ANASAYFA arrow right Dünya

Yabancı terör savaşçıları için kaynak ve transit ülke

Yabancı terör savaşçıları için kaynak ve transit ülke
YAYINLAMA: 17 Aralık 2021 / 15.55
GÜNCELLEME: 17 Aralık 2021 / 15.55
ABD'nin 'terör' raporunda Türkiye'ye hem övgü hem sert yergi

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı 2020 Terörizm Ülkeler Raporu'nda Türkiye'ye ilişkin çarpıcı tespitler yer aldı.

ABD Dışişleri Bakanlığı 2020 yılı terör raporunu açıkladı. Her bir ülkeye ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı raporda, Türkiye’ye ilişkin dikkat çeken ifadeler kullanıldı. Türkiye'nin Suriye ve Irak’taki yabancı terör savaşçıları için kaynak ve transit ülke konumunda olduğu kaydedildi. Raporda, AKP hükümetinin 'geniş bir terör' tanımı yaparak, siyasi tutuklamaları ve ihraçları sürdürdüğüne işaret edildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı, yıllık olarak Kongre'ye sunmak üzere hazırladığı 2020 Terörizm Ülkeler Raporu'nu yayınlandı. Raporun Türkiye bölümünde, “Türkiye, Suriye ve Irak’ta savaşan IŞİD ve diğer terör örgütlerine katılmak isteyenlerin yanı sıra Suriye ve Irak’tan ayrılmak isteyen yabancı terör savaşçıları için kaynak ve transit ülke. Türkiye, IŞİD’e Karşı Mücadele Koalisyonu’nun Yabancı Terör Savaşçıları Çalışma Grubu’nun eş başkanlığını yapıyor ve IŞİD’e karşı Irak ve Suriye’de yürütülen terörle mücadele operasyonları için hava sahası ve tesislerine erişim izni tanımaya devam ediyor” ifadeleri kullanıldı.

Türkiye’deki güvenlik güçlerinin gerek ülke içi operasyonlar gerekse de Irak ve Suriye’nin kuzeyinde askeri operasyonlar yürüttüğüne işaret edilen raporda, Uluslararası Kriz Grubu’nun tahminlerine göre, yıl sonu itibariyle ülkenin doğu ve güneydoğu bölgelerindeki çatışmalarda 35 sivil, 41 güvenlik gücü mensubu ve 265 PKK’linin hayatını kaybettiği kaydedildi.

Amerika’nın Sesi’nin haberine göre ABD Dışişleri Bakanlığı terör raporunda, 2020 yılında Türkiye’de siyasi güdümlü gözaltılar ve tutuklamaların devam ettiğine de değinildi. Bu kişiler arasında PKK’ye destek ya da yardım sağlamakla suçlanan politikacılar, gazeteciler, insan hakları aktivistleri ve avukatların bulunduğu belirtildi.

Darbe girişiminden sonraki dönemde hükümetin uygulamalarına da yer verilen raporda, “2016 darbe girişiminin ertesinde hükümet, gönüllü sürgün olan din adamı ve siyasi şahıs Fethullah Gülen’in hareketini ‘Fethullah Terör Örgütü (FETÖ)’ olarak tanımladı. Türk hükümeti, çoğu zaman yetersiz deliller temelinde ve asgari yargı süreciyle, FETÖ ya da terörle alakalı bağlantılar iddiasıyla, ABD’nin Türkiye’deki diplomatik misyonlarının yerel çalışanları dahil Türkiye’de ikamet eden yabancı vatandaşlar ve Türk vatandaşlarını gözaltına almaya ve tutuklamaya devam etti. Hükümet ayrıca, 2020 yılı boyunca ordu, güvenlik ve sivil makamlarda görev yapan çalışanlar ve memurları işlerinden ihraç etmeyi sürdürdü” denildi.

Raporda, 2016 yılındaki darbe girişiminden bu yana hükümetin, “FETÖ” bağlantılı oldukları iddiasıyla, 125 binin üzerinde sivil memuru kamu görevlerinden ihraç ettiği ya da askıya aldığı, 96 binin üzerinde Türkiye vatandaşını tutukladığı ve 1500 sivil toplum kuruluşunu kapattığı da kaydedildi.

