ABD'nin seçilmiş başkanı Joe Biden'ın dış politika ekibine liderlik etmesi için seçtiği üç isim, Beyaz Saray'a on yılların diplomatik deneyimini getirecek. Ancak göreve yıllarca ABD hükümetine hizmet etmiş olmanın getirdiği yükle geleceklerini söyleyip atamalara karşı çıkanlar da var.
Peki yeni üst düzey dış politika yetkilileri kimler ve Biden bu isimleri seçerek dünyaya nasıl bir mesaj gönderiyor?
Yeni isimler kimler?
Biden'a Amerikan sınırlarının ötesindeki sorunlar konusunda danışmanlık yapacak üç kişi, Washington dışında pek tanınmıyor. Antony Blinken, Linda Thomas-Greenfield ve Jake Sullivan'ın üçü de, Barack Obama Beyaz Sarayı'ndan, Biden'a sadık isimler olarak tanınıyor ve dış politikada merkezdeki tutumlarıyla biliniyorlar.
Yaklaşık 20 yıldır Biden ile çalışan Blinken, Dışişleri Bakanlığı görevine getirildi.
Yıllarca Afrika'yla ilişkiler alanında çalışan, en tanınmış siyah kadın diplomatlardan Linda Thomas-Greenfield, ABD'nin yeni BM Büyükelçisi olarak görevlendirildi.
Eski Dışişleri Bakanlığı yetkilisi ve Hillary Clinton'ın danışmanı Jake Sullivan, 2015 İran Nükleer Anlaşması'nın müzakere edilmesinde önemli bir rol oynamıştı. Başkan Yardımcılığı döneminde de Biden'un ulusal güvenlik danışmanıydı.
Kulisler
Blinken, Biden'ın Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki dönemine kadar uzanan bir süreç içinde yaklaşık 20 yıldır Biden ile çalışıyor. Bazı karşıtları, Blinken'ı Biden'ın 2003'te Irak'ın işgal edilmesine oy vermesinden sorumlu tutuyor.
Bazı eski ABD'li diplomatlar bu kişisel bağlantının ekibe iyi geleceğini, ancak aynı zamanda fikir çeşitliliğinin az olması anlamına da geldiğini vurguluyor.
Ve bu isimlerin dış politikadaki engin Washington deneyimleri, herkesi memnun etmeyecek. Ancak Trump'ın sözde "derin devletle", kendisine karşı çalıştığını kabul ettiği hükümet yetkilileriyle savaşına son verecek.
Bu, birbirine rakip isimlerden kurulu bir ekip değil. Geçmişte birlikte iyi çalışmışlıkları var, aynı zamanda küresel sorunlardaki birinci elden deneyimleriyle, Durum Odası'na birbirini tamamlayan perspektifler getirecekler. Stratejik ahengin değeri, ortak akıl potansiyeline ağır basar. Derin devletin üyeleri değiller ama ortak çıkar ve değerlere odaklı daha etkin bir Amerikan devletine liderlik edilmesine yardımcı olabilirler. Pragmatikler, ideolog değiller. PJ Crowley, Eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı
Atamalar, normale dönüşü ve dış politikaya dengesiz yaklaşımın sonunu temsil ediyor. Ancak sorun, normale dönüşün yeterli olup olmayacağı. Bu ekibin Amerikan üstünlüğüne olan inancı, Amerikan askeri gücünü pervasızca kullanmalarına neden olabilir. Andrew Bacevich, Quincy Sorumlu Devlet Yönetimi Enstitüsü Başkanı
Özellikle Thomas-Greenfield, uzun süredir dışişleri bakanlığında görev yapan biri olarak Donald Trump'ın hiç hoşlanmadığı "derin devleti" temsil ediyor. Donald Trump için dışişleri yetkilileri, alaşağı etmek istediği liberal uluslarararası anlayışın neferleriydi. İşte bu nedenle, şu anda Dışişleri Bakanlığı'nda moraller düşük. Charles Kupchan, Eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Üyesi
Küresel ittifaklar
Biden ekibinin gündeminde ilk sıralarda, Trump'ın son dört yıldır zayıflatmak ya da çözmek için uğraştığı kuruluşlara, ittifaklara ve anlaşmalara yeniden katılmak olacak. ABD'yi Paris iklim anlaşmasına geri döndürmek ve ülkeyi Dünya Sağlık Örgütü'nde tutmakla görevlendirilecekler. Ayrıca İran nükleer anlaşmasını yeniden canlandırmaya, NATO'yla ilişkileri geliştirmeye ve Çin'in yükselen nüfuzunu dengeleme aracı olarak ticaret anlaşmaları yapmaya çalışacaklar.
Trump'ın seçilme nedenlerinden biri, çok sayıda Amerikalı'nın ülkenin dış politikasının başarısız olduğunu düşünmesiydi. Şu anda soru, bu ekibin aralarında askeri bütçenin azaltılması ve askeri güçleri kullanırken daha ihtiyatlı davranılmasının da aralarında bulunduğu, gerçekten ihtiyacımız olan değişiklikleri yapacak kadar ders alıp almadığı. Andrew Bacevich
Donald Trump gerçek bir ulusal güvenlik ekibi kurmadı. Bunun yerine, etrafında bir tweetle işe alı, kovabileceği bağımsız üstlenicileri toplarken Yalnız Kovboyu oynadı. Bu üç yetkili de Dışişleri Bakanlığı'nda hizmet verdi ve küresel salgından, iklim değişikliği ve Çin'in meydan okumasına dek acil sorunları çözmek için uluslararası diplomasiye ve işbirliğine yeniden değer verecekler. PJ Crowley
En büyük zorluklardan biri, yabancı kitleleri ve hatta ortakları ve müttefikleri ABD'nin sebatına, seçilmiş başkanın dediği gibi "Amerika'nın geri döndüğüne" güvenmeye ikna etmek olacak. Bu son dört yılda dış politikada ikinci 180 derece dönüş olacak. İş başına gelecek yönetim, ABD'nin son 70 yıldan uzun süredir dayandığı yıpranmış ittifakları yeniden oluşturmaya kararlı. Zorlu bir görevleri var. Stewart Patrick, Dış ilişkiler Konseyi Uluslararası Kurumlar ve Küresel Yönetim Programı Direktörü
Uzmanlara geri dönüş mü?
Çoğu uzman, Biden'ın, Trump'ın ilk dışişleri bakanı, eski Exxon Mobil yöneticisi Rex Tillerson gibi atamalarından daha deneyimli bir ekip kurduğunda hemfikir. Ancak Trump'ın Dışişleri Bakanlığı'nda, Tillerson ve yerine gelen Mike Pompeo döneminde devam eden onlarca diplomatın emekli olması gibi verilen hasar büyük ve akşamdan sabaha giderilemez.
Hem Tillerson hem de Pompeo döneminde uzmanlık ve deneyimde önemli bir kayıp oldu. Dışişleri bürokrasisi genelde devre dışı kaldığını hissetti. Normalde politikalar aşağıdan gelir ve başkana ulaşmadan önce belirli kuruluşlar tarafından filtrelenir. Trump döneminde bu olmadı. Charles Kupchan
Tutarlı bir dünya görüşleri var. Amerikan liderliğine ve uluslararası ittifaklara büyük inançları var. Her üçü de Dışişleri Bakanlığı'nda çalıştı ve uluslararası ittfaklar ve Amerikan liderliğine güçlü bir şekilde inanıyorlar. PJ Crowley