“İl Başkanı olarak bir kişiyi seçeceğiz ama güçlü bir yönetim kadrosu ile Gaziantep'te ilerleyeceğiz” ifadelerini kullanan Akalın, “Gaziantep'te şu ana kadar bin 500'ün üzerinde başvuru var ve bunların çoğu genel çerçevesini çizdiğim tarife uygun kişiler. Bu kişilerle görüşüp adım adım teşkilatları oluşturacağız” diye konuştu.
Gösterilen tepkiler anti-demokratik uygulamaların sonucudur
Akalın, yaşanan son gelişmeleri değerlendirirken de, “Türkiye’nin hukuk sorununu çözebilmek, evrensel demokratik ilkelerin benimsenmesinden geçiyor. Bunların en başında kuvvetler ayrılığı, tarafsız ve bağımsız yargı, hukukun üstünlüğü ve kurallara dayalı bir yönetim anlayışı geliyor. Bu bağlamda gösterilen tepkiler Türkiye'de yaşanan anti-demokratik uygulamaların sonucudur. Türkiye’nin hukuk ve adalet probleminin bir an önce çözülebilmesi için mevcut iktidardan farklı bir anlayış siyasette söz sahibi olmalı” diye konuştu.
Genel merkeze 10-12 kişilik aday listesi gidecek
Akalın, “İlk aşama il başkanı ve yardımcıları olmak üzere 3 veya 5 kişiden oluşan bir kurucu heyeti oluşturmak. Bunun için komisyonumuz geçen hafta 50 kişi ile görüştü. Bu görüşmeler sonucunda genel merkeze 10-12 kişilik aday listesi gidecek. Daha sonra Ankara'da seçilecek kurucu heyetle beraber bahsettiğim kriterler çerçevesinde il yönetimini, ilçe başkanlıklarını ve yönetimlerini oluşturacağız. Bu sürecin Eylül'e kadar tamamlanmasını hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin sorunları ortak akıl ve ekip ruhu ile çözülebilir
DEVA Partisi’nin herhangi bir partinin devamı olmadığının altını çizen Akalın, Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorununun olmadığını, bu sorunların ancak ortak akıl ve ekip ruhu ile çözülebileceğine dikkat çekti. “Türkiye’nin problemlerini aşabilecek kadro ve programa sahip olan DEVA Partisi, yakın gelecekte Türk siyasi tarihine damga vuracak bir ana akım parti olacak” dedi. Akalın sorularımızı şöyle yanıtladı:
Sabah-Örgütlenme çalışmaları için ne zaman start verildi? Kamuoyundaki beklentiye karşılık, sanki işler biraz yavaş gidiyormuş gibi? Neden bu kadar zaman alıyor örgütlenme dönemi?
Akalın-Partimizi 2019 Aralık ayında kurmayı hedefliyorduk. Ancak partiye ilginin yoğun olması ve parti programı üzerinde ayrıntılı bir şekilde çalışmaktan dolayı kuruluş 9 Mart 2020 tarihinde gerçekleşti. Arada sadece iki buçuk aylık bir zaman farkı oldu. Bu süre çok uzun değil ,ama partiye yönelik alakanın yüksek olması bu süreyi uzunmuş gibi gösteriyor. Parti program ve genel merkez kadroları ciddi bir istişare sonunda oluşturuldu ve sıfırdan bir parti kuruldu. Biz herhangi bir partiden kopmuş bir kadro tarafından kurulan bir parti değiliz. DEVA Partisi merkezde olmayı ve her kesime hitap etmeyi hedefleyen bir parti. Hangi görüşten olursa olsun herkesi temsil edebilecek bir parti olma hedefi ile yola çıktığımızdan, bu temsili sağlayacak kadroların bulunması konusunda çok ciddi ve titiz bir çalışma yürütüldü. Parti programı ve kurucuları tepeden inme değil, aşağıdan yukarıya bir istişare mekanizması işletilerek belirlendi. Sayın Ali Babacan bine yakın kişi ile görüştü. Parti programı, 20 farklı komisyonda çalışan 300 kişinin ortak çalışması ile oluşturuldu. Parti programını oluştururken “Bu ülkenin sorunlarına çözüm önerilerimiz ne olmalı?” sorusuna cevap aradık. Herkesi kucaklayacak bir parti programı ve kadro oluşturma amacıyla yola çıkınca partimizin kuruluş süreci ağır ama kendinden emin bir şekilde ilerlemiş oldu.
Sabah-Gaziantep teşkilatı ne zaman kuruşmuş olacak, il ve ilçe yönetimleri için yeterli ve gerekli kadro kurulabilecek mi? Çünkü piyasada gerçekten nitelikli insan sıkıntısı çekiliyor. İnsanlar artık siyasete bir kalite gelsin, çıta biraz daha yükselsin istiyor diye bir beklenti hakim...