Raporun “Yasama, Kanunların Uygulanması ve Sınır Güvenliği” başlığında, Türkiye’nin, anayasal düzene, devletin iç ve dış güvenliğine karşı suçları da içeren geniş bir ‘terör’ tanımının olduğu değerlendirmesi yapılırken, hükümetin de bu düzenlemeleri ifade ve toplanma özgürlüğünün uygulanmasını suç kapsamına almak için düzenli olarak kullandığı belirtildi.

İçişleri Bakanlığı’na göre yılın ilk 7 ayında 14 bin 186 sosyal medya hesabının incelendiği ve 6 bin 743’ün üzerinde sosyal medya kullanıcısına karşı yasal eyleme başvurulduğu bilgisi aktarıldı. Bu kişilerin “terör propagandası yapmak”, “terör örgütlerini desteklemek”, “kişileri düşmanlığa tahrik ya da devlet kurumlarına hakaretle” suçlandığı kaydedildi.

Türkiye’nin ‘terörle mücadele’ konusunda güvenlik unsurlarının kapasitelerini geliştirdiği ve kurumlar arası bilgi paylaşımını düzene koyma çabalarını da sürdürdüğü tespiti de raporda dile getirildi.

Raporda, Türkiye’nin bazen şüpheli yabancı terör savaşçılarını, gönderildikleri ülkelere önceden bilgi vermeden sınır dışı ettiği ancak bu ülkelerle koordinasyonun, 2019 yılında Avrupa ülkelerine vatandaşlarını geri almaları konusunda verilen ültimatomun ardından ilerleme gösterdiği kaydedildi.

Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) üyesi olan Türkiye’nin Aralık ayında, FATF’ın 2019 yılı karşılıklı değerlendirmesinde tanımlanan noksanların çoğunu giderecek şekilde, terör finansmanı, kara para aklama ve nükleer silahların yayılmasını önleme konusunda yeni bir yasayı yürürlüğe koyduğu da raporda hatırlatıldı.

ABD’nin raporunda AKP iktidarının, siyasetin ve toplumsal yaşamın merkezine yerleştirmeye çalıştığı Diyanet İşleri Başkanlığı’na da yer verildiği görüldü. Diyanet’in İslam propagandasıyla ‘terör propagandasını’ zayıflatmaya çalıştığı savunuldu.

Raporun “Uluslararası ve Dini İşbirliği” başlığında da, Türkiye’nin BM, NATO, Avrupa Konseyi Terörizm Uzmanları Komisyonu ve IŞİD’e Karşı Küresel Koalisyon’un üyesi olduğu, IŞİD’e Karşı Koalisyon’un Yabancı Terör Savaşçıları Çalışma Grubu’nun Kuveyt ve Hollanda’yla birlikte eş başkanlığını yaptığı belirtildi. Türkiye’nin Küresel Terörle Mücadele Forumu’nun toplantıları ve girişimlerine düzenli olarak katıldığı ve GCTF’nin ilham alarak kurulan Uluslararası Adalet ve Hukukun Üstünlüğü Enstitüsü adlı kuruma da katkılar sunduğu ve terör vakaları üzerinde çalışan yargıçlar ve savcıların eğitimi için uzman desteği sağladığı kaydedildi. Türkiye’nin ayrıca AGİT bünyesinde terörle mücadele konusundaki uzman toplantılarına da katılım gösterdiği, 70’in üzerinde ülkeyle ikili güvenlik anlaşmalarının olduğu ifade edildi. Türk polis teşkilatının ortak ülkelerdeki terörle mücadele kapasitesi inşası programlarına da katkı sağladığı belirtildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın raporunda ayrıca 2020 yılındaki terör saldırılarından kaynaklı ölü sayısının bir önceki yıla göre yüzde 10'dan fazla arttığı da açıklandı. Dünya ülkelerinde 2020 yılında yaşanan terör olaylarını ele alan raporda, IŞİD'in özellikle Afrika Kıtası'na yayılmasının terör olayları ve bunlarla bağlantılı ölümleri artırdığı kaydedildi.

Raporda, dünya genelinde 2020'de terör olaylarından kaynaklı ölüm oranının 2019'a göre yüzde 10'dan fazla artığı belirtildi.

ABD'deki beyazların üstünlüğünü savunan gruplar dahil 'Irksal veya Etnik Motivasyonlu Şiddet İçeren Aşırılıkçı' gruplara da raporda ilk kez yer verildi.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *