GDO’lu pirinç meselesi
Piriçte GDO olmadığına, olamayacağına bazı Oda başkanları bazı gazeteler ve bazı işadamları karar verdi. “Son kararımız” diye de açıkladılar!
Mahkeme ise henüz kararını açıklamadı.
Yargıç, herhalde önce ‘Bilgili insanlar’ın ne diyeceğini, mütalaasını bekledi!
‘Yüce heyet’ kararını verdiğine göre, mahkeme de artık kararını açıklamak zorundadır!
Yargı reformu tartışılırken bir ara ‘jüri’den söz edilmişti. Bazı Batı ülkelerinden esinlenerek bizim mahkemelerimizde de ‘jüri’ olsun istenmişti.
Mahkemelerimizde ‘jüri’ sistemi gerçekleşmiş de bizim haberimiz olmamış!
Şimdi merak ediyorum, yargıç büyük ‘jüri’nin kararına uyacak mı?
Bakan Yazıcı, Cumhuriyet savcılığının dosyayla ilgili "gizlilik" kararı aldığını, tahkikatın detaylı şekilde devam ettiğini ifade etmesine rağmen ‘Bilgili insanlar’ ve bazı gazeteler her vesile ile mahkemeyi baskı altına almaya çalışmaktan geri durmuyorlar.
Tutuklanan değerli işadamlarının hakkında tahkikat devam ettiği için daha iddianame hazırlanmadı. Ne ile suçlandıklarını henüz net olarak bilmiyoruz. Bütün bildiğimiz el konan 150 milyon TL değerinde, 23 bin ton GDO’lu olabileceğinden şüphelenilen pirinç var!
Halkın sağlığı ile ilgili konularda medya, STK ve diğer kurumlar hep ürünün iyi incelenmesi gerektiği üzerinde durur, laboratuvar tetkiklerini yakından izlerdi.
Bu kez durum böyle değil.
‘Büyük jüri’, ‘Bilgili insanlar’, bazı Odalar, bazı gazeteler ve bazı işadamları koro halinde, “Vallahi, billahi el konulan piriçlerde GDO yok. Zaten piriçte GDO olmaz ki! İddialar küllüyen yalan!” diyor.
Bu kadar enderunlu insan ‘yok’ diyorsa, mutlaka bir bildikleri vardır, ben de onlara katılıyorum: Pirinçte GDO vardır diyen, cahildir, dünyadan haberi yoktur, ortalığı karıştırmak isteyen biyolojik terör yanlılarıdır.
Herkesin bizim gibi mutedil olmasını beklemezsiniz, kötü niyetliler de var. Örneğin Hürriyet’ten Melis Alphan! Bakın ne diyor:
“GDO’lu gıda Türkiye’de yasak.
Ama GDO’lu hayvan yemi serbest.
Bazı şirketler ne yapıyor biliyor musunuz?
Kırık pirinçleri ithal ederken vergi beyannamelerine hayvan yemi olarak geçiyorlar. Tabii bu ürünler yine GDO’lu.
İthal ettikleri pirinci daha sonra kendilerine ait farklı paravan şirketlere satıyorlar.
Pirinç 3-4 şirket dolaştıktan sonra, ithalatçı şirket bu kez kendi sattığı kırık pirinçleri yemeklik pirinç olarak geri satın alıyor. Böylece vergiden de vurgun yapıyor.
Piyasaya hem GDO’lu hem de kaçak pirinç sürülmüş oluyor.
Hürriyet’in haberinde sahibi hakkında kaçakçılık soruşturması başlatılan şirketlerden biri Türkiye’nin en önemli bakliyatçıları arasında. Özetle, birilerinin cebi doluyor, biz GDO’ya maruz kalıyoruz. Tarlaların yakınlarında yapılan GDO’suz pirinç tarımına tozlaşma ya da döllenme yoluyla GDO bulaşabiliyor ve bu pirinçlerin bir kısmı GDO’lu hale geliyor.
ABD’de yaşandı bu. 2006’da ortaya çıktı ki, Bayer’in GDO’lu pirinç test ettiği tarlalardan başka tarlalardaki pirinçlere GDO bulaşmış.
Bayer dev tazminat ödedi.
Rusya ve Japonya, ABD’den pirinç alımını kesti, AB ülkeleri ise pirinç ithalatında sıkı denetimlere başvurdu.”
Kamuoyunun bilmediği başka gerçeklerde var.
Tutuklamalara neden olan pirinç operasyonu yaklaşık 5 ay önce başlıyor. Bir ihbar üzerine Göze Tarım ve Tat Bakliyat firmalarına ait pirinçler incelemeye alınıyor ve GDO saptanıyor. Bu iki firma savcılığa saptanan GDO’nun Avrupa standarlarında yer alan binde 9’un altında olduğunu bunun da ‘bulaşıklık’ olduğunu belirtiyor.
Hürriyet’ten Sefer Yılmaz’ın haberine göre bu iki firmanın ‘bulaşıklık’ üzerine kurdukları savunma başarılı olmuyor. Bu tartışma sürerken yıllık cirosu 1.5 milyar Euro’luk bir firmanın yani Tiryaki’nin pirinçleriyle ilgili yeni bir ihbar yapılıyor. Mart ayında Tiryaki’nin iddia edildiği gibi ABD’den değil Rusya’dan ithal edip Mersin limanına getirdiği ve burada kırık ayıklama işlemine tuttuğu 7 bin ton pirinç var. Bu 7 bin tondan yaklaşık 360 ton kırık olarak ayrılıyor. Kırık pirinçler yem olarak piyasaya sürülmek üzere depoda beklerken analiz için örnek alınıyor.
Her üç firmanın ürünü de hem TÜBİTAK hem de İTÜ tarafından analiz ediliyor. TÜBİTAK ve İTÜ raporlarında GDO’ya rastlandığı belirtiliyor. İTÜ bulaşık iddialarına karşı ‘pirinçlerin steril madde ile yıkandığını’ belirtiyor.
Dünkü Vatan Gazetesi’de manşetten verdiği haberde, Amerikalılar’ın, bizim gümrük ve sağlık bakanlıklarımızdan çok rahatsız oldukları, yüksek dereceli ama ismi açıklanmayan önemli bir bürokratına atfen, “Sizde doğru dürüst laboratuvar yok. GDO’dan anlamıyorsunuz. Ama insanları içeri tıkmasını biliyorsunuz. Bizim, Türkiye ile iş yapan firmalarımız sizden çok rahatsız. GDO’lu ürün taşıyan bir gemide bulunması muhtemel cep telefonları da toza maruz kalsa, telefonları da mı GDO’lu diye içeri sokmayıp, ithalatçıları hapse atacaksınız?”
Gördüğünüz gibi ortalık toz duman!..
Bu işi mahkemelere bıraksak da, ne olduğuna adalet karar verse…
Tribünlere oynayanlar ‘fos ayak’çılar!
Tutuklananlar nasıl olsa çıkınca, “Vallaha biz hep senin yanındaydık. Bir an önce tahliye edilmen için ağırlığımızı koyduk!” diyecekler!
Sabırlı olun da, onları siz değil, mahkeme aklasın.