Akalın-Öncelikle genel merkez teşkilatlanmamızda nitelikli ve saygın isimlerin bulunmasına çok büyük bir özen gösterdik. 90 kişilik Kurucular Kurulu’na baktığınızda gerçekten Türkiye'yi temsil eden bir sosyolojik bir yapı göreceksiniz. 90 kişilik bu ekibin içerisinde daha önce siyaset yapmış kişiler kadar, önceden siyaset yapmamış kişilerin de varlığına çok önem verdik. Böylelikle tecrübe ve dinamizmi bir araya getirmeyi başardık. Şu noktayı özel olarak belirtmeliyim; kurucularımızın çoğunluğunun daha önce aktif siyaset yapmamış olması, siyaseten tecrübesiz oldukları anlamına gelmiyor. Kurucu üyelerimize bakınca, siyasetin kuşattığı tüm alanlarda kendisini kanıtlamış uzman kişiler göreceksiniz. Ekonomi, hukuk, sağlık, eğitim, tarım, dış politika, kamu güvenliği ve benzeri tüm alanlarda ehliyet ve liyakat sahibi isimler kurucu kadromuzda yer alıyorlar. Çünkü biz Türkiye'nin sorunlarına gerçekten deva olabilecek bir kadro ve programa sahip olduğumuz iddiasındayız. Şimdi amacımız yerel teşkilatlarımızda da bu iddiayı taşıyabilecek kişilerle çalışmak. Bunu yaparken de bazı kriterler gözetiyoruz. Bunlardan birincisi iyi insan olmak. İyi insandan kastımız, partimize katılacak kişi eğer daha önceden siyaset yapmışsa kendisini yıpratmamış, toplumun her kesiminin saygı duyabileceği bir isim olmalı. Eğer siyaset yapmamışsa iş ahlakı düzgün olmalı, çevresinde itibarlı birisi olarak bilinmeli. İkincisi, işinde iyi olması. Burada iki farklı durumdan söz ediyoruz. Öncelikle siyasetten maddi anlamda bir beklentisi olmasın. Partimizin, idealleri için siyaset yapan insanlardan oluşmasını istiyoruz. İşinde iyi olmak şu açıdan da önemli; kendi ödev ve sorumluluklarını yerine getirebilen insan, toplumsal ödev ve sorumluluklara da katkı sunabilir. Kendi alanında başarılı olmayan kişilerin topluma verecekleri de sınırlıdır. Üçüncü kriterimiz de demokrat olması. Yani biz merkezde olma iddiamızı farklı fikirlere hoşgörü ile yaklaşabilecek insanlarla gerçekleştirebiliriz. Ortak bir gelecek hayali ile parti programımızı oluşturduk. Bu program, evrensel hak ve özgürlükleri merkeze alıyor. Her konuda aynı fikre sahip olmak zorunda değiliz. Ama parti olarak müzakere ve uzlaşmaya açık insanlarla beraber siyaset yapmayı hedefliyoruz.
Yerel teşkilatlarımızda kadroların en az yarısı daha önce aktif siyaset yapmamış kişilerden oluşsun istiyoruz. Çünkü siyasette yeni iddialar ortaya koyacak yeni insanlara, yeni sözlere ihtiyacımız var. Öte yandan teşkilatlarımızda önceden siyaset yapmış kişiler de olacak. Ancak daha önce siyaset yapılmış herhangi bir partinin toplam teşkilat içerisindeki temsilinin dörtte birden fazla olmamasına dikkat ediyoruz. Çünkü DEVA Partisi herhangi bir partinin devamı değil, olmayacak. Ayrıca teşkilatlarımızda yüzde 35 kadın ve yüzde 20 genç temsiline önem veriyoruz. Çok kriteriniz varmış diyebilirsiniz ama Türkiye'nin yeni bir siyasete ihtiyacı varsa eski alışkanlıklarından kurtulması lazım. Çoğulcu bir siyaset iddianız varsa hem fikri hem de demografik zenginliğe önem vermelisiniz. Biz bu hedefle Gaziantep’te bahsettiğimiz kriterlere uygun kişileri belirleme safhasındayız ve teşkilatlanmalarımızı oluştururken ince eleyip sık dokuyoruz.
