldu!
AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, diğer genel başkanlardan çok farklı. Teşkilatına mesafeli duruyor gözükse de, gerçekte samimi ve duygusal bir insan.
Elini omuzuna attığı bir kimseye karşı mutlaka içten gelen sevgi ve takdir duygularıyla yaklaştığına şüphe yok.