Lider eksenli değil, kadro eksenli siyaset diyoruz
Gaziantep'te şu ana kadar bin 500'ün üzerinde başvuru var ve bunların çoğu genel çerçevesini çizdiğim tarife uygun kişiler. Bu kişilerle görüşüp adım adım teşkilatları oluşturacağız. İlk aşama il başkanı ve yardımcıları olmak üzere 3 veya 5 kişiden oluşan bir kurucu heyeti oluşturmak. Bunun için komisyonumuz geçen hafta 50 kişi ile görüştü. Bu görüşmeler sonucunda genel merkeze 10-12 kişilik aday listesi gidecek. Daha sonra Ankara'da seçilecek kurucu heyetle beraber bahsettiğim kriterler çerçevesinde il yönetimi, ilçe başkanlıklarını ve yönetimlerini oluşturacağız. Bu sürecin Eylül'e kadar tamamlanmasını hedefliyoruz. Önceden siyaset yapmış veya yapmamış birisi il başkanı olabilir. Ama biz DEVA olarak lider eksenli siyaset demiyoruz, kadro eksenli siyaset diyoruz. Çünkü Türkiye'nin sorunları bir veya birkaç kişi ile çözülebilecek sorunlar değil. Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok, fakat bu sorunlar ancak ortak akıl ve ekip ruhu ile çözülebilir. Bu hem ülke siyaseti hem de Gaziantep siyaseti için geçerlidir. İl Başkanı olarak bir kişiyi seçeceğiz, ama güçlü bir yönetim kadrosu ile beraber Gaziantep'te ilerleyeceğiz.
İktidar partisinde, Türkiye’nin ciddi sorunlarını çözecek bir irade mevcut değil
Sabah-Örgütlenme çalışmalarını sürdürürken, AKP engeli ile karşılaşıyor musunuz? İnsanların partiye yaklaşımı nasıl? DEVA Partisi'nin AKP kadrolarından insanları çekeceği söyleniyor, bu katılım ne düzeyde?
Akalın-AK Parti'nin herhangi bir engellemesi ile karşılaşmadık. Bize başvuru yapan kişiler arasında AK Partili isimler de var. Bu insanlar AK Parti ile irtibatını önceden koparmış kişiler ve hiçbir çekince taşımaksızın DEVA Partisi'nde görev almak istediklerini söylüyorlar. Bu bizi mutlu ediyor. Ama sadece AK Parti kökenli siyasetçilerden değil, diğer siyasi partilerde görev almış insanlardan da bir teveccüh görüyoruz. Saha çalışmalarımız sonucunda her kesimde bir umut olduğumuzu gözlemliyoruz. Çünkü diğer partilerde siyaset yapan kişiler de Türkiye siyasetinin tıkandığını ve yeni oluşumlara ihtiyaç olduğunu söylüyor. Siyasette yeni yüzler, yeni simalar olmasını önemsiyoruz. Ama öte yandan siyasi tecrübeyi de önemsiyoruz. Önemli olan bu ikisini doğru harmanlamak. Türkiye’de aşılması gereken ciddi problemler var. Ama bu problemleri çözebilecek bir irade iktidar partisinde mevcut değil. Bu bağlamda Türkiye’nin problemlerini aşabilecek kadro ve programa sahip olan DEVA Partisi, yakın gelecekte Türk siyasi tarihine damga vuracak bir ana akım parti olacaktır.
Sabah-Türkiye’de son dönemde anti-demokratik uygulamalara karşı bir başkaldırı ve direniş hareketi gözleniyor. Özellikle hukukun bertaraf edilmesi konusunda insanlarda ciddi kaygılar var. Bu bağlamda HDP ve baroların başlattığı eylemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Akalın-Parti programımıza bakıldığında, en geniş yer ayrılan konu başlıklarının hukuk ve adalet olduğu görülecektir. Çünkü hukuk ve adaletin olmadığı yerde diğer sorunların çözülmesi imkansız. Türkiye’nin hukuk sorununu çözebilmek, evrensel demokratik ilkelerin benimsenmesinden geçiyor. Bunların en başında kuvvetler ayrılığı, tarafsız ve bağımsız yargı, hukukun üstünlüğü ve kurallara dayalı bir yönetim anlayışı geliyor. Bu bağlamda gösterilen tepkiler Türkiye'de yaşanan anti-demokratik uygulamaların sonucudur. Türkiye’nin hukuk ve adalet probleminin bir an önce çözülebilmesi için mevcut iktidardan farklı bir anlayış siyasette söz sahibi olmalı. Toplumun çoğunluğunun bu hususta artık hem fikir olduğunu düşünüyorum.
Sabah-Genel Başkan Ali Babacan geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, “AK Parti ile aramızdaki fark, siyahla-beyaz kadar farklı dedi.” Gerçekten de bu kadar fark var mı, olacak mı?
Akalın-2001 yılında bir ekonomik kriz vardı. AK Parti bu kriz sonrasında ana aktör olarak çıktı ve birinci parti oldu. Şimdi, 2020 yılında da ciddi bir ekonomik kriz ile karşı karşıyayız. Ayrıca, ekonomik krizin yanı sıra birçok siyasal ve toplumsal sıkıntı var. Aslında DEVA Partisi’nin AK Parti’ye benzetilmesi biraz da şartların benzerliğinden kaynaklanıyor. İnsanların aklına şu soru geliyor, DEVA Partisi de yeni bir AK Parti mi olacak? Konjonktürel benzetme kısmen haklı olmakla beraber DEVA Partisi herhangi bir partinin devamı değildir. Partimizde AK Parti’nin içerisinde siyaset yapmış kişiler var, ama DEVA Partisi kadrosunu Türkiye’nin bütün toplumsal kesimlerini kapsayacak şekilde kurdu. Biz kendimizi muhafazakâr, milliyetçi, sağ veya sol gibi kavramlarla tanımlamıyoruz. Parti olarak, merkez demokrat bir çizgide konumlanıyoruz. Parti programını tepeden inme değil, 300 kişinin katıldığı bir ekip çalışması ile oluşturduk. Bu program partiye aşağıdan yukarıya yeni bir ruh kazandırdı. Bu yaklaşım ve kurucu kadromuzdaki zenginlik, öncekilerden farklı bir parti olduğumuzun göstergesidir diye düşünüyorum.
Sabah-Türkiye’nin şu anki tablosunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Akalın-Milletimiz temel hak ve özgürlükler konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor, insanlar kendilerini özgür hissetmiyor ve fikirlerini ifade etmekten çekiniyor. Toplumumuz kötü ekonomi yönetimi neticesinde giderek yoksullaşıyor. Hayatımızın her alanı siyasallaşmış durumda, politika her yerde. Aslında siyaset yapmamızın bir sebebi de Türkiye’de her şeyin aşırı siyasallaşmasının önüne geçmektir. Siyasetten bağımsız olması gereken alanları siyasetten arındıracağız. Sporda, sanatta, sivil toplumda ve bürokratik kadrolarda siyasallaşmayı engellemek istiyoruz. Bürokrasi yönetimini ehliyet ve liyakatı merkeze alan bir kadro ile buluşturacağız. Ülkemizdeki insan hakları konusunda yaşanan sıkıntıların çözümü, temel insan hakları ve özgürlüklerinin tanınması ve hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesidir. Kuvvetler ayrılığının sağlandığı, yargının tamamıyla bağımsız ve tarafsız olduğu ve güçlendirilmiş parlamenter sisteminin tesis edildiği bir Türkiye hayali kuruyoruz. Özel mülkiyetin güvence altına alındığı, kural bazlı bir piyasa ekonomisi üzerinden refahın arttığı bir Türkiye özlemi içerisindeyiz. Sosyal ve kapsayıcı devlet vazgeçilmez ilkemiz. Vatandaşlarımız bu hedefi gerçekleştirebilecek kadro ve politikaların bizde olduğunu ilerleyen zamanlarda görecekler.
Sabah-İbrahim Alper Akalın kimdir, bize kendinizden bahseder misiniz?
Akalın-1984 Gaziantep doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Gaziantep’te tamamladım. Liseyi bitirdikten Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü kazandım ve İngiltere’de yüksek lisans yaptım. İstanbul’da çeşitli yatırım bankaları ve uluslararası finans kuruluşlarında yaklaşık 12 sene finansal danışman olarak çalıştım. İş hayatımda finans ve ekonomi ile ilgilenirken, aynı zamanda sivil toplum faaliyetlerinde yer aldım. Türkiye’deki liberal gençlik hareketi olan 3H Hareketi’nin kurucu başkanıyım. Ekonomi ve finans uzmanlık alanım olduğundan Sayın Ali Babacan’ı da uzun zamandan beri takip ediyordum ve sayın Babacan’ın çizgisini çok müstesna buluyordum. Partinin kuruluş aşamasında Ali Babacan’ın beraber hareket ettiği ekip ile iletişim kurdum ve partinin makro ekonomi ve finans programını oluşturan komisyonda yer aldım. Komisyona katkımı sunduktan sonra kuruculuk teklifi aldım ve bu teklifi kabul ettim. Gaziantep’e sık sık geleceğim. Çünkü ben burada doğup büyüdüm. Gaziantepli olmaktan her zaman onur ve gurur duydum.
Sabah-Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mıdır?
Akalın-Halkımız son dönemde siyasetçilerden ve siyaset kurumundan hayal kırıklığı yaşıyor. Toplumun siyasetçilere güvenmediği bir ortamdayız. Bundan dolayı da toplumun siyasetten beklentileri giderek azalıyor. Biz insanların ümitsizliğe kapılmamasını istiyoruz. Toplumun sorunlarını çözebilecek bir kadro ve anlayış ile yola çıktık. Eminim ki DEVA Partisi ve kadroları daha fazla tanındıkça, ülkeye şu an hakim olan karamsar ve ümitsiz hava ortadan hızla kaybolacaktır. Hüseyin Karataş